ABD Hazine tahvilleri, özellikle Çin’den gelen beklenenden daha zayıf ekonomik veriler ve New York eyaletinin Mayıs ayı fabrika aktivitesinde keskin bir düşüşün ardından artan küresel ekonomik yavaşlama endişelerinin öncülüğünde güçlendi. UST 2Y getirisi %2,68 olurken, çok izlenen 10Y getirisi %2,98 seviyesinde. Fed içinden Williams, enflasyonun gelecek yıl düşmesini beklediğini söyledi ancak Powell’ın yaklaşan FOMC toplantılarında 50 baz puanlık artış olasılığına ilişkin görüşünü yineledi.
Yabancı yatırımcılar Mart ayında net ~49 milyar dolarlık UST satın aldılar ve Birleşik Krallık 59 milyar dolarlık girişlere öncülük ederken, Japon yatırımcılar net 33 milyar dolar sattı. Dolayısıyla, Mart ayı itibarıyla yabancı yatırımcılar ABD’nin borcunun yaklaşık %33’üne sahip.
Powell’ın açıklamalarından sonra temel soru şu: Fed daha büyük faiz artışlarına mı gidecek? Yani 50 bps değil de 75 bps şeklinde hareket eder mi? Tabii terminal orana doğru daha hızlı faiz artırımları resesyon endişelerini de artırıyor. Açıklanan enflasyon verilerinin ardından 10 yıllık tahvil faizleri %3 civarındaki düzlemini devam ettiriyor. 2 yıllık tahvil faizlerindeki eğilimin getiri eğrisine etkisi ise halen resesyon tartışmalarını canlı kılıyor. Fed’in terminal oranı hangi seviyede gördüğü daha kritik hale geldi.
ECB’nin faiz artıracağı söylentileri ve üyelerin yönlendirmeleri bununla alakalı net işaretler görmek noktasında Haziran toplantısını önemli kılıyor. Faiz artırımlarının enflasyon endişeleri nedeniyle gerekirse 25 baz puanın üzerinde olabileceği beklentileri ve bu noktada Haziran’da faiz artışı fiyatlaması ABD-Alman tahvil spreadinde makası etkileyecek. Piyasa halen Fed’in trend belirleyici olmasını bekliyor. Reel Fed oranları halen negatif bölgede.
Çin’in en büyük 4. emlak şirketi Sunac, dolar cinsinden bir tahvilin kuponunu ödeyemeyeceğini açıkladı. “Sınırsız” BOJ müdahalesine rağmen JGB getirileri ise %0,25’in biraz altında seyretti.
Türk varlıklarına bakacak olursak; Kamu bankalarının para birimini desteklemek için dolar satış miktarını azaltmasıyla, Türk lirası dokuzuncu gününde düştü ve yılın yeni bir en düşük seviyesine ulaştı. Kaynaklara göre, devlet bankaları son iki gün içinde para birimini desteklemek için 1 milyar dolardan fazla sattı. Devlet bankaları kur müdahaleleri hakkında yorum yapmıyor. Bu arada, Türk CDS’leri 710 baz puanın üzerine çıkarak 2003’ten bu yana en yüksek seviyeye yakın seyrediyor.
Lira, artan cari hesap açığı, yükselen enflasyon ve aşırı gevşek para politikası itibariyle küresel risk duyarlılığının kötüleştiği ortamda baskı altına girdi. Bilindiği gibi, Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın, yüksek faiz oranlarının enflasyonu tetiklediğine dair ekonomi teorisi çerçevesinde büyüme odaklı bir perspektif uygulanmakta ve bu nedenle faiz artırımları seçenek olarak şu aşamada değerlendirilmemektedir. Hükümet ve Merkez bankası riskleri kontrol altına almak için politika faizlerini yükseltmek yerine, dövize endeksli mevduat hesapları da dahil olmak üzere düşüşü durdurmak için bazı önlemler aldı. Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Nureddin Nebati, bu ay Türkiye’nin lira varlıklarının cazibesini artırmak için bir başka adım olarak bireysel yatırımcılar için enflasyona dayalı tahvil ihraç edeceğini söyledi.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı