Memorial Wellness Manuel Tıp Bölümü’nden Dr. Metin Mutlu, hareketsiz yaşamın neden olduğu ağrılar ve manuel terapi ile tedavi uygulamaları hakkında bilgi verdi.
Hareket halinde olmak, vücut kaslarını ve özellikle omurgayı destekler, eklemlerin stabil olmasını ve sırt kaslarının çalışmasını sağlar. Ancak hareketsizlik bu kasların zayıflamasına ve dolayısıyla eklemlerde ağrıya yol açar diyen Dr. Metin Mutlu, “Hareket etmek ve egzersiz yapmak sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda psikolojik sağlığı da iyileştirmektedir. Çocukluktan itibaren egzersiz yapmak ve bunu alışkanlık haline getirmek, sağlıklı bir hayat sürmek için önemlidir. Yapılan bir araştırma Türkiye’de insanların günde ortalama 8 saat internet kullandığını ve bu sürenin 3 saatinin sosyal medyada geçirildiğini göstermiştir. Nüfusun yüzde 80’inin, sosyal medya kullanıcısı olduğu ifade edilmektedir. Bu da yoğun bir şekilde akıllı telefon, tablet ve bilgisayar kullanımı anlamına gelmektedir. İnsanlar fiziksel aktivitelerini azalttıkça; fazla kilo, bel ve boyun ağrıları, kronik rahatsızlıklar da beraberinde gelmektedir. Özellikle gençlerde bel, boyun ve sırt ağrıları görülmektedir.” ifadelerini kullandı.
Hareketsiz yaşam tarzında kasların zayıflayarak bel, boyun ve sırt ağrılarını arttırdığından bahseden Dr. Metin Mutlu, “Şehir hayatının getirdiği hareketsiz yaşam tarzı hareketliliğinin kısıtlanmasına eklem ve kasların fonksiyonlarını yitirmesine sebep olarak bel, boyun ve sırt ağrılarını beraberinde getirmektedir. Kişinin fazla kilosu varsa bu kiloları vermesi, daha fazla hareket etmesi ve düzenli egzersiz yapması ağrıların azalmasında faydalı olmaktadır. En eski tedavi yöntemlerinden biri olan manuel terapi de ağrıların ilaçsız olarak tedavi edilmesini sağlayabilmektedir.” diye konuştu.
Dr. Metin Mutlu, “Manuel terapi, genellikle kas-iskelet sisteminin fonksiyonel bozukluklarının tedavisine hizmet eden bir grup tedavi yöntemini kapsar. Manuel terapi elle uygulanan manevralarla yapılmaktadır. Manuel terapiyi bu uygulamanın özel eğitimini almış doktor ve fizyoterapistler yapmaktadır. Yanlış teknikler kalıcı sakatlıklara yol açabileceği için, mutlaka manuel terapi eğitimi almış uzmanlar tercih edilmelidir.” dedi.
Manuel terapide eklem ve kaslara hareket kabiliyeti geri kazandırılabileceğinden bahseden Dr. Metin Mutlu, şöyle devam etti:
“Vücudun hareketliliği kısıtlanmışsa, etkilenen bölge döndürme veya esnetme gibi hareketlerle tekrar tekrar hareket ettirilir. Manuel terapide blokajlar ve gerginlikler manuel olarak gevşetilerek, ekleme fonksiyonelliği geri kazandırılır. Bu tedaviler öncelikle eklemlerin, kasların ve omurganın mekanik veya dejeneratif rahatsızlıklarını tedavi eder. Manuel terapi tedavisi; kas ve eklemlerdeki blokajlar, gerginlikler ve diğer şikayetleri gidermek için hastanın vücudu pasif olarak hareket ettirilerek yapılır. Tedavi öncesinde hasta hikayesi öğrenilir, kapsamlı muayene gerçekleştirilir ve görüntüleme tekniklerinden faydalanılır. Ağrının sebebi tespit edilip manuel terapiye uygunluğu varsa tedaviye başlanır.”
Manuel terapi, kas-iskelet sistemi veya omurgadaki “onarılabilir” fonksiyonel bozuklukları düzeltmeyi amaçladpını ifade eden Dr. Metin Mutlu, “Örneğin bel fıtığı sinir köklerinin etkilendiği hastalıklar, romatoid artrit gibi iltihaplı romatizmalar, kanserler, ileri derece osteoporoz gibi kemik hastalıkları, şah damar hastalığı ve anevrizma gibi ciddi damar hastalıkları veya ameliyat sonrası ilgili bölgede manuel tedaviden kaçınılmalıdır.” şeklinde konuşmasını tamamladı.
Hibya Haber Ajansı