Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Bu yıl aynı zamanda üstadın kendi ifadesiyle, ‘fikriminzin çerçevesi' dediği Büyük Doğu mefkuresinin 80. yıl dönümüdür. Necip Fazıl Kısakürek’in bütün eserlerinin düşünce ve ideolojisinin omurgasını Büyük Doğu oluşturur desek herhalde haddimizi aşmış olmayız. Büyük Doğu dergilerinin bir bütün haline yeniden takdimini bu bakımdan çok mühim görüyorum. Serginin tertiplenmesine öncülük eden Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı ile destek veren tüm kurumlarımızı tebrik ediyorum.
Üstat Necip Fazıl, cumhuriyet tarihimizin en sancılı dönemlerine şahitlik etmiş bir insandı. Osmanlı’dan cumhuriyete intikal eden kuşak içinde üstat devletin ve milletin yaşadığı tüm ıstırapları bizzat görmüştür.
Çağdaşı pek çok şair ve yazarın aksine üstadımız, kalemi ve kelamıyla direnmeyi seçti. Asırlara sair köklü mirasımızın yok sayıldığı şanlı mazimiz ile köprülerin atıldığı bir zamanda eserleriyle ‘Durun kalabalıklar’ dedi. Hep zor olanı, meşakkatli olanı tercih etti. Ahlak ve Allah demenin yasak olduğu yıllarda mücadelesiyle milletimizin ruh köküne sahip çıktı.
Elbette bu yerli ve milli duruşunun ceremesini de son nefesine kadar çekti. Kültür sanat camiamızın bugün bile esaretinden kurtulamadığı mahalle baskısına üstat on yıllar boyunca maruz kalmıştır. Ama üstat bunların hiçbirine boyun eğmemiştir. Bedel ödemekten asla çekinmemiştir. Çünkü Necip Fazıl, Türkiye merkezli düşüncenin vücut bulmuş haliydi. O, hayatının en kıymetli yıllarını fikir Mehmetçikleri yetiştirmeye adamış hakiki bir münevverdi.
Üstadın her kitabının fikir serüvenimizde bıraktığı iz farklıdır. Sakarya Türküsü şiirinin yeri müstesnadır. Her dizesi coşkun ırmak misali gürül gürül akan bu şiir, bir nesil tarafından ezberlenmiş ve manası da idrak edilmiştir. Biz bu gençliği 28 Şubat’ın karanlık günlerinde üniversite kapılarında baskıya direnirken gördük. Biz bu gençliği 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçakların silahlarına göğüslerini siper ederken gördük.
Gençlik yıllarımda üstat Necip Fazıl ile tanışma şerefine nail olmuş bir kardeşinizim. Dünya görüşümüzün şekillenmesinde üstadın eserlerinin çok büyük etkisi oldu. Ülkemize siyaset yoluyla hizmet etme davamızda da aynı şekilde üstadın hayatı bizlere hep yol gösterdi.
Tüm siyasi hayatımız boyunca CHP ideolojisinin millet varlığımızda açtığı tahribatın izlerini silmek için çalıştık. Tek parti faşizmi tarafından ülkemize giydirilen deli gömleğini parçalamak için çetin bir mücadele yürüttük. Türkiye’yi demokrasiden hak ve özgürlüklere, savunmadan diplomasiye kadar her alanda tarihinin en büyük başarılarıyla tanıştırdık.
Artık kimse bu milletin evlatlarını aşağılama cesareti bulamayacak. Kimse Anadolu insanına hakaret edemeyecek, tehditler savuramayacak.
Sırf oy tercihlerinden dolayı kimse vatandaşa parmak sallayamayacak.Milletimizi kimse makarnacı, kömürcü, cahil göbeğini kaşıyan adam diye tahkir edemeyecek
Sandıktan çıkan iradeye saygı duymak yerine hala vatandaşa 500 liraya oylarını satıyorlar imasında bulunmak siyasi tükenmişliğin daniskasıdır.
Son 13 yılda 12 seçim kaybeden birinin kabahati kendinde aramak yerine halen seçmeni suçlaması artık siyasetin değil, psikolojinin konusudur.
Ne diyor? 'Kırsal kesimden aldığı oylarla Cumhurbaşkanlığını kazandı' Gazi Mustafa Kemal 'Köylü, milletin efendisidir' demedi mi? Artık bunu yemezler.
Bu sene Necip Fazıl üstadımızın ebediyete ihtifalinin 40'ıncı seneye devriyesini idrak ediyoruz. Şairlerin sultanı, milletimizin duygu sancağı, üstat Necip Fazıl Kısakürek'i bu vesileyle bir kez daha rahmetle, minnetle, özlemle yad ediyorum. Rabbim ondan razı olsun. Cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum.
Bu yıl aynı zamanda üstadın kendi ifadesiyle fikrimizin çerçevesi dediği büyük doğu mefkuresinin 80'inci yıl dönümüdür. Üstat ikinci cihan harbinin buhranlı yıllarında neşretmeye başladığı büyük doğuyu tam 35 yıl boyunca çıkarmaya devam etmiştir. Haftalık, aylık ve günlük olarak toplam 512 sayıya ulaşan bu muhteşem külliyat yayınlandığı döneme mührünü vurmuştur.
Üstadın bütün eserlerinin düşünce ve ideolojisinin omurgasını büyük doğu oluşturur desek herhalde haddimizi aşmış olmayız. Büyük doğu dergilerinin bir bütün haline yeniden takdimini bu bakımdan çok mühim bir proje olarak görüyorum. Aynı şekilde üstadın eserlerinin yeniden tanzim edilerek kitapseverlere ulaştırılmasını da takdirle karşılıyorum.
Serginin tertiplenmesine öncülük eden Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı ile destek veren tüm kurumlarımızı tebrik ediyorum. Üstadımızın emaneti değerli dava adamı Mehmet Kısakürek'i yürekten kutluyor. Emekleri ve gayretleri için kendisine teşekkür ediyorum.
Nitelikli, özgün ve gençlerimize hitap eden her türlü çabanızda sizlerin yanında olduğumu ve olacağımı bilmenizi istiyorum. Kıymetli misafirler üstat Necip Fazıl, Cumhuriyet tarihimizin en sancılı dönemlerine şahitlik etmiş bir insan. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e intikal eden kuşak içinde üstat devletin, milletin, fertlerin yaşadığı tüm ıstırapları bizzat görmüştü."
Hibya Haber Ajansı