Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Bayri, beyin anevrizmasını ve tedavi yöntemlerini anlattı.
Beyin anevrizması; beyni besleyen ana atardamarlarının zayıf bölgesinin balon şeklinde genişlemesi olarak tanımlanıyor. Genel olarak ülkemizde her 100 kişiden 1’inde görülen beyin anevrizmalarının en tehlikeli komplikasyonu ise beyin kanamasına yol açabilmesi. Anevrizması olan kişilerin anevrizmasının büyüklüğüne göre değişen oranlarda kanama riski bulunuyor ve baloncuğun patlaması sonucu beyinde kanama gelişebiliyor.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Bayri, anevrizmalar hakkında şunları söyledi:
“Anevrizmanın damar duvarı ince olduğu için bu bölgeden patlayarak kanamaya yol açabiliyor. Bazen anevrizma patlamadan önce sızıntı şeklinde kanamalar da olabiliyor. Yapılan çalışmalarda; hastaların yüzde 15-50’sinde patlamadan 6-20 gün önce gelişen hafif kanamalar nedeniyle ani ve şiddetli baş ağrısı görüldüğü bildirilmiş. Beyin kanaması geçiren hastaların yüzde 10-15’inde ani ölümler oluşabileceği için bu durumda zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurmak büyük önem taşıyor. Günümüzde anjiografik tomografi, MR anjiografi ve klasik anjiografi yöntemleriyle beyin anevrizmasına tanı rahatlıkla konulabiliyor.”
Beyin anevrizmalarının neden oluştuğu henüz tam olarak aydınlatılmamış olsa da bazı etkenlerin riski artırdığı biliniyor. Anevrizma tüm dünyada erkek ve kadınlarda eşit dağılım gösterse de, 50 yaş üstünde bu oran kadınlarda 2 kat fazla görülecek şekilde değişiyor. Bu artışta damar sağlığını koruyan östrojen hormonunun menopozla birlikte azalmasının etkili olduğu belirtiliyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Bayri, “İleri yaş, hipertansiyon, sigara ve aşırı alkol kullanımı, ateroskleroz (damar sertliği), travmalar ve endokardit gibi hastalıklar anevrizma riskini yükseltiyor. Bunların yanı sıra polikistik böbrek hastalığı ve fibromüsküler displazi gibi bazı hastalıklarda da anevrizmanın görülme sıklığı daha yüksek oluyor” dedi.
Doç. Dr. Yaşar Bayri, ailede birden fazla kişide var olan anevrizma öyküsünün de riski artırdığına işaret ederek, “Bu nedenle ailesinde fazla sayıda kişide anevrizma öyküsü olanların risk faktörleri ve tarama yapılması için hekimlerine başvurmaları öneriliyor. Zira erken dönemde tedbir alınması hastanın hayatının kurtulmasını sağlıyor” bilgisini verdi.
Anevrizma, çoğunlukla damarların ikiye ayrıldığı ve kan akımının fazlaca zorladığı damarlarda, kan damarı duvarlarının incelmesinden kaynaklanıyor olduğunu söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Bayri, “Kan bu incelmiş olan damarlarda akışını sürdürürken, kan basıncındaki artış damardaki küçük bir bölgenin tıpkı bir balon gibi dışarı doğru şişmesine yol açıyor. Eğer damar gereğinden fazla zayıflamışsa veya içerisindeki basınç ani artmışsa patlıyor ve bunun sonucunda ‘beyin kanaması’ oluşuyor. Kanamanın gerçekleşmesi halinde anevrizmanın ilk 3 gün içinde tedavi edilmesi büyük önem taşıyor. Zira bir kez patlamış ve beyin kanamasına yol açmış olan anevrizmanın ikinci kez kanama riski çok yüksek oluyor.
Beyin anevrizmalarının tedavisinde hedef, baloncuğun patlaması sonucu gelişebilecek olan beyin kanaması riskini ortadan kaldırmak. Bunun için iki tedavi yöntemine başvuruluyor; balonun açık cerrahi ile klipslenmesi veya endovasküler girişimler, bir başka deyişle damar içi uygulamalar ile kapatılması olduğunu söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Bayri, “İşlemin hangi yöntemle yapılacağına karar verilmesinde; anevrizmanın boyutu, yerleşim yeri, hastanın yaşı ve genel sağlık sorunlarının varlığı gibi birçok faktör etkili oluyor” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Yaşar Bayri, açık yöntemle yapılan anevrizma ameliyatlarında, mikroskop altında mikrocerrahi yöntemler kullanılarak, genişlemiş olan baloncuğun boynuna uygun olan ve klips denilen kıskaçlarla anevrizmanın kapatıldığını belirterek, “Sorunlu bölgenin dolaşım dışına bırakılması sayesinde kanın anevrizmayla ilişkisi kesiliyor. Kan genişlemiş olan damarın içine giremediği için kanama riski önlenmiş oluyor. Endovasküler yöntemde de genellikle kasıktan yerleştirilen kateter aracılığıyla anevrizma kesesi coil adı verilen tel benzeri madde ile doldurularak kapatılıyor. Anevrizmaların çok büyük olduğu ya da kapatma işleminin her iki yöntemle de yapılamadığı tablolarda by-pass cerrahisi yöntemine başvuruluyor. Kanamamış anevrizmalarda ise anevrizmanın boyutuna, şekline ve kanama riskini arttıracak faktörlerin varlığına göre nasıl takip edileceğine karar veriliyor” ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı