Zorlu, “Bir başka partinin kongresi ile ilgilenmiyoruz. Bunu CHP kadrolarına, seçmenlerine bir haksızlık olarak değerlendiririz ancak bununla birlikte çok netiz. Kongreden çıkacak sonuçla bizim kararımız arasında hiçbir ilişki yoktur. İYİ Parti, Genel İdare Kurulu’nun kararı doğrultusunda 81 ilde adaylarını çıkaracaktır.” dedi.
İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Başkanlık Divanı toplantısı ardından genel merkez binasında basın mensuplarının karşısına geçti.
İYİ Parti’nin, 6’ncı kuruluş yıldönümü dolayısıyla 21 Ekim Cumartesi günü Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleşecek etkinliğini hatırlatan Zorlu, Genel Başkan Meral Akşener’in partisinin Millî Yükseliş Beyannamesi’ni kamuoyu ile paylaşacağını belirtti.
Filistin-İsrail arasında Gazze merkezli çatışmaları kaygıyla takip ettiklerini kaydeden Zorlu, “Yapılan itidal çağrılarına tarafların cevap vermemesi durumunda Ortadoğu’yu, uzun süreli ve kanlı bir çatışmanın içerisine sokabilecek gelişmelerle karşı karşıyayız. İsrail’in, bir karşı propagandayla meşru göstermeye çalıştığı ve Gazzeli sivilleri hedef aldığı insanlık dışı eylemleri kınıyoruz. Bununla birlikte unutmamak gerekir ki, gelişen olaylar karşısında ne Hamas, Filistin halkını; ne de bugünkü İsrail yönetimi, İsrail halkını tümüyle temsil etmektedir.” dedi.
“Çatışmaların artması muhtemel gözüküyor”
Tarafların müzakerelerden çok uzak olduğunu belirten Zorlu, “İnşallah bir ateşkes yolunda ilerleme sağlanabilir. Bu da Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerini risklerden önleyecektir.
İsrail’in 7 Ekim saldırısına karşılık vermek ve Gazze’yi işgal edebilmek için ölçüsüz bir intikam hazırlığında olduğunu anlıyoruz. İsrail’in kendisine yeni kazanımlar yaratarak masaya oturabileceğini düşündüğümüzde, önümüzdeki günlerde çatışmaların daha da artması muhtemel gözüküyor. Böyle bir politikanın sonucu, bölgenin 1948’den bu yana yaşadığı en kötü insani krize sebep olabilir” şeklinde konuştu.
“Türkiye yeni bir göç hareketliliğiyle karşı karşıya kalabilir”
Güçlünün hukukunun değil, hukukun gücünün hakim olduğu bir çözümün konuşulması gerektiğini vurgulayan Zorlu, “Türkiye’yi ilgilendiren önemli boyutlardan birisi de çatışmaların yayılarak öncelikle Lübnan, Suriye ve diğer bölge ülkelerini etkileme potansiyelidir. Bu sebeple Türkiye, hem çatışma sahasının bu noktaya evrilmesine hem de Suriye’de Türkiye’nin zaten var olan güvenlik tehdidini daha da derinleştirecek bir hal almasına engel olmalıdır. Zira bölgeden dışarı kaçış eğilimi artacağı gibi Türkiye yeni bir göç hareketliliğiyle karşı karşıya kalacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
“Sığınmacı ve kaçaklar nüfusumuzun yüzde 35’ine ulaşacak”
Siyasi iktidarın yanlış politikalarından dolayı sınırların kevgire döndüğünü, Türkiye’nin düzensiz göçmenler için transit değil hedef ülke haline geldiğini savunan Zorlu, “Gelinen noktada Türkiye Cumhuriyeti bir demografik beka sorunuyla yüzleşmektedir. Eğer böyle giderse ülkemizdeki sığınmacı ve kaçak yabancı sayısı 2053 yılında nüfusumuzun yaklaşık yüzde 35’ine ulaşacaktır. Bu tabloyu görmemek ya da görmezden gelmek Türk milletinin geleceğine ipotek koymaktır. İYİ Parti olarak, bir kez daha çağrımızı yinelemek istiyoruz. Hiç vakit kaybetmeden Suriye ile temasa geçip, önce kaçak yabancılardan başlayarak geçici koruma adıyla süregelen bu ucu açık uygulamaya son verilmelidir” dedi.
