Hibya, ‘Güncel’ programı kapsamında sinema yazarı Ali Ulvi Uyanık’ı stüdyolarında ağırladı.
Sohbet havasında gerçekleşen yayında, “Küresel salgının sinemaya etkileri”, “Dijital film platformlarının yükselişi ve sinema ile rekabeti”, “Türk sinemasının endüstri olma süreci ve günümüzdeki durumu”, “Sinemada sansür ve otosansür”, “Yeni seyirci kuşakları ve ilgi alanları”, “Sinemanın etkili olduğu alanlar” gibi konu başlıkları ele alındı.
“Sinemalar benim sevgilim oldu”
Sinema sektörüne adım atma serüveninin çocukluğuna dayandığını belirten Uyanık, “Fitaş ya da Dünya Sineması’nda ilk filmimi seyrettim. Çok küçük yaşlardaydım. 1966 yılında açıldığını hatırlıyorum. Sonrasında bütün sinemalar benim sevgilim oldu. Ben hangi filmi hangi salonda gördüğümü çok iyi hatırlıyorum.” dedi.
“Salgının bitiminde herkes sinemasını cebinde taşımaya başladı”
Uyanık, salgından sonra sinemanın başka bir devrim yaşadığına dikkati çekerek, “İki yılda çok şey değişti. Tabi ki sinemayı da etkiledi. Sinemada bütün setler, projeler durdu ve herkes eve kapandı ama evde üretim başladı. Salgının bitiminde herkes sinemasını cebinde taşımaya başladı.” ifadelerini kullandı.
Dijital platformları çağına girildiğinin altını çizen Uyanık, “Bir ilk yaşandı. 2022’de ilk defa dijital platformlardan bir film Oscar kazandı. Dijital platformlardaki yerli diziler de belli bir değere ulaştı.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye’de de animasyon çok gelişti”
Uyanık, Türkiye’de animasyon alanının büyük bir gelişim gösterdiğini kaydederek, “Bilgisayar animasyonları çok uzun süredir var. Sadece animasyonlarla ilgili değil A’dan Z’ye sinemada gördüğünüz her şey artık bilgisayar teknolojisinden geçiyor. Bu işin kaynağı, Amerika Birleşik Devletleri’dir. Bütün dünyada teknolojiler yarışıyor ama dönüp dolaştığınızda ABD’nin teknolojileriyle sinema sanatı sürekli ileriye gidiyor.” şeklinde konuştu.
Kaotik bir dünyanın hakim olduğunu belirten Uyanık, “Neyin ne olduğuna dair herkesin bir fikri var. Biz de olabildiğince kendi yolumuzda gitmeye çalışıyoruz. Bazı filmler, diziler var ki akıl erdiremiyorsunuz. ‘Neden herkes bağımlı, neden farklı düşünemiyor?’ diye.” ifadelerini kullandı.
“Hayatın gerçeklerinden kopmamak lazım”
Uyanık, fantastik edebiyat, sinema ve diğer sanat yapıtlarının çocukların düş dünyalarını canlı tuttuğu yönünde değerlendirmelerde bulunarak, “Öteki tarafta da sert, katı günlük hayat gerçekleri var. Orada dengeyi tutturmak çok önemli. Hem düş dünyasını zenginleştirirken hem de hayatın gerçeklerinden kopmamak lazım. Bunu gerçekleştiren gençler var.” diye konuştu.
“Türkiye’de de artık sinema endüstrisi var”
Türkiye’de artık bir sinema endüstrisi olduğuna değinen Uyanık, “Ortak yapımlarla büyük bütçeli filmler ortaya çıkıyor. Artık bütün dünyada birbirini destekleyen ülke sinemaları var. Bu konuda sinemacılar eskiye göre çok daha rahatladı.” dedi.
‘Güncel’ yayınının tamamı ise şöyle:
Hibya Haber Ajansı