Önde gelen merkez bankalarının yüksek enflasyonu kontrol altına almak için faiz artırımlarına devam etmesi resesyon endişelerini artırırken bu durum sürpriz olmayan bir şekilde piyasalarda volatilitenin yüksek seyretmesine neden oluyor. Son dönemde açıklanan makroekonomik verilerin karışık bir tablo ortaya koyması da net bir yön tayin edilmesini zorlaştırırken yatırımcılar daha çok merkez bankalarından gelen açıklamalara odaklanmış durumda.
15 Haziran’da sonuçlanan Fed toplantısının dün akşam açıklanan tutanaklarında yeni bir mesaj verilmezken komite üyelerinin sonraki toplantıda 50 ya da 75 baz puanlık artırım ihtimalini destekledikleri görüldü. Tutanaklara piyasanın tepkisi ise pozitif oldu. Güçlü faiz artırımı sinyaline karşın varlık fiyatlarının pozitif tepki vermesi ilk etapta karmaşık gibi görünse de fiyatlamalara pozitif yansıyan nokta aslında Fed’in enflasyonu kontrol altına almak için son derece kararlı bir duruş sergilemesi. Öyle ki enflasyon kontrol altına alınmadan ekonominin normalleşmesi mümkün olmayacağı için Fed’in bu konuda net bir tavır sergilemesi iyimserliği desteklemiş görünüyor. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki faiz artırımları hâlâ ekonomiyi resesyona sürükleme riski taşımaya devam ediyor. Dolayısıyla büyük resim değişmediği için volatilitenin son bulduğunu düşünmüyoruz.
Fed tutanaklarının ardından bugün ise ECB tutanaklarını takip edeceğiz. Aslında tarihsel olarak bakıldığında ECB tutanaklarından çok fazla yeni bilgi çıkmıyor. Bu nedenle tutanakların etkisi de genel olarak limitli kalıyor. Ancak bu kez koşullar biraz daha farklı. Öyle ki ECB’nin Temmuz ayında politika faizinde 25 baz puanlık artırıma gitmesi bekleniyor. Bölgede enflasyonun %8’in üzerinde olduğu ve yukarı yönlü eğilimin devam ettiği düşünüldüğünde ise daha güçlü bir artırım beklentisi de söz konusu. Dolayısıyla normal şartlar altında etkisi limitli olan tutanaklar bu kez bir belirsizliğe ışık tutma potansiyeli taşıdığı için günün önemli konu başlıkları arasında yer alıyor.
USD/TL: Özellikle 16,75 seviyesinin geride bırakılmasının ardından USD/TL’de teknik açıdan dengelerin değiştiğini görüyoruz. Söz konusu noktanın geride bırakılmasının ardından yukarı yönlü denemeler ivme kazanırken yaklaşık olarak son üç haftanın en yüksek seviyelerine ulaşılmış durumda. TL’de zayıflığın artmasında doların küresel olarak güç kazanmasının büyük etkisi var. Bu kapsamda dolar endeksinin 107 seviyesini aşmasının yansımalarını doğal olarak TL’de de görüyoruz. Buna Türkiye’de %80 sınırına yaklaşan enflasyonun yukarı yönlü eğilimi ve giderek derinleşen negatif reel faiz de eklenince TL gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en zayıf performansı gösteren para birimlerinden biri haline geliyor.
Borsa İstanbul: Hafta başından bu yana zayıf bir performans sergileyen BIST-100 endeksinde dün ise daha tepki alımları eşliğinde zayıflıktan sıyrılma çabasının ön planda olduğunu gördük. Dünkü performans endeksin riskli bölgeden çıkması için tek başına yeterli ivmeyi tam olarak kazandırmış değil. Buna karşın 2405 puanın üzerinde arka arkaya kapanışlar yapılması durumunda aşağı yönlü risklerin hafifleyeceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla son 1,5 işlem gününde bu noktanın üzerinde kapanışlar yapılmasının teknik görünüm açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Aşağıda ise 2370 önemli bir destek olarak çalışmaya devam ediyor.
BIST-30 Ağustos vadeli VİOP kontratı
Dün genel hatlarıyla iyimser bir eğilim sergileyen vadeli işlem kontratlarında destek noktalarımız sırasıyla 2720, 2700 ve 2657 olarak öne çıkarken yukarıda ise 2750, 2773 ve 2785 seviyeleri takip edilebilir. Görünümün pozitife dönmesi için aşılmasını görmek istediğimiz seviye ise net şekilde 2800.
USD/TL temmuz vadeli VİOP kontratı
Son dönemde volatilitenin belirgin şekilde arttığı USD/TL’de işlemler yukarı yönlü bir kanal içerisinde gerçekleşirken vadeli işlem kontratlarında 17,85, 18,00 ve 18,30 direnç noktaları olarak izlenebilir. 17,40, 17,25 ve 17,00 ise destek seviyeleri olarak öne çıkıyor.
Kaynak ÜNLÜ & Co
Hibya Haber Ajansı