Koç Üniversitesi Hastanesi, genç erişkinlerde kronik hastalığa yol açan ve özel gereksinimli bireyler olmasına neden olabilen demiyelinizan santral sinir sistemi hastalıklarının tedavisine merkez çatısı altında devam ediyor. Bağışıklık sistemindeki uygun olmayan reaksiyonlar ile genetik ve çevresel faktörlerin olası etkileri sonucu oluşabilen demiyelinizan hastalıkların tanısı hastane bünyesinde multidisipliner bir yaklaşımla incelenerek konulduktan sonra tedavisi gerçekleştiriliyor.
Koç Üniversitesi Hastanesi Demiyelinizan Santral Sinir Sistemi Hastalıkları Merkezi’nde nöroloji, radyoloji, psikiyatri, romatoloji, göz ile fizik tedavi ve rehabilitasyon gibi birçok birim entegre bir çalışma yürüterek, hastayı ayrıntılı inceleyip, uygun tedavi modelini kişiye özel olarak belirliyor. Klinik olarak değerlendirilen hastalar, eğer isterlerse hastalıklarıyla ilgili araştırma süreçlerine de dahil olabiliyorlar. Koç Üniversitesi Hastanesi’nde Demiyelinizan Santral Sinir Sistemi Hastalıkları Merkezi, klinik ile laboratuvar araştırmalar arasında köprü görevi üstlenerek, disiplinler arası bilgi ve veri paylaşımını sağlayacak şekilde konumlandırıldı. Merkezin direktörlüğünü, bu alandaki deneyimi ve mesleki birikimi merkezi sinir sisteminin nadir görülen demiyelinizan otoimmün hastalıkları konusunda çalışan uluslararası vakıflar (Guthy Jackson Vakfı, Sumaira Vakfı ve Siegel Nadir Nöroimmün Hastalıklar Derneği) tarafından da tanınan Prof. Dr. Ayşe Altıntaş yürütüyor.
Demiyelinizan santral sinir sistemi hastalıkları nelerdir?
Merkezi sinir sistemindeki miyelin kılıfının hasarıyla seyreden ve gelişimlerinde bağışıklık sisteminin önemli bir rol oynadığı hastalıklar “Demiyelinizan Santral Sinir Sistemi Hastalıkları” olarak tanımlanıyor.
Bunlar ise şöyle:
"Multipl Skleroz (MS), nöromiyelitis optika spektrum hastalıkları, miyelin oligodentrosit glikoprotein (MOG) ilişkili hastalıklar, akut dissemine ensefalomiyelit, izole optik nörit ve izole transvers miyelittir."
Hibya Haber Ajansı