İhtiyaç sahibi insanlara acil ve uzun dönemli sağlık ve koruma hizmetleri sağlamak amacıyla kurulan Dünya Doktorları, insani yardım çalışmalarının en ön saflarında yer alan kadınların önemini vurgulayarak Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı.
6 Şubat 2023'te Türkiye ve Suriye'yi vuran büyük depremlerin ardından bölgede çalışmalarını aralıksız sürdüren Dünya Doktorları, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde deprem bölgesindeki kadınların yaşadığı zorluklara ve verdikleri büyük mücadeleye dikkat çekti.
Depremden en çok etkilenen bölgelerin başında gelen Hatay’da sağlık hizmetlerini geliştirme, temiz suya erişimi sağlama, hayat kurtaran bilgileri yayma ve hizmet sağlama, eğitim, kapasite oluşturma, savunuculuk ve araştırma yoluyla krizden etkilenenlerin çeşitli ihtiyaçlarını ele alma konusunda kadınlar itici güç olarak öncü konumda bulunuyor.
Bölgedeki kadınların içinde bulundukları zorluklara göğüs germekle kalmayıp toplumu güçlendirme ve kadınlar başta olmak üzere etkilenen nüfusun acil ihtiyaçlarını karşılama konusunda sorumluluk üstlenerek merkezi bir rol oynadığına dikkat çeken Dünya Doktorları Derneği Başkanı Hakan Bilgin, “Meydana gelen insani krizlerden orantısız bir şekilde etkilenmelerine rağmen, kadınların sorunlarını çözmeye yönelik çabaların çoğunda seslerinin büyük ölçüde göz ardı edildiğini görüyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, onların seslerini duyurabilmemiz, bu sesi çok daha güçlü bir şekilde yükseltebilmemiz için önemli bir gün.” dedi.
Kadınların, krizlerde en savunmasız gruplar arasında olmalarına rağmen aynı zamanda dinamik, etkin ve köklü değişimin de en ön saflarında yer aldıklarını söyleyen Hakan Bilgin, “Kadın insani yardım çalışanları, fiziksel ve psikolojik zorlukların ötesinde büyük afetlerle yerle bir olmuş yaşamları yeniden inşa etmede ve toplumların yeniden ayağa kalkmasında hayati bir role sahipler.” değerlendirmesini yaptı.
Felaketin ağır sonuçlarına en belirgin olarak kadınlar maruz kalıyor
Türkiye ve Suriye’yi sarsan depremlerin üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen kritik sağlık hizmetlerine olan ihtiyacın devam ettiğini belirten Hakan Bilgin, depremlerin ardından, özellikle bölgedeki en savunmasız grupları etkileyen birinci basamak sağlık hizmetlerinde önemli bir boşluk oluştuğunu vurguladı. Özellikle cinsel sağlık ve üreme sağlığı (CSÜS) ihtiyaçları açısından felaketin ağır sonuçlarına en belirgin hassas grup olarak kadınların maruz kaldığını söyleyen Bilgin, “Acil sorunlar arasında planlanmamış gebelikler, güvenli olmayan kürtajlar, gebeliklerin yetersiz takibi, emzirme ve hijyenle ilgili sorunlar bulunuyor. Bir diğer kritik sorun ise psikolojik sağlık tarafında kendini gösteriyor. Stres seviyesinin artmasının erken doğum oranlarında ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet vakalarında artışa neden olduğunu görüyoruz.” şeklinde konuştu.
Cinsel sağlık, üreme sağlığı, psikolojik sağlık ve depremden etkilenen bölgelerde yaşayan ve kriz bölgelerinde çalışan kadınların karşılaştığı diğer zorluklarla ilgili acil ihtiyaçların karşılanmasının kritik önem taşıdığını söyleyen Hakan Bilgin, “Dünya Doktorları olarak depremden etkilenen bölgelerde yaşayanlara sağlık ve umut getirmek için yorulmak nedir bilmeden mücadele eden kadın insani yardım çalışanları ve tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyoruz.” dedi.
“İnsanlara yardım edemezsem, kimsenin edemeyeceğini düşündüm”
Hatay’da Dünya Doktorları ile birlikte CSÜS danışmanı olarak görev yapan Özlem Kudret Çökmez ise, depremin yarattığı etkileri en yakından yaşayan biri olarak duygularını şöyle aktardı:
"6 Şubat'taki depremlerin ardından ilk şoku atlattığımda, desteğe ihtiyacı olan insanlarla dayanışma içinde olmak için gösterilen çabalara ben de katılmalıyım diye düşündüm. Çünkü Hatay benim memleketim, benim evim. Ve ben bir insani yardım çalışanıyım. Böyle bir felaketten sonra insanlara yardım edemezsem, kimsenin edemeyeceğini düşündüm."
Hibya Haber Ajansı