Japonya’nın Fukuşima Nükleer Santrali’nde biriken radyoaktif atık suyu Pasifik Okyanusu’na boşaltmaya başlaması birçok kıyıdaş ülke tarafından kınandı.
Marshall Adaları gibi bir dönem radyasyona maruz bırakılmış ada ülkeleri için Japonya'nın eylemleri acı hatıraları geri getirdi. Pasifik Okyanusu’na kıyısı bulunan ülkeler, Japonya’nın bencilliğinin bedelini ödemek zorunda olmadıkları gibi, tazminat talebinde bulunma hakkına sahip.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, Fukuşima felaketini en yüksek derece olarak 7 ölçeğinde sınıflandırdı. Felaket, 1,3 milyon tondan fazla nükleer atık su ortaya çıkardı.
Çok sayıda araştırmaya göre, Fukuşima'nın nükleer atık suyu 60'tan fazla tür radyonüklid içeriyor. Söz konusu radyonüklidin fiziksel yarılanma süresi, birkaç yıldan binlerce hatta yüz binlerce yıla kadar değişiyor. Japon makamları dahi Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) ile seyretilten nükleer atık suyun yüzde 70’inin deşarj standartlarını ihlal ettiğini kabul ediyor.
Öte yandan 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre, devletlerin deniz çevresini koruma, zarar veya riskleri diğer taraflara aktarmama yükümlülüğü bulunuyor.
Açık Deniz Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, Nükleer Kazaların Erken Bildirimi Sözleşmesi ve Atıkların ve Diğer Maddelerin Denize Boşaltılması Yoluyla Deniz Kirliliğinin Önlenmesi Hakkında Sözleşme’ye taraf olan Japonya, söz konusu sözleşmeleri ihlal etti. Bu yüzden, Pasifik Okyanusu kıyısındaki ülkelere mutlaka tazminat ödemeli.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı