SDR değişiklikleri… IMF SDR sepetinde Mayıs ayında mutabık kalınan değişiklikler bugünden itibaren yürürlüğe girecek. Buna göre, %41,73 olan USD’nin ağırlığı %43,38’e, %10,92 olan CNY %12,28’e yükseltilirken, Euro %30,93’ten %29,31’e, GBP %8,09’dan %7,44’e ve JPY %8,33’den %7,59’a düşürüldü.
Uluslararası para sistemi ve rezerv para kavramı… Küresel ticaret ve para piyasalarının ABD dolarına bağımlılığının azaltılmasına yönelik görüşler ve spekülasyonlar var. Zamanla, birçok rakip aslında USD’ye gösterildi, USD hakimiyetinden önce GBP için benzer bir durum vardı. Ardından, üzerine güneşin hiç batmadığı imparatorluğun ortadan kalkması, 1930’a kadar olan altın para çağı, 1930-1944 arasındaki buhran ve USD’nin hakimiyeti. Sistemin çöküşünden sonraki süreçte uluslararası para sisteminin merkezinde USD’nin yer aldığı söylenebilir. Rezerv para terimini sıklıkla kullanırız; Bunun kriteri, o para biriminin uluslararası ticarette kullanılması veya küresel Merkez Bankalarının rezervlerinde ne kadar olduğudur. IMF verileri, küresel Merkez Bankalarının rezervlerinin yaklaşık %60’ının ABD doları cinsinden olduğunu göstermektedir.
IMF SDR sepeti ağırlıkları… Kaynak: IMF
Ticarette yerel para kullanımı… Birçok ülke dış ticarette USD kullanımını kaldırmak ve kendi para birimlerini geçerli kılmak istedi. Rusya’nın BDT ülkeleriyle ticarette USD’yi çıkarma isteği; Rusya ve Çin arasındaki ticarette RUB ve CNY kullanımı, Rusya ve Türkiye arasındaki ticarette RUB ve TRY kullanımı gibi çeşitli görüşler ileri sürüldü.
Bu de-dolarizasyonun ne kadar mümkün olduğunu görmek için;
Örneğin, RUB ve TRY alın. Durum biraz karmaşık. Şöyle açıklamaya çalışayım. RUB ve TRY ile iki ülke arasındaki dış ticaret bir süredir üzerinde durulan bir konu oldu. Hatta Rusya 2014-2015’te dış ticarette EUR ve USD’yi diğer BDT ülkelerine ve birkaç ülkeye daha bırakmayı önermişti. Bu elbette o dönemde krizde olan Rusya’nın satın alma gücünün eriyen RUB nedeniyle önemli ölçüde düşmesi ve bundan dış ticaret hacminin olumsuz etkilenmesi ile yakından ilişkiliydi.
Rusya ve Türkiye arasındaki ticarette RUB ve TL’nin kullanılmasıyla birlikte dış ticaret hacminin belirli bir kesim tarafından dış etkenlerden korunması beklenmektedir. Teoride doğru görünebilir. Ancak, iki ülkenin para birimlerinin ABD Doları karşısındaki değeri dikkate alınmalıdır. Çünkü RUB ve TRY rezerv para birimi değildir. Kullanım alanları sınırlıdır, bu iki ülke elde ettikleri RUB ve TRY’yi diğer ülkelerle olan ticari ilişkilerinde kullanamazlar, USD veya EUR’ya çevirmek zorundadırlar. Bu durum Rus ihracatçısı için olduğu kadar Türk ihracatçısı için de aynıdır. Yani USD’ye olan talep düşmez, hatta artabilir.
Ayrıca Türkiye ile Rusya arasındaki dış ticaret yeterince dengeli değil. Yani bu iki ülkenin ihracatı birbirine yakın değil. 2015 yılında Rusya’ya 20 milyar ABD doları ithalat karşılığında 4 milyar ABD doları ihracat yaptık. Yani 16 milyar dolar açık veriyoruz. Bu, tüm işlemlerde RUB ve TRY kullanımını çok rasyonel yapmaz. Bu iki ülkenin para birimleri rezerv para olsaydı, kalan miktar diğer ticari ilişkilerde kullanılabilirdi. Mevcut koşullarda bu ülke, TL veya RUB gelirlerini başka yerde kullanamaz ve rezerv para birimine çevirmek zorundadır.
Sonuç? Bu açıdan CNY’nin SDR sepetine dahil olarak rezerv para statüsü kazanması önemlidir. CNY, SDR sepetindeki rezerv para dağılımında %12,28 ağırlık kazandı. USD’nin %43,38 ve EUR’nun %29,31 ağırlığı ile karşılaştırıldığında çok anlamlı görünmüyor. Ancak CNY’nin artık önde gelen para birimlerinden biri olmasının önemli bir anlamı var.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi ABD ve Çin’dir. Bu iki ülke mevcut ekonomik düzende dünyanın en büyük ve en önemli ticaret ortaklarıdır. Bu cümleyi rakamlarla desteklersek, ABD’nin yaptığı 1,45 trilyon dolarlık ihracatın 134 milyar doları (%9,2) Çin’e yapılıyor. Yine ABD’nin 2,2 trilyon dolarlık ithalatının 432 milyar doları (%20) Çin’den yapılıyor. Öte yandan Çin’in ihraç ettiği toplam değeri 2,37 trilyon USD olan malların %18’i ABD’ye satılırken, Çin’in 1,53 trilyon USD’lik ithalatının 134 milyar USD’sini (%8,8) ABD oluşturmaktadır.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı