Ağırgöl, kış aylarında soğuk hava ve rüzgarın cilt sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek, “Ciltte kuruluk, bu mevsimde en sık görülen cilt sorunları arasında ilk sıralarda yer alıyor. Soğuk ve rüzgarlı hava cildimizin koruyucu bariyerinde hasar oluşturuyor. Bunun sonucunda cildimizin su tutma kapasitesi azalıyor.” dedi.
Ciltte oluşan sıvı kaybı nedeniyle cildin kurumaya başladığını söyleyen Ağırgöl, “Ciltte kuruluk vücudun hemen her bölgesinde görülse de, kış aylarında en sık soğuk havaya maruz kalan ellerde, yüz bölgesinde ve dudaklarda oluşuyor. Cildimiz kuruduğunda yaygın olarak pul pul dökülmeler, gerilme hissi ve kaşıntı gibi sorunlar gelişerek yaşam kalitemizi olumsuz etkiliyor. Önlem alınmadığı takdirde ise kuruluğun artmasıyla birlikte ciltte geniş ve derin çatlaklar, egzama, enfeksiyon ve alerjik reaksiyonlar gibi daha ciddi tablolar ortaya çıkabiliyor.” diye konuştu.
Ağırgöl, bu nedenle ciltte oluşan kuruluğun hafife alınmaması gerektiğine değinerek, şunları kaydetti:
“Kuru cilt tedavi edilmezse egzama gelişebildiği gibi, daha önceden egzaması olan kişilerde de hastalık aktifleşiyor. Ciddi kuruluklar cilt bariyerinin yıkılmasına neden olarak enfeksiyonlar için bir odak olabiliyor. Bunların yanı sıra alerjenler hasar görmüş olan cilt bariyerinden vücuda çok daha rahat girerek alerjik reaksiyonları tetikleyebiliyor. Dolayısıyla alınan önlemlere rağmen ciltte oluşan kuruluğun şiddeti artıyorsa, zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak büyük önem taşıyor.”
“Günde 2 kez nemlendirin”
Cilt kuruluğuna karşı nem koruyucu önlemler alınmasının ve cildin sık sık nemlendirilmesinin büyük önem taşıdığını dile getiren Ağırgöl, “Nemlendirici ürünleri günde 2 kez ve banyodan hemen sonra, cildinizin gözenekleri henüz açık iken sürmeye özen gösterin. Üre, seramid veya alfa hidroksi asit içeren nemlendirici ürünleri ılık banyonun ardından kullanabilirsiniz. Ayrıca kış mevsiminde cildi nemli tutan yağ oranı yüksek nemlendirici ürünleri tercih edin.” ifadelerini kullandı.
“Cildinizi sabunla temizlemeyin”
Ağırgöl, cilt temizliğinde sabun kullanımından kaçınılması gerektiğinin altını çizerek, “Zira bu ürünler cilde nem veren yağ tabakasını ciltten uzaklaştırarak kuruluğun şiddetini artırabiliyorlar. Cildinizi kurutmayan, yani alkali olmayan temizleyici ürünleri tercih edin. Yüzünüzü, ciltteki koruyucu yağ tabakası azalacağı için günde iki kereden fazla yıkamaktan kaçının.” şeklinde konuştu.
“Çok sıcak suyla duş almayın”
Çok sıcak su ciltte kuruluğu arttırdığı için ılık suyla duş almayı alışkanlık edinin. Ağırgöl, “Ayrıca uzun süreli ve sık banyo yapmayın. Günde en fazla bir kez duş almanız yeterli gelecektir. Duş alımından hemen sonrasında cildinize uygulayacağınız nemlendiriciler de cilt kuruluğunu kontrol altında tutmanızda fayda sağlayabiliyor.” dedi.
“Odanın nem oranına dikkat”
Ağırgöl, hava kuruluğunu önlemek için odaların nem oranına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “Böylece ciltte gelişen kuruluğun şiddetlenmesini engelleyebilirsiniz. Odalardaki nem oranının yüzde 50- 60 arasında olması öneriliyor. Ayrıca sıcak ve soğuk hava da cilt kuruluğunu şiddetlendirdiği için oda sıcaklığını 21-25 derece arasında tutmayı alışkanlık edinin.” diye konuştu.
“Cilde ‘nefes aldıran’ kıyafetler giyin”
Kış aylarında doğru kıyafet seçiminin cilt sağlığı açısından önem taşıdığına değinen Ağırgöl, şunları söyledi:
“Cildinizi soğuk ve rüzgardan korumak için bere, eldiven ve atkı takmayı ihmal etmeyin. Naylon tarzı kumaşlar cildin nefes almasını önlüyor. Bu nedenle hava dolaşımını sağlayan ve ter emen pamuklu kıyafetleri tercih edin, eldivenlerinizin içine de yine pamuklu eldivenler giyerek cildinizin nemini korumaya çalışın. Cildin bütünlüğünün korunmasında; cildin bariyer fonksiyonu, terleme, yağ hücreleri ile enflamasyonun kontrol altında tutulması önem taşıyor. Dolayısıyla kış aylarında pamuklu kumaşlar gibi hava alabilen kumaşları tercih edin.”
“Aşırı baharatlı gıdalar tüketmeyin”
Ağırgöl, aşırı baharatlı gıdaların terlemeyi artırarak ciltte kuruluk oluşturduğuna değinerek, “Özellikle kırmızıbiber ile karabiber kaçınmanız gereken baharatlar arasında ilk sıralarda yer alıyor.” dedi.
“Sıcak içeceklere dikkat”
Kış aylarında içeceklerin genellikle sıcak tüketildiğini dile getiren Ağırgöl, “Ancak sıcak içeceklerin sinirsel yolaklar üzerinden cildin bariyer fonksiyonunu bozduğu ve iltihaplanmayı arttırdığı, bu etkileri nedeniyle de ciltte kuruluğu şiddetlendirdiği düşünülüyor.” ifadelerini kullandı.
“Çok dar kıyafetler giymeyin”
Ağırgöl, şiddetli cilt kuruluğu sorunu olan insanların dar kıyafetler giymemesi konusunda tavsiyede bulunarak, “Aksi halde sürtünmeden dolayı cilt kolayca hasarlanabiliyor. Bunun sonucunda enfeksiyon ve alerji tetiklenerek daha büyük sorunlar gelişebiliyor.” şeklinde konuştu.
“Bol bol su için”
“Dıştan nem kaybını önlemeye yönelik tedbirlerimizin yanı sıra günlük ihtiyacımız olan su miktarını tüketmeye özen göstermeliyiz” diyen Ağırgöl, “Günlük tüketmeniz gereken su miktarını; vücut ağırlığınızı (kg) 33 ml ile çarparak kolayca hesaplayabilirsiniz. Mesela 60 kilo iseniz 1980 ml, yani yaklaşık 2 litre su tüketmeniz gerekiyor.” dedi.
“Alkol ve kahveyi kısıtlayın”
Ağırgöl; alkol, kahve ve çayın diüretik etkileri nedeniyle vücuttan su atılımına yol açtığını belirterek, “Ciltte kuruluğun artmaması için bu tür içecekleri sınırlı tüketmeli, hemen ardından mutlaka bir bardak su içmeyi ihmal etmemelisiniz.” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı