İmamoğlu'nun Konuşmasından satır başları şöyle:
"İstanbul’u kazanan bir belediye başkanı dünyanın en önemli ve en güzel şehirlerinden birine hizmet etme onuruna ulaşır. Eğer o kişi milletin ona tanıdığı bu fırsatı iyi değerlendirir ve milletin takdirini kazanırsa bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette çok önemli başka noktalara taşır. Ama ben İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır sözünü sadece seçim galibiyeti olarak da anlamıyorum. Bu önemli başarıyı farklı bir anlayışla değerlendiriyorum. Benim düşünceme göre İstanbul Türkiye’nin gelecek tahayyülünün hayata geçtiği şehir olmalıdır. İstanbul’da 16 milyon vatandaşımızın şehirlerinin eşit hissedarı olduğu bir anlayışın hakim olması gerekmektedir. Bu hissedarlık cumhuriyet fikrine dayanır 86 milyon vatandaşımızın da kendi ülkelerinin eşit hissedarı olacağı bir gelecek yeniden biliniz ki İstanbul’da yeşermektedir.
4 yıl boyunca İstanbul’u hep birlikte dayanışmanın refahın demokratik katılımın birbirini seven ve sayan yurttaşların bir arada mutlulukla yaşadığı bir şehir yapma ideali ile hareket ettik. İstanbul’un kadınlarına gençlerine yaşlılarına yönelik hareketlerimizle bunu başarı ile sağladık. Korunan doğası tarihi ve canlı kültürel hayatı ile zengin bir Türkiye hayalinin hayata geçtiği bir şehir oluşturmaya başladık. Yani 4 yıl boyunca İstanbul geleceğin ışıltılı Türkiye’sinin gerek taşıyıcısı gerek ufku olmuştur. İstanbul’un sorunlarını çözmek Türkiye’nin sorunlarını çözmektir. İstanbul uzun süre ihmal edilmiş devasa sorunlarla iç içe bir şehirdir. Şehrimizde tahammülü imkansız hale gelen bir nüfus yoğunlaşması vardır. Özellikle iktidarın teşvik ettiği sığınmacı ve mülteci akını trafik ve güvenlikten konut krizine kadar farklı boyutlarıyla kentimizi boğmaktadır. Siyasi iktidarın halkımızın emekçilerin emeklilerin gençlerin kadınların dertlerini umursamayan ekonomi politikaları yükselen yoksulluk ve hayat pahalılığı toplumsal düzeni tehdit eder noktaya geldi. Cumhur ittifakının icra ettiği ekonomi anlayışı Mayıs 2023 seçimlerinden sonra iyice fütursuzlaştı. Vatandaşın yoksulluğu hızlandı ve derinleşti. İşte tüm bunlardan dolayı Mayıs 2024’te yapılacak olan yerel seçimler tüm bu fütursuzluğa aynı zamanda dur deme seçimi olacaktır. İstanbul’un bu devasa sorunlarını çözmek aynı zamanda Türkiye’nin sorunlarının nasıl çözüleceğinin de bir sınav yeridir laboratuvarıdır. Tam da bu nedenle benim anladığım şekliyle İstanbul’u kazanmak Türkiye’yi kazanmaktır.
Yönetimimizdeki İstanbul Türkiye’nin mutlu geleceğinin teminatı olmuştur. İstanbul ve Türkiye’nin kaderleri biliyorum mühürlüdür. Bu nedenle ben de kendimi İstanbul ile mühürlü kabul ediyorum. Hayatımı adadığım bu mukaddes şehre ve 16 milyon hemşehrime en üst düzeyde hizmet etmeyi Türkiye’ye hizmet etmek ve alternatif bir Türkiye vizyonu ortaya koymak olarak görüyorum."
Hibya Haber Ajansı