Yerel seçimlere tüm belde, ilçe ve illerde kendi adayları ile gireceklerini belirten Erbakan, “Tıpkı 14 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi 31 Mart 2024 Yerel yönetimler seçimlerine de damgamızı vuracağız ve milletimizi özlemle hasretle beklediği Milli Görüş belediyeciliği ile yeniden buluşturacağız. Sonrasında da 2028’deki genel seçimlere doğru emin adımlarla ilerleyecek ve 2028’de Türkiye’yi yeniden Milli Görüş iktidarı ile buluşturacağız inşallah!” diye konuştu.
‘İktidarın yeni ‘yüksek faiz’ politikası çıkmaz sokaktır’
İktidarın ekonomi politikasını eleştiren Erbakan, düşük faiz, yüksek kur, rekor düzeyde cari açık ile sonuçlanan “Yeni Ekonomi Modeli” yerine, iktidarın “Yüksek Faiz” politikalarına yeniden geri döndüğünü bunun da sonuç vermeyeceğini düşündüklerini kaydetti.
“Hepimizin bildiği gibi bugün milletimizin gündeminde ekonomi vardır, geçim sıkıntısı, enflasyon ve gelir adaletsizliğinin her geçen gün artması vardır” diyen Erbakan sözlerine şöyle devam etti:
“Haziran 2023 itibarıyla, düşük faiz, yüksek kur, rekor düzeyde cari açık ile sonuçlanan “Yeni Ekonomi Modeli” yerine, iktidarın “Yüksek Faiz” politikalarına geri döndüğünü görüyoruz. Yeni ekonomi modelinin getirdiği yüksek kur ve buna bağlı olarak yüksek enflasyon yüküne, ÖTV, KDV, MTV gibi birçok vergiye yapılan zamlara ilave olarak, yüksek kredi maliyetlerinin de vatandaşa yansıtılacağı günlerin geldiğini görüyoruz. Yapılan bu faiz artışlarıyla birlikte; tasarrufları üretime ve yatırıma aktarmak yerine bankalara yatırmak yönünde vatandaşların ve üreticilerin davranışları söz konusu olabilecektir. Bankaların yeni kar rekorları kırması söz konusu olacaktır.”
Vatandaşın alım gücü yoksulluğu her geçen gün arttığını belirten Erbakan, “Maalesef bahsettiğimiz iktidarın yanlış ekonomi politikalarından dolayı vatandaşın alım gücü düşüyor, yoksulluğu her geçen gün artıyor. Türk-İş, ağustos ayında yoksulluk sınırının 39 bin 733 TL’ye, açlık sınırının 12 bin 198 TL’ye yükseldiğini açıkladı. Asgari ücret böyle yine açlık sınırının altında kalmış oluyor. Asgari ücrete yapılan maaş zammı daha ücretlinin eline geçmeden erimiş oldu… Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 15 bin 813 liraya ulaştı. Bu rakamlara baktığımızda da vatandaşın en büyük sorunun geçim sıkıntısı olduğu bu rakamlardan da açık bir şekilde ortaya çıkıyor.” diye konuştu.
Hükümete çözümün faiz indirmek yükseltmek olmadığını, çözümün Milli Görüş ekonomi modeli olduğu çağrısında bulunan Erbakan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizler Yeniden Refah Partisi olarak, hükümete bu borca, faize ve vergilere ekonomi politikası yerine 54. Hükümet döneminde de faydaları görülen Milli Görüş’ün Ekonomisine bir an önce geçilmesi çağrısında bulunuyor ve milletimize nefes aldıracak önerilerimizi şöyle sıralıyoruz; Kamuda tasarrufun sağlanması, kamuda israfın önlenmesi, Yap-İşlet-Devret modeli ile yanlış hesaplanan devlet garantilerinin yeniden hesaplanması yoluyla hazineye kaynak bulunması, merkezi ve yerel yönetim bütçelerinde denk bütçenin yapılarak yeni borçlanmalara son verilmesi, yeni borçlanma yapmayarak kamunun faiz yükünün yıllar itibarıyla azaltılması, yatırımcılara yönelik faizsiz finansman modeline geçilmesi, böylece ürün üzerine yansıtılan ve vatandaşa ödetilen faiz yükünden milletimizin kurtarılması, kamu tek hesabına geçilmesi, milli kaynak paketleri önerilerimizin derhal hayata geçirilerek borçsuz-zamsız-vergisiz kaynakların kamuya aktarılması, yüzde 70’i geniş halk kesimlerinden toplanan dolaylı vergilere dayanan mevcut adaletsiz vergi sistemi yerine, adil bir vergi sistemine geçilmesi, ihracat hacminin artırılması için Avrupa pazarlarına ek olarak, D-8 pazarının canlandırılması, katma değeri yüksek olan ürün üretimlerinin ve ihracatının artırılması için gerekli adımların atılması, yüzde 80 oranında ithalata bağımlı yerli üretim yapısının terk edilmesi, hukuki reformların ve kolaylaştırıcı önlemlerin alınması yoluyla, sıcak para yerine doğrudan yabancı yatırımcıların ülkemize çekilmesi ve tabii faiz belasından kurtulmak için politika faizini aşağı yukarı çekmek yerine borçlanmayı önlemek gerekiyor.”
Erbakan uyuşturucu sorununa değinerek “Ülkemizde nesillerimizi ve ailelerimizi tehdit eden bir unsur olarak, uyuşturucu madde satışının ve kullanımının arttığını görüyoruz. Uyuşturucu ticaretinde başta PKK olmak üzere yasa dışı örgütler için yıllardır “transit ülke” olan Türkiye’nin, artık aynı zamanda “pazar ülke” haline geldiği görülmektedir. Uyuşturucu ticaretinde İstanbul’un metamfetamin kullanımında Avrupa’da ilk 10 şehir içerisine girdiği istatistiklere yansımış durumdadır. Çocuklarımızın ve ailelerin hayatını yaşanmaz hale getiren, ailelerin parçalayan, evlatlarımızın ailelerine karşı şiddet uygulamasına sebep olan, çocuklarımızın insan ticaretinin öznesi haline gelmelerine sebep olan uyuşturucu illetinden ülkemizin bir an önce temizlenmesi gerekmektedir. Yeniden Refah Partisi olarak, uyuşturucu illetinden genç nesillerimizi ve ailelerimizi korumak için, ülkemizin her sokağından uyuşturucu illetini temizlemek için atılması gerekli tüm adımlara TBMM’de destek olacağımızı ifade ediyoruz.” ifadelerini kullanarak sözlerini tamamladı.
Hibya Haber Ajansı