Üniversitelerin sayısının ülkemizde her geçen gün artması, öğrencilerin ve akademisyenlerin bilime yönelik özerklik ve teşvik taleplerinin artmasını tetikliyor. 36’sı Türkiye’den, dünya genelinde 1988 yılından itibaren 94 ülkeden 947 üniversitenin kabul ettiği ve akademik özerklik ilkelerini içeren Observatory Magna Charta Universitatum’u imzalayanlar arasına Türk Eğitim Derneği Yükseköğrenim Vakfı tarafından kurulan TED Üniversitesi (TEDÜ) de katıldı. “Üniversitelerin Anayasası” olarak bilinen uluslararası sözleşmede, öğretim görevlileri ve öğrenciler arasında değiş tokuşun teşvik edilmesi, statü ve unvan değerlerinin eşit görülmesi, burs dağıtımı genel politikasının hizmetin devamını garanti etmesi odağında birçok madde yer alıyor.
TED Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, Bildirgeyi imzalayan rektörlerin kendi üniversiteleri adına, yetkileri dahilinde tüm ulusal ve uluslararası kuruluşları, üniversitelerce oybirliğiyle saptanmış ilkeleri içeren sözleşmeden esinlenmeleri için teşvik görevini üstlendiğini belirtti.
Üniversitelerde bağımsız eğitim ilkesi desteklenecek
Observatory Magna Charta Universitatum’da üç temel ilkenin yer aldığını aktaran Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, “Bunların ilk sırasında, üniversitelerin dünyanın dinamiklerine hazır olabilmeleri için tüm çalışmalarının dış etkenlerden entelektüel açıdan bağımsız olmasıyla mümkün olduğu maddesi yer alıyor. Sözleşmede üniversitelerin eğitimle araştırmalarının birbirinden ayrılmaz bir bütün oluşturduğu ilkesi de önemli bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Öğrencilerin bu bilgilerle kendilerini zenginleştirmelerine de olanak sağlanması gerekliliğine dikkat çekiliyor” dedi.
Sözleşmeye imza atan kurumlar hümanist geleneğin temsilcisi sayılıyor
Observatory Magna Charta Universitatum’a göre üniversiteler, Avrupa hümanist geleneklerinin birer temsilcisi sayılırken, sözleşmede yer alan uygulama metotları da evrensel bilgiye ulaşılmasını ve farklı kültürlerin birbirine nüfuz etmesinin desteklenmesini amaçlıyor. Bu uygulama yöntemlerine göre çalışmalarında ve eğitimde özgürlüğün korunmasını sağlayacak imkanların üniversite topluluğunun elinde hazır bir şekilde bulunması gerekiyor. Her üniversitenin, özel koşullarına da uygun şekilde, öğrencilerinin özgürlüklerini korumaları, kültürel ve eğitimsel hedeflerine ulaşabilmeleri için gerekli şartları garanti altına almaları sorumluluğu öne çıkıyor.