enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,3392
EURO
37,1012
ALTIN
3.028,55
BIST
8.618,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
14°C
İstanbul
14°C
Çok Bulutlu
Çarşamba Parçalı Bulutlu
17°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
18°C
Cuma Çok Bulutlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C

Kılıçdaroğlu: “Akaryakıt zamları vatandaşın cebinden çalınan paradır”

Kılıçdaroğlu: “Akaryakıt zamları vatandaşın cebinden çalınan paradır”
25.07.2023 14:21
5
A+
A-

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Dün basında sansürün kaldırılışının tam 115’inci yıl dönümüydü. Hapishanelerimizde gazeteciler var. Merdan Yanardağ şu anda hapiste. Üstelik tutuklu, mahkum değil. Medya üzerindeki baskıları görüyoruz. Bunları yaşıyoruz. Dünyada basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 165’inci sıradayız. Bu ayıp bile hangi noktada olduğumuzu gösteriyor. Adliyelerde haber takibi yapanlar var. Bu yılın ilk 7 ayında o haber takibini yapan gazetecilerin tam 364 kez hakim karşısına çıktığını da bilmenizi isterim.

Akbelen’de köylü kadınlar direniyor. 2 yıldır mücadele ediyorlar. Dün güvenlik güçleri TOMA’larla engellemek istedi. Ağacı korumak suç mu? Doğayı korumak suç mu? Onlar kendileri için değil, o coğrafyada yetişen evlatları için mücadele ediyor. Dolayısıyla onların mücadelesi toplumun her kesimine örnek olsun.

Ahlaki ve siyasi açıdan sorgulanan bir hükümet var. Zaten liyakat denen bir olay da Türkiye’de söz konusu değil.

Haziran ayında 219 milyar lira bütçe açık verdi. Yani para yok ama harcıyorsunuz. Hazinenin ödeyeceği kısa vadeli borç, vadesine 1 yıldan kısa süre kalan dış borç 207 milyar dolar. Tam bir rekor.

Hem dış borcu ödeyip hem de cari işlemler açığını finanse edebilmeniz için 207 milyar doların 270 milyar dolara çıkması lazım. Yani 1 yıl içinde 270 milyar dolar para bulmanız gerekiyor.

Kur Korumalı Mevduat sahiplerine bu yıl ve geçen yıl 117 milyar lira para ödendi. Bunlar hem para vergi ödemeyecekler, hem  paraları dolar bazında garanti altında. Türk Lirası’na güven tamamen kaybolmuş vaziyette. Yani ticari çöküş. Çünkü bankada hesabı olanların yüzde 67’si dolar, döviz üzerinden parasını tutuyor.

Türkiye’nin hangi noktaya geldiğini üç görüşle ifade edeceğim. Bir, diyor ki Türkiye; “Sana borcumun ana parasını ödeyemiyorum, param yok. Sana ana parayı ödemek için bana borç ver.” İki, “Senden aldığım borcun faizini de ödeyemiyorum, param yok. Ana para dışında faizini de ödemem için bana borç para ver.” Üç, “Ayrıca bütçede açığım var. Bu açığı kapatmam için de bana borç para ver.”

Devletin yönetilmediğini artık hepimiz biliyoruz. Mısır’daki sağır sultan da biliyor. Bize borç para vermek isteyenler de bu gerçeği biliyor. Hiç kimse parasını çöpe atar mı? O nedenle diyorlar ki ‘Limanları vereceksin bana, orayı ben çalıştıracağım. Arsaları, arazileri vereceksin bana ben çalıştıracağım. Karlı fabrikaların var, onları vereceksin bana ben çalıştıracağım. O zaman sana borç veririm.’ Bu devleti yönetememenin gerçek bir tablosudur. Geldiğimiz nokta budur. Açıkça ifade etmek gerekirse akaryakıt zamları vatandaşın cebinden çalınan paradır. Bu gerçeği hiç kimsenin unutmaması lazım. O nedenle biz yapılan uygulamayı bir ekonomik soykırım olarak tanımlıyoruz.

Bir avuç kişiyi zengin etmek, 85 milyonu bir avuç kişiye hizmet eder hale getirmek bizim kabul edeceğimiz bir olay değildir. 85 milyonu siz perişan ediyorsunuz.

Hiç kimse biriktirdiği veya çaldığı servetin esiri olmamalıdır. Biriktirdiğiniz veya çaldığınız servetin esiriyseniz siz ülkeyi yönetemezsiniz. Çaldıkları ve biriktirdikleri servetler var o servetlerin büyük bir kısmı yurt dışında. Ve şimdi bunlar ülkeyi yönetiyorlar. O nedenle ülke bu durumda.

 İki farklı Türkiye var. Sarayın Türkiye’si, vatandaşın Türkiye’si. Sarayın Türkiye’sinde Erdoğan ailesi var. En baş aktör Erdoğan ailesi. Beşli çeteler var. 4-5 yerden aylık gelir maaş alanlar var. İhale takipçileri, rüşvet alan büyükelçiler, ayda 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçiler var. Rüşveti meşrulaştıranların tamamı sarayın Türkiye’sinde.

Sarayın Türkiye’sinde yaşayanların kira parası, kira derdi diye hiçbir şeyi yok. Elektik, doğalgaz, yakıt parası bir şeyi, derdi yok. Sarayın Türkiye’sinde asla ve asla işsizlik yok. Herkes malı götürmekle meşgul. Sarayın Türkiye’si bu. Sarayın Türkiye’si her türlü israfın kaynağı. Bütün bunları anlatıyorum, sarayın Türkiye’sinde oturanlar vatandaşın kanına ekmek doğrayanlardır. Onların alın terini sömürenlerdir.

Vatandaşın Türkiye’sini hepiniz biliyorsunuz. Vatandaşın Türkiye’sinde esnaf, taksici, otobüs şoförü, asgari ücretli, memur, emekli, sanayicisi var. Düzgün çalışan insanları var. Milyonlarca işsizleri var. Burada kira var. Elektik, doğalgaz, su fiyatları var. Mutfaklarda yangınının olduğunu vatandaşın Türkiye’si görüyor. Vatandaşın Türkiye’si sarayın Türkiye’sine çalışıyor.”

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.