enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5660
EURO
36,2123
ALTIN
2.987,62
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
18°C
İstanbul
18°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

Sık yaşanılan olumsuz duygulara dikkat

Sık yaşanılan olumsuz duygulara dikkat
12.08.2023 13:51
6
A+
A-

Herkesin toksik kişiler ve ilişkilerle karşılaşabileceğini belirten uzmanlar, bu kişilerin yakın çevremizde de olabileceğini söyledi.  İlişkilerde çaresizlik, öfke, suçluluk, sürekli açıklama yapma gereği hissetmek gibi duygulara dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, “Bu duyguları sık yaşıyorsanız bu ilişkinin toksik olduğunu söyleyebiliriz.” dedi. Toksik kişilerin özür dileme eğiliminde olmadığını vurgulayan Bhais, toksik kişilerin olumsuz duygularını karşısındakine atarak onları da aşağı çektiğinin ve bu kişilerde genellikle kişilik bozukluğu problemi olduğunun altını çizdi.

Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, “Bu kişi akrabalardan, aileden biri, arkadaş, sevgili veya eş olabilir. Kısa süreli hayatımıza girebilir ya da uzun süreli hayatımızda kalabilir. Biz bu kişileri süreç içinde bize hissettirdikleri ya da ilişkinin şekliyle tanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Sık yaşadığınız olumsuz duygular ilişkinin toksik olduğunu gösterir

Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, toksit ilişkiyi şöyle açıkladı:

"Bizi zehirleyen, bizi aşağı çeken. Biz sosyal ilişkilerimizi neden kurarız? Daha iyi daha mutlu, daha başarılı olabilmek, bize cesaret vermesi, destek olması için. Ancak bu kişiler tam tersini yapar. Biz bu kişileri nasıl tanıyoruz? Öncelikle bizim ilişkilerimizde hissettiğimiz duygulardan bunu çıkartıyoruz. Eğer bazı insanlarla ilişkinizde çaresizlik, öfke, suçluluk gibi, sürekli açıklama yapma gereği hissetmek gibi bazı duyguları sık yaşadığınızı düşünüyorsanız, bu ilişkinin aslında toksik bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Karşı tarafın bizi bir şekilde manipüle ettiğini, değiştirmeye, kontrol etmeye, belirli yönlere çekmeye çalıştığını düşünebiliriz. Yaşadığımız bu duygulardan anlayabiliriz.” 

Haklı olsanız bile suçluluk hissi yaşamanıza neden olurlar

Sağlıklı ilişkilerde de tarafların birbirlerine yanlış davranışlarda bulunabileceğine, hatalar yapılabileceğine ve kırıcı olunabileceğine değinen Bhais, “Sonrasında özür bekleriz. Ancak bu kişilerde geri vites yoktur, yani geri adım atma durumu yoktur. Bu kişiler yanlış bir şey yaptıklarını düşündüklerinde ya da siz bunu düşünüyor olsanız bile asla özür dilemezler. Hatta şöyle olur, dersiniz ki, ‘bu durumda yüzde yüz ben haklıyım, bu konuda da bir şey diyemez artık’. O konuşma öyle farklı yerlere gider, öyle gündemler açılır ki sonrasında siz kendinizi suçluluk hissiyle bulursunuz. Aslında baktığınızda burada da bir manipülasyon var.” dedi.

Özür dilememek ihtiyaçlarına iyi geliyor

“Özür dileyememenin birçok sebebi olabilir.” diyen Bhais bu kişilerde sebebin özgüvenle ilişkili bir sorun olduğuna dikkat çekti. Bhais, “Kendisine bir yıkım gibi gelebilir. Bu kişiler için özür dilemek, ‘ben yanlışım, ben hatalıyım, bana olan saygı kaybolacak, bu yüzden asla geri adım atmamalıyım, sonuna kadar gitmeliyim’ demek. Tabii ki bunların da çocukluk öğrenmeleri ve aile yaşantılarından geldiğini biliyoruz. Bu kişiler durduk yere böyle olmuyorlar. Ama bir şekilde onların ihtiyaçlarına özür dilememek iyi geliyor. Ama karşıdaki insanın ihtiyacına iyi gelmiyor.” açıklamasında bulundu. 

Olumsuz duyguları size de geçer 

Bu kişilerin, ilişkilerde daha fazla sorun yaşayan, zarar görebileceğini, yalnız olduğunu, kimseye güvenmemesi gerektiğini düşünen kişiler olabileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, “Bu kişilerin de hayata bakışıyla baş etme yöntemleri aslında bu ilişki tarzı. Yaşadıklarının sonucunda kişiler böyle bir yöntem geliştiriyor. Özür dilememek, karşı tarafa bazı duygular hissetmek gibi. Çünkü zamanında kendisi de bunu hissetmiş. Olumsuz duygu aynası diyorum ben buna. Kişi hissettiği duyguları aslında karşı tarafa aktarıyor.” diye konuştu.

Bu kişilerde çok ciddi bir memnuniyetsizlik beklendiğini söyleyerek sözlerine devam eden Bhais, “Sürekli memnun olmama durumu vardır. Eleştiri vardır, sürekli bir şeylere sinirlenirler, kızarlar, rahatsız olurlar, alınganlık gösterirler. Bir kafeye gidersiniz garsonla tartışırlar, sinemaya gideceksinizdir sinemanın yeri ile ilgili şikayet ederler. Siz de bir süre sonra o duyguları satın alırsınız, bir süre sonra sizde onun yanındayken bu duyguları sık hissettiğinizi daha eleştirel, daha alıngan olduğunuzu fark edersiniz. Aslında sizi de o duygularla aşağıya çekmeye çalışırlar.” ifadelerine yer verdi.

Toksik kişiler için ‘kötü kalpliler’ diyemeyiz

Bhais, bu kişilere ‘kötü insanlar’ denilemeyeceğinin altını çizerek, “‘Bu kişi kötü kalpli ve bana bunu yapmaya çalışıyor’ diyemeyiz. Sadece hayatta öğrendikleriyle, aldıkları topladıkları bilgilerle böyle baş edebildikleri için kişi bunu yansıtıyor. Mesela, aynı şeyleri onlara yapmaya başlarsanız bunu normal karşılarlar. Onlar zaten ilişkinin doğasının bu olduğunu düşünüyor. O yüzden de siz ona aynı şekilde davrandığınızda  o kendini gerçekleştiren kehanet gibi düşünüyor. ‘Böyle olacağı belliydi, zaten böyle olmasını bekliyordum’ diye düşünürler.” ifadelerine yer verdi.

Toksik kişiliğin farkına varılması çok zor

Bu durumun farkında varılmasının çok zor olduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais şunları kaydetti:

“Bireyler ancak, hayatlarında önem verdiği kişilerle sorun yaşadığında, ilişkilerinde ya da hayatı yaşama şeklinde problem olduğunu fark ettiklerinde terapiye başvuruyor. Diyor ki, ‘ben mutlu değilim, ben hayatımdan memnun değilim, yani ortada bir şey yok ama ben memnun değilim.’ Ya da ‘Ben herkesle tartışıyorum, herkesle kavga ediyorum. Herkes benden uzaklaşıyor, yalnız hissediyorum.’ Ancak bu şikayetlerle, dolaylı yollardan fark ederek geliyorlar.”

Davranışları genellikle kişilik bozukluğu kaynaklı 

Toksik insanların davranışlarının altında yatan nedenin aslında bir hastalık olduğunu dile getiren Bhais, “Altta yatan neden, kaygı, depresif bir durum, kişilik bozuklukları olabilir. Genellikle kişilik bozuklukları daha sık gördüğümüz bir neden oluyor. Bu nedenle iyi insan veya kötü insan olarak değerlendirmemek, bunun bir hastalık olduğunu bilmek gerekiyor.” uyarısında bulundu.

Sağlıklı bir ilişkide aldığınız kadar verebiliyor olmak önemli

Memnuniyetsiz,  depresif veya kaygılı herkese toksik denilemeyeceğine dikkat çeken Bhais sözlerini şöyle tamamladı:

“Bir ilişkinin başından sonuna siz bu durumları hissediyorsanız o toksik bir kişidir. Ama bazen arkadaşlarımızın dosta ihtiyacı vardır, bir şeyleri anlatmaya ihtiyacı vardır. Bazı insanların çok keyifli olmadığı için sessiz kalmaya ihtiyacı vardır. Bu dönemleri de arkadaşlarla birlikte geçirmek gerekebilir. Sağlıklı bir ilişkide aldığınız kadar verebiliyor olmak önemlidir. Ben eğer değerli hissetmek ya da güven hissi verebiliyorsam, o da bana sevgi ve şefkati verebiliyor mu? Benim ihtiyacım olanı alıp ben ona ihtiyacı olanı verebiliyor muyum? Bir taraf daha fazla veriyorsa, bir taraf hep daha fazla alıyorsa o zaman orada dengesiz ve sağlıklı olmayan bir ilişki vardır."

 

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.