Hong Kong’un anavatana dönüşünün 25. yıldönümü vesilesiyle İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Dışişleri Bakanı Liz Truss ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda, İngiltere’nin “Çin-İngiltere Ortak Bildirisi”ne göre Hong Konglu vatandaşlara karşı hâlâ “tarihi sorumluluğu” olduğunu ve Hong Kong’dan vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
Bu gülünç siyasi performans, eski sömürgecilerin “üzerinde güneşin hiç batmadığı bir imparatorluğun” çoktan ortadan kaybolduğu gerçeğini kabul etme isteksizliklerini yansıtıyor ve Hong Kong üzerinden Çin’in içişlerine karışma girişimlerinin bir parçası olduğu biliniyor.
Çin ile İngiltere hükümetleri arasında Aralık 1984’te imzalanan Çin-İngiltere Ortak Bildiri’nin esas içeriği, Çin’in Hong Kong üzerindeki egemenliğini yeniden yürütmesi. Ortak Bildiri’ye göre, Hong Kong’un 1 Temmuz 1997 tarihinde Çin’e geri dönmesinden sonra İngiltere’nin Hong Kong üzerindeki egemenliği, yönetim hakkı ve denetim hakkı kalmadı. Başka bir deyişle günümüzde İngiltere’nin Hong Kong işlerine müdahale etme hakkı yok.
Gerçekler, Hong Kong’un iyi gelişip gelişmediğinin en iyi kanıtıdır.
Hong Kong, dünyanın en özgür ekonomisi, uluslararası finans merkezi, uluslararası nakliye merkezi ve uluslararası ticaret merkezidir…
25 yıl önce anavatana dönüşünden bu yana, Hong Kong’un kalkınma başarıları herkes için aşikardır. Bugünün Hong Kong toplumunda, ülkeyi ve Hong Kong’u sevmek ana fikir birliği haline geldi ve eski sömürgecilerin kötücül emellerine artık yer yok.
Diğer yandan İngiltere’de İskoçya’nın bağımsızlık referandumu için çabaları devam ederken, Kuzey İrlanda’nın İngiltere’den ayrılma isteği artıyor. Böyle bir durumda Boris Johnson yönetimi, “Hong Kong’dan vazgeçmeme” açıklaması yapmakla, uluslararası toplumda mevcudiyetini arttırarak yurt içindeki kamuoyunun dikkatini başka yöne çekmeye ve kendi sorumluluğunu başkalarına itmeye çalışıyor.
Ancak bu kendini ve başkalarını aldatmaktır. Hong Kong, Çin’in Hong Kong’udur ve İngiltere ile hiçbir ilgisi yoktur.
Kaynak Sheng Yuhong, CRI Haber Merkezi
Hibya Haber Ajansı