Hasat etkinliği için Sarıyer’in seralarıyla ünlü köyü Gümüşdere’yi seçen İmamoğlu, ilk olarak çilek üreticisi Ebru-Ferit Berber çiftinin tarlasına, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ile birlikte konuk oldu. İmamoğlu, etkinlik sonrası köy halkıyla futbol sahasına kurulan etkinlik çadırında buluştu.
Kadın üreticiden İmamoğlu’na “fide” teşekkürü
Etkinlikte ilk konuşmayı yapan üretici Gülşen Karatay, “Ben, bir Gümüşdereli olarak, aldığımız fideler, damlamalar ve gübreler için İmamoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Eskiden biz, fideleri üretmeye çalıştık. Ama çok zorlanıyoruz. Şimdi sağ olsun, Ekrem İmamoğlu’nun sayesinde daha güzel fideler aldığımız için, daha güzel de ürünler alıyoruz. Tekrar çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Sarıyer, büyükşehir ile yeni tanıştı
Sarıyer Belediye Başkanı Genç, “Sizin ayak izleriniz hep var burada zaten. Ayrıca gelmeniz, sadece bizleri değil, köylüleri de çok mutlu etti. Israrla, sürekli söylediğim bir şey var: Sarıyer, Büyükşehir’le yeni tanıştı. Sizle beraber tanıştı. Daha öncesinde çalışan bürokrat arkadaşlar, ‘Sarıyer’le ilgili bir şey gündeme geldiğinde elimize alıyorduk ama ‘Sonra bakarız’ deyip kenara atılıyordu ve biz de çok üzülüyorduk’ diyorlardı. Ama şu anda, bölgenin en büyük sıkıntıları arıtma dahil olmak üzere, hemen hemen her şey yeniden başladı. Sanki bir yerleşim yeri yeniden yapılıyormuş gibi” şeklinde konuştu.
İmamoğlu’nun etkinlikteki konuşmasından satır başları şöyle:
“Sivas’ta katledilen aydınları andı
“2 Temmuz, hepimizin yüreğine bir acı yaşatmıştır” diyen İmamoğlu, “Sivas’ta katledilen insanlarımız oldu. Tarih boyunca hiç yaşamak istemeyeceğimiz bir an yaşatıldı ve orada güzel insanlar, güzel duyguları olan insanlar katledildi. Orada hayatını kaybeden, yaşamını kaybeden tüm canlarımıza rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Ülkemizi ve milletimizi birbirinden ayrıştıracak, birbirinden uzaklaştıracak, birbirinden kutuplaştıracak her akla karşı bir arada, dimdik durmalıyız. Bu milletin birliği, beraberliği, dirliği çok kıymetlidir” ifadelerini kullandı.
Vatandaşlarımızın her birisi, değerleriyle bizim başımızın tacıdır
İmamoğlu, “Bahçede, beyefendi ve bir genç hanımefendi üretiyor. Her ikisinin de anneleri orada. Bir tarafı Selanik göçmeni, bir tarafı Karadeniz göçmeni. Pırıl pırıl evlatlarıyla yaşama devam ediyorlar. Yan komşuları Doğu, Güneydoğu Anadolu’dan gelmiş. Öbür taraftaki İç Anadolu’dan gelmiş. Herkes bu ülkenin asli, kıymetli vatandaşıdır. Onları candan kucaklayacağız, yürekten kucaklayacağız. Hiçbirisinin birinden daha fazlalığı, daha değerli bir özelliği yoktur. Hepsi değerlidir. Her birisi, değerleriyle bizim başımızın tacıdır. Bu duygularla, bu acı anımızı elbette paylaşmak, bir daha yaşamamak adına paylaşmak, bir daha asla ve asla böyle bir süreci ülkemizin hiçbir yerinde, dünyada dahi yaşanmamasını dilemek, bizim elbette ki boynumuzun borcudur.” dedi.
Türkiye’nin tarımda, sanayide, bilimde, teknolojide ve diğer alanlarda üreten bir konuma gelmesi gerektiğine vurgu yapan İmamoğlu, “Çocuklarımıza, gençlerimize bu memleketin o bereketli tarafını gösterip, onların hayat boyu, 7/24 meşgul olacakları, üretecekleri bir vatan, bir cennet vatan hediye etmeliyiz; sorunlarıyla, problemleriyle, fiyat artışlarıyla, ekonomik krizleriyle konuşulan değil. Bu ülke, şu anda var olduğu ortamı hak etmiyor. Bu ülke, gerçekten zenginliği hak ediyor. İstanbul, dünyanın göz bebeği. Hele hele İstanbul, en zenginliği hak ediyor. Milletçe zenginliği hak ediyor. Yoksulluk sınırının konuşulduğu, açlığı konuştuğumuz bir ortamı asla ve asla hak etmiyor” dedi. Önünde bulunan meyve, sebze kasalarını gösteren İmamoğlu, “Şuraya baktığımda, bereketin o güzel fışkırışını gördüğümde; yaşama umut, geleceğe umut benim yüreğimde besleniyor. Yani patlıcanında salatalığına, biberine, reyhanına, kabağına, kıvırcığına… Bu güzel bereketi topraklarımızda daim kılmalıyız. Bunun için çalışıyoruz” diye konuştu.
