İmamoğlu açıklamasında, “Biz, İstanbul’a Ankara'dan gelen bu 17+1; yani Sayın Cumhurbaşkanı ve kabinesi + aday, onlara ne diyoruz biliyor musunuz” , “Sizi ağırladık, sizi misafir ettik. 2019’da sizi, 23 Haziran'da yanlış yaptığınız için, 806 bin kez misafir ettik. Şimdi ondan daha fazla sayıda misafir ediyoruz ve sizi Ankara'ya yolluyoruz. Nereye? İşinizin başına. Gidin; enflasyonu düşürün. Emekli maaşını arttırın. 3600 ek göstergeyi çıkarın. Peki, yetmez… ‘Mülakatı kaldıracağız’ dediniz, namus sözü verdiniz. Mülakatı kaldırın. Onları görevinin başına yollayacaksınız. AK Parti'ye oy vermiş, benim kıymetli hemşehrilerim de onlara, ‘İstanbul'a gelip, Ekrem İmamoğlu ile uğraşacağınıza, gidip ekonomiyi yerine getirin’ diyecek. AK Partili hemşehrilerim bile, onları kendine getirmek için, Ümraniye'de Aykut Erdoğdu Başkanıma, İstanbul’da da bu kardeşinize oy verecek göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
İlk dönemlerinde yaptıkları hizmetler ve sosyal yardımları özetleyen İmamoğlu, ikinci 5 yılda gerçekleştirecekleri vaatlerin bazılarını vatandaşlarla paylaştı. Ekrem İmamoğlu, İstanbul ve Türkiye’de yaşayan her vatandaşa eşit gözle baktıklarının altını çizdi.
İmamoğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bizim tek derdimiz var; bir an önce bu yoksulluk, bu ülkenin üzerinden dağılsın, gitsin. Bir an önce biz, bu toplumun zenginliğini konuşalım; fakirliğini, yoksulluğunu değil. Parasını pul edenleri, günü geldiğinde milletimiz değerlendirecek. Ama önümüzde 31 Mart var. İstanbul'a 5 yıl çok nitelikli bir dönemi, yakışan bir dönemi ortaya koyan ekibe liderlik yaptım. Sevgili hemşehrilerim, 31 Mart'a kadar birileri Ankara'da toplanmış, gelmiş. Tam 17 kişi. Bunlar kabine. Hepsinin adı, kabine. Şimdi kabine, yani atanarak bakanlık görevine gelen insanlar devletine tabi, devletinin tariflediği görevi yapan insanlar. Doğru mu? Yani bu insanlar, örneğin; ekonomiyle ilgilenecek. Biri maliyeyle ilgilenecek, biri adaletle, biri şehircilikle, biri ulaştırmayla… Öyle değil mi? Ama o 17 kişiye -artı bir diyelim- Sayın Cumhurbaşkanı demiş ki, ‘Siz İstanbul'a gidin. Ben, oraya bir aday adadım ama, aday baş edemiyor. Siz, 17’niz bir olun, yetmez ben de gelirim, Ekrem’i alaşağı ederiz.’ Ben de diyorum ki, ‘İsterseniz 17+1 olun. Bir de adayınız var. Ama adayınıza ayıp ediyorsunuz. Adayınıza yanlış yapıyorsunuz. İstanbul'a toplanıp gelerek, adayınızı bence aşağı çekiyorsunuz. Olmaz. Yazık değil mi? Yazık, yazık. Bırakın, aday mücadelesini versin. Ama toplanıp, gelmişler.”
Hibya Haber Ajansı