26 yıl önce (1997) bugün, Arnavutluk’ta yatırımcılarına ayda %10-25 arası faiz ödeme sözü veren saadet zincirlerinin tümü birbiri ardına çöküverdi. Ülke iç savaşın eşiğine geldi, büyük bir anarşi başladı, sokaklarda iki bin kişi öldü. Başbakan istifa etti, başbakan yardımcısı bir stadyumun tuvaletinde saklanırken bulundu. Sıkı yönetim ilan edildi.
Daha beş yıl önce, ülkede ilk özgür seçimler yapılmış ve on yıllar boyu süren komuta ekonomisinden serbest piyasa ekonomisine geçiş süreci başlamıştı. Ne var ki, sistem daha pişmeden piyasaya çoğu kara para aklama ve silah kaçakçılığının bir ön vitrini olan bir dizi saadet zinciri hakim olmuş, hatta bazıları hükümet yetkilileri tarafından yürütülmekteydi.
Bu saadet zincirlerine kişi başı aylık ortalama geliri $80 olan Arnavutluk nüfusunun üçte ikisi $1,5 milyara yakın para yatırmıştı. Bu meblağ o zamanki ülke GSYİH’sının neredeyse yarısıydı. Yunanistan ve İtalya gibi komşu ülkelerde çalışan gurbetçiler de evlerini, arabalarını, her şeylerini satıp bu dalavaverelere para yatırmışlardı. Herkes her şeyini kaybetti ve ülke darmadağın oldu. Bu da bize finansal bir felaketin tek başına bütün bir ulusun kaderini değiştirebileceğini kanıtlıyor.
Hibya Haber Ajansı