İmamoğlu, “Türkiye’deki ekonomik süreç gerçekten çok zorlaştırıyor insanlarımızın hayatını. Üretmelerini zorlaştırıyor. Mazot, gübre, fide, tohum, yem olmak üzere art arda gelen zamlar, herkesin bu anlamda gerçekten belini büküyor. Diğer taraftan; kentlerde yaşayan yurttaşlarımızın da yoksulluğu, alışveriş yapabilme kapasitelerini darlaştırıyor. Artık meyve sebzeye, ne yazık ki uzaktan bakar hale geldi vatandaşlarımız. Geçen pazar geziyorum, kirazın kilosu 20-25 lira. Yani bu insanlarımız evine nasıl meyve götürecek, nasıl sebzesini götürecek? Bir yandan bunlara dönük tedbir almaya çalışıyoruz.” şeklinde konuşmasına devam etti.
Vatandaşlara “İstanbul Vakfı” çağrısı: Gönül rahatlığıyla bize kurbanlarınızı bağışlayabilirsiniz
“Bu tabloyu gördükten sonra, ‘Bizim mutlaka ve mutlaka bir şeyler yapmamız gerekiyor. Tarım konusunda daha önce yapılmamış çalışmaları hayata geçirmemiz gerekiyor’ dedik ve 2019’da göreve geldiğimiz an itibariyle, bu alanda harekete geçtik” diyen İmamoğlu, ilk olarak, İBB’nin harabeye dönmüş seralarına, ‘fide serasına’ dönüştürerek, yeniden işlerlik kazandırdıklarını hatırlattı. “Tohumlarımızı İstanbul’un çiftçisinin ihtiyacına en uygun fideler haline dönüştürdük” diyen İmamoğlu, pandemi sürecinde başlattıkları ve bugüne ulaşan, tarımdan hayvancılığa, arıcılıktan balıkçılığa kadar farklı meslek gruplarına sağladıkları desteklerden detaylı örnekler verdi. Halk Süt ve Halk Ekmek üretimleri için gerekli ham maddeleri İstanbullu üreticilerden satın aldıklarını aktaran İmamoğlu, önümüzdeki Kurban Bayramı için de vatandaşlara, kurban ibadetleri için İstanbul Vakfı’nı adres gösterdi. “Gönül rahatlığıyla bize kurbanlarınızı bağışlayabilirsiniz” diyen İmamoğlu, “Bilin ki; İstanbul’da veren elin alan eli görmediği bir biçimde, ihtiyacı olan vatandaşlarımıza sizin kurbanlarınızı, hisselerinizi, en manevi biçimiyle ulaştırırız. Aramızda değerli iş adamlarımız var, görüyorum. Kurban bağışı meselesinde bizi yalnız bırakmayın diyorum” ifadelerinde bulundu.
İpimize asılmayıp, bizimle koşmak isteyenlerle koşarız
“Ülkemiz iyi olsun diye çalışıyoruz” diyen İmamoğlu, “Çalışmaya devam edeceğiz. Birileri istediği kadar arkamızdan asılsın. Gücümüz o kadar fazla ki, bizi geleceğe doğru çeken vallahi de billahi de 16 milyon İstanbullu var. O bakımdan, ilerleyen yıllarda onlar istemezse istemese bile, onları da sürükleyeceğiz. Ha ipe ipe asılırlarsa, yerlerde sürüne sürüne peşimizden gelecekler. Ama ipe asılmayıp, bizimle beraber koşmak isterlerse, buyursun geleceği hep beraber güzelce koşalım” dedi.
7 milyon TL’yle başlayan destek miktarı, bu yıl 30.3 milyon TL’ye ulaştı
5 milyon 461 bin dekarlık bir yüz ölçümüne sahip olan İstanbul’da, toplam 750 bin dekar tarım alanı, 262 bin dekar mera alanı, 6 bin dekar nadas alanı ve 2 milyon 406 bin 880 dekar orman alanı bulunmakta. 750 bin dekarlık tarım alanında, “Çiftçi Kayıt Sistemi”ne kayıtlı 4 bin çiftçi üretim yapmakta. İBB, 2020 yılından bu yana İstanbullu çiftçilere, her geçen gün hızla artan tarımsal girdi maliyetlerinin giderek artan yükünü azaltmak amacıyla 2020 yılında yazlık sebze fidesi desteği uygulamasını başlattı. Verilen desteğin miktarı, yıllar içinde artırıldı ve çeşitlendirildi. Yazlık fidelere ek olarak, kışlık fide dağıtımına da başlayan İBB’nin, tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilere 2020’de verdiği, toplam 7.000.000 TL’lik yardım miktarı, 2021’de 14.927.440 TL’ye, 2022’de ise 30.299.049 TL’ye ulaştı.
Hibya Haber Ajansı