Karaman, tarım alanında Türkiye’nin en güçlü ürünü ve markasının fındık olduğunu ifade ederek, “Türkiye, fındık konusunda dünya pazarına, ürün fiyatına, fındığa dayalı ürün endüstrisine yön verebilecek konumdadır. Fakat bunların hiç biri bugün gerçekleşmiş değildir. En fazla fındık üreten ve ihraç eden ülke Türkiye’dir. Fakat Türkiye ne fındığın fiyatını belirleyen ne de fındık borsasına ev sahipliği yapan ülkedir. Fındıkla geçimini sağlayan nüfus ve ekili fındık alanı büyüklüğü noktasında Türkiye, ilk sıradadır. Fakat, fındık üreticisinin emeğinin karşılığını alamadığı, çoğu zaman zarar veya en az kazanç elde ettiği ülkede Türkiye’dir.” dedi.
Dünya fındık üretiminin yüzde 65’e, ihracatının ise yüzde 75’e yakınının Türkiye’de gerçekleştiğini söyleyen Karaman, şunları kaydetti:
“Buna rağmen Türkiye’nin dünya fındık ekonomisinden aldığı pay, devede kulak düzeyinde bile değil. Fındığın dünya ekonomisin ölçeğinde ürettiği ekonomik büyüklük 150 milyar dolar iken Türkiye’nin fındık geliri; yıllık 1.5 ila 2.5 milyar dolar arasında sıkışıp kalıyor. Yerli ve milli olmak yerine yerlilik ve millilik üzerinden afiş ve manşet siyaseti yapmayı tercih eden, yerli duruş ve milli görüş noktasında zafiyet katsayısı sürekli yükselen AK Parti ve Erdoğan Hükümetleri; fındıkla ilgili olarak Türkiye’nin avantajlarını hükümsüz, öncülüğünü imkansız hale getirecek karar ve uygulamalara devam ediyor.”
Karaman, “Son on yıllık süreçte; bilinçli şekilde olduğu kanaatini haklı kılacak biçimde; fındık üreticisi fındığa ve tarlasına küstürüldü.” diyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün fındık tarlaları, fındık üreticileri hatta ve hatta fındıkla ilgili sektör kurumları dahi yabancıların hegemonyasına terk edildi. Türkiye’de fındık ihracatından en yüksek gelir elde eden şirket, İtalyan menşeilidir. Türkiye, İtalya’ya fındık ihraç ederken, İtalyanlar bugün Türkiye’nin fındığını kendi malları yaparak ihraç ediyor. Bu anlamda fındıkta ‘özelleştirme’ değil ‘yabancılaştırma’ ve ‘yabancı tekeline boyun eğdirme’ süreçleri titizlikle yürütülüyor. Birçok tarım ürününde ve madende olduğu gibi fındık konusunda da yanlış politikaların, yandaş kayırma organizasyonlarının üreticiye, ülkeye ve ülke ekonomisine verdiği zararı net bir şekilde görüyoruz.”
Hükümete bir tavsiyelerinin olduğunu dile getiren Karaman, “Uçaklara doluşup yurt dışından para talep etmek, yabancılara satılacak kurum ve kuruluşları belirlemek suretiyle ekonomik çöküşü durduramayacağınızı kabul edin. Uyguladığınız yöntem, başvurduğunuz yol batırdığınız ekonomiyi düze çıkarmaz. Yabancı bankalardan, ülkelerden, uluslararası piyasalardan, tefeci faiziyle borçlanmak yerine tekel üretici konumda olduğumuz fındık gibi ürünleri hem hammadde hem de son ürün, işlenmiş ürün olarak daha güçlü şekilde pazarlamayı tercih edin.” diye konuştu.
Karaman, “Terini akıtan fındık üreticisi, karını artıran ise şirketler. Fındık ocaklarının hizmetini gören de, fındık fiyatı üzerinden ocağına incir ağacı dikilen de bizim insanımız ve fındık üreticimiz. Biz onlara fındık üreticisi diyoruz. Fakat Erdoğan Hükümeti onlara fındık şirketlerinin hizmetçisi konumunu reva görüyor. Trabzon’da, Giresun’da, Ordu’da, Samsun’da, Sakarya’da, Düzce’de ve diğer birçok ilimizde on binlerce fındık üreticisi ailemiz; emeğine değer, fedakarlığına teşekkür, gayretine minnet, fındığına makul fiyat verilmesini bekliyor.” şeklinde konuştu.
Fındık için belirlenen alım fiyatının finansal açıdan üreticiye, sosyal açıdan ise bütün ülkeye ve özellikle de bölgeye büyük zarar vereceğini söyleyen Karaman, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Dışa göçü engelleyici etkiye sahip fındık üretimi kaynaklı sosyal düzenleme bu fiyatlama politikasıyla hükmünü ve gücünü yitirmeye devam edecektir. Bütün bu sorunlardan kurtulmanın yolu; fındık konusunda herkesin malumu olan ve hükümet tarafından ısrarla kaçınılan doğruların hızla hayata geçirilmesidir. Bunun ilk adımı da açıklanan fındık alım fiyatını, ziraat odasının belirlediği fiyat baz alınarak 140-150 TL seviyelerine yani Hükümetin kullandığı ölçüyle 5 dolar seviyelerine çıkarmak gerekiyor.”
Hibya Haber Ajansı