İBB, önceki yönetim tarafından Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli metro hattının bir kolu olarak tasarlanan, ancak 2017 yılı sonundan itibaren durdurulan Yenidoğan-Cumhuriyet-Emek metro hattını Söğütlüçeşme’ye kadar uzatarak, bir bütün olarak yeniden tasarladı. Anadolu yakası için büyük önem taşıyan Söğütlüçeşme-Yenidoğan raylı sistem metro hattının ‘Uygulamaya Esas Kesin Projesi’ için düzenlenen imza töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, önceki İBB yönetiminin kentte yapımı devam eden birçok metro hattının yapımını durdurduğunu hatırlattı. Örnek olarak; yüzde 2-3 seviyesinde devraldıkları Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli hattında, 3,5 senelik sürede yüzde 80 ilerleme seviyesine ulaştıkları bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Onlar, 2,5 seneyi heba ettiler. Şu anda eğer o 2,5 seneyi heba etmeselerdi, bugün doya doya o metroları kullanıyor olurdunuz. Ve bu sadece burada mı? Göztepe-Ataşehir-Ümraniye'de, Bostancı-Dudullu hattında; hepsinde böyle. Ve bütün bunları durmuş bir şekilde alıp, onların tarifiyle, tabiriyle, İstanbul'a yaşattıkları gerçek anlamdaki fetret dönemine son verip, İstanbul halkına ait paranın her kuruşunun doğru kullanıldığı bir süreci bu memlekete, bu şehre hediye etmenin onurunu, gururunu ve gönül rahatlığını yaşıyorum” dedi.
Anadolu yakası için büyük önem taşıyan Söğütlüçeşme-Yenidoğan raylı sistem metro hattının “Uygulamaya Esas Kesin Projesi” için protokol imza töreni düzenlendi. Sancaktepe Yunus Emre Mahallesi’ndeki İBB Safa Tepesi Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen imza töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, açıklamalarda bulundu.
“Vatandaşımızı aldatan, kandıran değil; aklı, bilimi, tekniği ön planda tutan bir metotla yol yürümeye devam edeceğiz”
“İstanbul’a hizmet ederken vatandaşımızı aldatan, kandıran değil; aklı, bilimi, tekniği ön planda tutan bir metotla yol yürümeye devam edeceğiz” diyen İmamoğlu, “İddiayla söylüyorum ki; iş yapan kadromuz, bütün kadromuz, yöneticilerin her birisi, koltuklarına liyakatiyle ve işin ehli olması tarifiyle oturuyorlar. Ülkemizin insan kaynaklarına çok güveniyoruz. Burada şu anda sizlerin, değerli misafirlerimizin arasında hem Metro A.Ş.'yi hem Raylı Sistemleri hem İstanbul Büyükşehir Belediyemizin Genel Sekreter Yardımcısı’na, birçok yönetici kadronun kıymetli elemanlarını ve çalışma arkadaşlarımı görüyorum. Ve heyecanlarını da hissediyorum. Sürece dair; kadınıyla, erkeğiyle böyle bir heyecanla yeni bir şey üretmenin onların gözündeki pırıltısını görebiliyorum” şeklinde konuştu.
“Yanıltılmayın ve yanıltanlara da fırsat ve müsaade etmeyin”
Yeniden tasarladıkları hat için yaptıkları çalışmalar sırasında iftiralarla karşılaştıklarını hatırlatan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Burada sevgili muhtarlarımızın, kıymetli arkadaşlarımız, ilçe başkanlarımız var. İYİ Parti Grup Başkanvekili var, Meclis üyesi arkadaşlarım var. Onların da can kulağıyla dinlemesini istiyorum. Çünkü sevgili hemşerilerim; yanıltılmayın ve yanıltanlara da fırsat ve müsaade etmeyin. Bu konuda bizi yaralamaya, karalamaya çalışan, ne yazık ki iyi niyetli olmayan, tavırları ortaya koyan, belediye başkanından bakanına, hatta daha üst makamlara varıncaya kadar, yalanı, yani tabiri caizse çerez gibi yiyerek konuşan insanların ifadelerini görmekten utanç duydum. Hem de öyle bir bakan konuştu ki zamanında; bu işin durdurulmasına imza atan, bu işin başlangıçtaki hatalara imza atan, hatta Cumhurbaşkanlığı Yatırım Planlamasına, ‘Ya buraya müsaade eder misiniz’ diye yazıyı yollayan, Cumhurbaşkanı’ndan, ‘Hayır, burayı yapamazsınız. Burayı yanlış tasarladınız. Burada metro olmaz’ diye cevabı almasına rağmen, sanki bütün bunlar yokmuş gibi, İmamoğlu da gelmiş bir metroyu doldurmuş kelimesini… Yani bunu öyle kullandılar ki inandı ve Sayın Cumhurbaşkanı bile aynı şeyi kullandı. Hani o hale getirdiler.”
“Bizi karalayan bir süreci, aklı deşifre etmek adına imza törenine katıldım”
“Bu şekilde bizi karalayan bir süreci, aklı deşifre etmek adına ve ‘Bir iş nasıl başlatılır, nasıl yürütülür’e bir örnek daha, sağlıklı bir örnek daha ortaya koymak için bu imza törenine özellikle katıldım” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü.
“Bu hat, yeni haliyle, M13, yani Söğütlüçeşme-Yenidoğan metro hattı, artık İstanbul için çok önemli bir hat olacak. Ancak, daha önce tasarlandığı haliyle, yani 6.9 kilometre ve 2 istasyon şekliyle, az önce Yenidoğan-Emek diye tariflediğimiz şekliyle tasarım yanlış bulundu. Bunun tarifini şöyle söyleyebilirim: Yani burayı, bir minibüsle ya da otobüsle taşıyabilirsiniz; metroyla taşıyamazsınız. Metro, çok ağır bir iş. Metronun yerin altında 1 kilometresi, artık yaklaşık 45 milyon Euro’ları bulan… Bunun anlamı ne biliyor musunuz? 1 kilometresi, 1 milyar lira. Bu, kimin cebinden çıkıyor? Bizim insanımızın cebinden çıkıyor. Yani eski parayla 1 katrilyon lira. Bunu biz yapacağız ama doğru iş olarak yapacağız. Zamanında, belki siyasi bir kararla yanlış yapılan bir iş. İzin bile alınamamış. Daha kötüsünü söyleyeyim size. Çekmeköy-Sancaktepe- Sultanbeyli hattı. Doğru bir hat. Ama bu kol yanlış. Yani Yenidoğan-Emek. Neyi anlatacağım size? O hattı ihale ediyorsunuz. Firmaya teslim ediyorsunuz. 2,5 seneye yakın, yani biz görevi teslim alıp, süreci irdeleyip, para bulana kadar, 2,5 seneye yakın çivi bile çakmıyorsunuz.”
“Mesele, işin yanlış tasarlamış olması”
Söz konusu hattın eski halinin, yeni teknolojik gelişmelere aykırı bir şekilde başlatıldığının altını çizen İmamoğlu, “Burada çok kıymetli teknik mühendisler var. Onların diliyle anlayan çok insanlar var. Ama bir de benim dilimden anlayan vatandaşlarım var. Ben de sizden birisi gibiyim yani. O şaftları açarsınız ve inşaata başlarsınız. Buralar, işin çalışması gereken şaftlar. Ve bu şaftların ömürleri, kalıcı değildir, geçicidir. Belli bir zamanı geçtikten sonra çevreyi tehdit ederler. Yıkılma tehdidi, vesaire gibi. O bakımdan biz, göreve geldiğimizde bu tehdidi görünce ve bizden önce cumhurbaşkanlığından yatırım izni alınamayan bu hattı, biz de başvurmamıza rağmen bize de ret cevabı gelince, dedik ki; ‘Burayı hemen hızlıca dolduralım.’ Doldurduk, kapattık. Ama yarın gel kepçeyle gene aç şeklinde yani. Mesele o değil. Mesele, işin yanlış tasarlamış olması. Az önce arkadaşım, ‘peron’ dedi. Peron ne demek? Yolcuların giriş-çıkış yaptığı yer demek. İstasyon demek. Peki oraları doldurduk mu? Hayır, oraları doldurmadık. Oralar çünkü kalıcı yerler. O peronlar da kalıcı olması gereken yerler. Biz bu süreci iptal etmedik. Oradaki betonarme işlerini yaptık, ki çevredeki tehditler bitsin. Ama işe başlandığı zaman da oralar hazır olsun. Ben gittim, gördüm. Orada tünel geldiğinde gireceği yeri, öbür tünel geldiğinde çıkacağı yeri de yaparak, oraların betonarmelerini bitirerek, sağlıklı bir süreç toparlandığında, o proje bittiğinde ve iş başladığında oralar hazır olacak ve sisteme entegre edilecek” dedi.
Hibya Haber Ajansı