enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,3107
EURO
37,3446
ALTIN
3.034,32
BIST
8.863,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
18°C
İstanbul
18°C
Açık
Cumartesi Çok Bulutlu
15°C
Pazar Az Bulutlu
15°C
Pazartesi Çok Bulutlu
15°C
Salı Az Bulutlu
16°C

Karamollaoğlu: “Türkiye’nin ihtiyacı yeni bir iktidardır”

Karamollaoğlu: “Türkiye’nin ihtiyacı yeni bir iktidardır”
A+
A-

Karamollaoğlu, Cumhuriyet’in 100’üncü yılına az bir zaman kaldığını hatırlatarak, seçime ve iktidara hazırlık çalışmalarının aralıksız olarak sürdüğünü söyledi.

Yeni Ekonomi Modeli’nin Türkiye’yi ekonomi tarihinin en derin krizlerinden birine sürüklediğini iddia eden Karamollaoğlu, “Yeni demekle yeni olunmuyor. Bugüne kadar bu iktidarın yeni dediği her şey, ülkeyi eskisinden daha beter hale getirdi. Yeni sisteme geçiyoruz dediler, ortada sistem diye bir şey bırakmadılar. 85 milyonluk ülkeyi; tek bir akla, tek bir adama ve tek bir partiye mahkum etti.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin ihtiyacı yeni bir iktidardır”

Karamollaoğlu, “Politikalar değişmediği sürece, kelime ve kavramlarının değişmesinin bir anlamı olmaz” diyerek, şunları aktardı:

Sadece yenilik fayda sağlamıyor. Bu nedenle yeniliğin sözde değil, özde olması lazım; lafta değil, icraatta olması lazım. O yüzden biz diyoruz ki; gelinen noktada Türkiye’nin tek ihtiyacı ne yeni anayasa, ne yeni ekonomi modelidir. İhtiyacımız olan şey sadece ama sadece yeni bir yönetim anlayışına sahip, yeni bir iktidardır.

“İktidar kaşıkla verdiğini kepçeyle geri alıyor”

İnsanların kısa süreliğine yüksek maaş aldığı hissine kapıldığını sonrasında aldığı maaş ile ay sonunun gelmediğini anlamasının uzun sürmediğini söyleyen Karamollaoğlu, “İktidar, işçiye-memura kaşıkla verdiği zamları, gece gündüz çalışan banknot matbaasında basılan paralar ve yanlış politikalar sonucu yükselen enflasyon ile kepçe kepçe geri almaya başladı bile. İktidarın derdi ise sadece ama sadece koltuğunu korumak; seçime kadar durumu kurtarsa yetiyor kendisine.” diye konuştu.

İktidar, tüm ihalelere “devletin malı deniz” diye bakıyor

Karamollaoğlu, Ulusal Şeffaflık Örgütü’nün verileri hakkında da değerlendirme yaparak, “Türkiye son 10 yılda yolsuzluk endeksinde en çok puan kaybeden ülke. 2013 yılına göre 43 basamak daha da ileriye gitti ve 96. sırada yer aldı. Eğer siz yolsuzluk ve rüşveti bitirmekte kararlıysanız, önce kamuda şeffaflığı sağlamak mecburiyetindesiniz. Ama görüyoruz ki iktidar buna hazır ve razı değil. Çünkü kendi kirli çamaşırları ortaya dökülecek.” dedi.

Dünyada kamudan en çok ihale alan 10 şirketin 5’inin Türkiye’den olduğuna değinen Karamollaoğlu, “Bunu sorunca ‘devletin ticari sırrı’ diyor bu arkadaşlar. Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını korumakta ‘sır’ mefhumunun arkasına sığınamazsınız. Bunu bir türlü anlamak istemiyorlar.” şeklinde konuştu.

“Milletin iktidara sunduğu kredi tükendi”

Karamollaoğlu, açıklanan her kredinin enflasyonun biraz daha armasına neden olacağını belirterek, “20 yıllık uzun bir süre yolsuzluk ve rüşvet bataklığına saplanmış bir iktidarın, bu bataklıktan 8-10 ay gibi bir sürede kurtulması mümkün değildir. Cumhurbaşkanı ve ekibi üretim ve katma değerle ekonomiyi düzeltmeye çalışacağına, taşıma su ile değirmeni döndürmeye çalışıyor. Her kabine toplantısının ardından yeni bir kredi paketi açıklanıyor. Ama bu milletin iktidara sunduğu kredi artık bitti.” ifadelerini kullandı.

“Hadi diyelim milleti kandırdınız, Cenab-ı Hakkı nasıl kandıracaksınız?”

Kur Korumalı Mevduat uygulaması hakkında konuşan Karamollaoğlu, “Hazine ve Maliye Bakanı tarafından da ilk önce bu “Kur korumalı mevduat uygulamasının bütçeye yükü olmaz.” denilmişti. Sonra sınırlı olacağı belirtildi. Ama gelinen noktada, daha yılın ilk sekiz ayında, Merkezi Yönetim Bütçesinde kur korumalı mevduat için bütçeden ödenen tutar 75,6 milyar lirayı aştı. Hadi milleti kandırdınız, Cenab-ı Hakk’ı nasıl kandıracaksınız? Birazcık insanda utanma duygusu olması icap eder.”

“İktidarın eylem ve söylem uyumu bozulmuştur”

Karamollaoğlu, “Devlet yönetiminde tek adamın söz sahibi olduğu, kimseden akıl almaya ihtiyacının kalmadığı, istişarenin rafa kaldırıldığı, liyakatin terk edildiği dönem; her şey gibi ekonominin de tepetaklak gitmeye başladığı ve faizin tırmanışa geçtiği dönem olmuştur.” ifadelerini kullanarak, konuya dair şunları kaydetti:

“Ülkeyi yönetme iddiasında olanların, eylem ve söylem uyumu bozulmuş, söylediği ile yaptığı arasında tutarlılık ilişkisi kalmamıştır. İktidarın faize ilişkin söylediği ile yaptıkları buna en güzel örnektir. Faiz giderleri 2018 yılına kadar yatay bir seyir izlerken, 2018 yılından itibaren ‘şahlanışa’ geçtiği görülmektedir. Bakınız; 2006-2017 yılları arasında 12 yıl boyunca yıllık ortalama 50 milyar lira faiz giderimiz vardı. 2018’de bu rakam birdenbire 74 milyara, 2019’da 100 milyara, 2020’de 134 milyara, 2021’de ise 180 milyar liraya kadar çıktı. 2022 için de bütçede faiz gideri yaklaşık 330 milyar lira olarak öngörülüyor.”

“Önümüzdeki seçim bir referandum olacak”

2023 seçiminin normal bir seçim değil, referandum olacağını öne süren Karamollaoğlu, “Bu seçimin sorusu ‘2023’de kim Cumhurbaşkanı olacak?’ sorusu değil, ‘2023’den sonra nasıl bir Türkiye olacak’ sorusudur. Bizler bu seçimde ‘Kimi başkan olarak görmek istiyoruz’ sorusundan ziyade, ‘Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz’ sorusunun cevabını vereceğiz.” diye konuştu.

Karamollaoğlu, ehliyet ve liyakatin esas alındığı bir sistemi kurmak için mücadele ettiklerini belirterek, “Şahıslarımızın, partilerimizin değil, ülkemizin geleceği için çabalıyoruz. Şeffaf, düzgün, denetlenebilir bir sistem inşa edilmediği sürece Ahmet gitmiş, Mehmet gelmiş hiçbir önemi yoktur.  Biz Saadet Partisi olarak isimleri değil, sistemi değiştirmek için uğraşıyoruz.” ifadelerini kullandı.  

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.