Zorlu şöyle devam etti:
“Öte yandan siyasi iktidarın 21 yıllık döneminde dış politikadaki açmazlarına bakıldığında, özellikle şunu görüyoruz; dış siyaseti iç siyasete tahvil etme hedefi. Böyle bir propaganda sistemi kuruyor. Türkiye’yi de pek çok alanda ağır sonuçlarla karşı karşıya bırakıyor. Yerine getirilemeyecek sözler ve taahhütler ya da yüksek perdeden günü birlik açıklamalar ile her geri dönüşte ülke insanının kayba uğradığını unutmayalım. Bu tip ilişkiler Türkiye’nin Orta Doğu’daki sözü dinlenen ağırbaşlı vakur tavrına büyük darbe vurmuştur. İktidara tavsiyemiz; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin asli karakterine bürünerek olaylara soğukkanlı biçimde bütüncül olarak bakıp, iç politikadaki endişe alanından kendilerini sıyırmalarıdır. Bölgenin menfaatleri için akılcı bir dış siyaset yürütülmesi de büyük önem arz etmektedir”
Genel Başkanlar bilgilendirilsin çağrısı
Dışişleri Bakanlığı’nın, konuyla ilgili şu ana kadar sergilediği duruşu memnuniyetle karşıladıklarını, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın TBMM’ye gelerek yaptığı bilgilendirmeyi önemli bulduklarını söyleyen Zorlu, meseleyi partiler üstü konumda tutmak adına Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerinin genel başkanlarına da gidilerek konunun aktarılmasının faydalı olacağını ekledi.
“Çalışan emeklileri kapsamayan ödemenin hiçbir izahı yok”
İktidarın, emeklilerin haklı feryadına kulak tıkarken artık işi bir adım öteye götürüp dalga geçmeye başladığını savunan Zorlu, “Seçim öncesi verilen vaatler zaten rafa kaldırılmıştı. Şimdi de sürekli ötelenen maaş zammı yerine çıka çıka 5 bin TL’cik ikramiye çıktı. Biliyorsunuz emeklinin 7500 TL olan maaşını, zam yapmak suretiyle yine 7500 lirada tutmayı başarmışlardı. Bir defaya mahsus ve çalışan emeklileri kapsamayan bu ödemenin hiçbir izahı yok” dedi.
“Bakan Işıkhan’ın sözleri dalga geçmenin dışa vurumu”
9 milyon emeklinin taban aylığı olan 7500 TL ve altında maaş aldığına işaret eden Zorlu, “Evet yanlış duymadınız. 5 milyona yakın insan da 7500 TL rakamına ulaşamıyor. Bunların içinde dul ve yetim aylığı alanlar, iş göremezlik raporu bulunan kesimler var. Şimdi de müjde gibi açıkladıkları 5 bin TL’den yaklaşık 3.5 milyon emekli faydalanamayacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın bir açıklaması var; ‘bunu mücbir sebeplerden dolayı veremiyoruz’ diyor. Bu dalga geçme halinin dışa vurumu değilse nedir? Ya da hükümet bize başka bir şeyi dayatmaya başladı. Vatandaşın tepesine bindirecekleri faturanın kılıfını mı arıyorlar? Eğer buna tepki göstermezsek, bundan böyle her işlerine geldiğinde ekonomik krizin yükünü dar ve orta gelirliye yükleyecekler” ifadesini kullandı.
Hibya Haber Ajansı