Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Sevgili gençler, değerli öğretmenlerimiz, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine hoşgeldiniz. Biz külliye dediğimizde birileri rahatsız oluyor. Külliyeler asırlardır bu ülkenin bilim, müzakere, tören, sosyal hizmet merkezi olarak faaliyet göstermişlerdir.
Külliyemize Millet’in Evi’ni yapacaksınız dedim. Sağ olsunlar, yaptılar. Mesele işte bu, Batı’nın ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil. Kongre ve Kültür Merkezi’miz en önemli toplantılara ev sahipliği yapıyor. Buradaki kütüphanenin dünyada benzeri yok. İstanbul’daki Rami Kışlası’nı bir kongre merkezi ve kütüphaneye dönüştürüyoruz. Batı’nın ahlaksızlığını değil ilmini alacaksın, ona da kendi mührünü vuracaksın.
Sizler bu ülkenin geleceğisiniz, umudusunuz. Evlatlarımıza, kendilerine, ailelerine, devletine, milletine en ideal hizmeti nasıl verebilecekse onu sağlama gayretindeyiz. Az önce perdede izledik, inşallah içinizden biri veya ikisi inşallah uzaya gidecek mi? İnşallah birilerinin Neil Armstrong’u varsa bizim de Ayşe’miz, Ahmet’imiz, Mehmet’imiz var.
Gençlerimizi okumaya, öğrenmeye, kendilerini geliştirmeye nasıl teşvik ederiz onun derdindeyiz.
Biz sık sık şu soru ile karşı karşıya kalıyoruz? Cumhurbaşkanım siz yorulmuyor musunuz? Gençlerle yol yürüyen, mücadele veren insan yorulur mu? Enerjiyi sizden alıyorum. Aldığım enerjiyi de bir yere vermem lazım, nereye? Eserlere… Neşet Ertaş ne diyor? Aşk ile çalışan yorulmazmış…
Külliyeler, asırlardır bu ülkenin medeniyet dünyamızın, ilim, müzakere, tören, sosyal hizmet merkezi olarak faaliyet göstermiştir. Külliyelerin temelinde halka hizmet anlayışı vardır. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de kütüphanesi, camisi, kongre merkeziyle her kesimden her yaştan insanımıza hizmet veriyor.
Millet Kütüphanemiz 24 saat açık. Gelen öğrencilerimiz çay/simit/kek/nescafe bulabiliyor. Bunlar pek yaşanan olay değil. Şu anda tüm gençliğiyle haşru cem olan bir iktidar var. Dün Pakistan Başbakanı buradaydı, kendisine ‘Gezmende fayda var’ dedim. Gezdikleri zaman hepsi buraya hayran kalıyor. Dünyada bizim Millet Kütüphanemizin eşi benzeri yok. Önemli olan birileri ne yapıyor değil, birilerinin yaptığını geçebiliyor muyuz, aşabiliyor muyuz? Müslüman Türk’e bu yakışır.
Bu ülkede darbe sadece siyaset kurumuna, milli iradeye yapılmadı. Asıl yıkıcı etkisi eğitim başta olmak üzere gençlerimizi geliştiren alanlara oldu. Yüksek Öğretim hakkı imtiyazmış gibi gösterilerek pırlanta gibi gençlerimiz ile hayalleri arasına girildi. Bakmayın siz bugün gençlerimiz için üzülüyormuş gibi yapanlara, biz bunların cemaziyelevvelini iyi biliriz.
Gençler, Adnan Menderes’ten bahsediyorum. Gençler, Hasan Polatkan’dan bahsediyorum. Bu insanlar devleti yöneten büyüklerimizdi ama onlar malum zihniyet tarafından idam edildiler.
Şimdi hukuktan dem verenler geçmişte yapılan ayrımcılığğa ses çıkarmadı, hatta çanak tuttu.
Boraltan Köprüsü hadisesini bilir misiniz? Meşhur köprüde askerlerimiz ne yazık ki düşmanın eline bırakılmış ve o askerlerimiz o dönemin yönetimine ‘Bizi düşman ateşine bırakmayın, siz öldürün’ demişlerdir. Bu ülke bunları yaşadı. Nasıl şimdi Cudi, Gabar, Besler Deresi’nde teröristleri nasıl inlerine gömüyorsak, gömmeye devam edeceğiz.Şehitlerimiz var evet, şehitlerimizin 10, 20 kat öldürülen teröristlerimiz var.
Teröristlerin inlerine girip onları gömüyorsak gömmeye de devam edeceğiz.
Cuntacılar karşısında el pençe divan duran siyasetçileri hukukçuları unutmadık. Biz çocuklarımız aynı sıkıntıları yaşamasın diye 20 yılda her alanda ülkemize çağ atlatacak eserler üretiyoruz.
Biz çocuklarımızı aynı sıkıntıları çekmesin diye 20 yıldır eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe her alanda ülkemize çağ atlatacak eserler veriyoruz. 76 üniversitemiz vardı, şimdi 207 üniversitemiz var. Şimdi ilim için Hakkari’den İstanbul’a, Ankara’ya gitmiyor, hocalarımız gidiyor. İlim noktasında şu anda çok daha farklı, çok daha başarı oranı yüksek neticeler alıyoruz. Üniversite giriş imtihanlarında Hakkari’den, Kars’tan birinciler çıkıyorsa bu atılan adımların neticesidir.
Geçmişte ülkemizdeki en büyük sıkıntılardan biri ders kitaplarıydı. Ders kitabı bulamazdık. Siz teksir kağıdı neydi bilir misiniz? Biz bunları ağabeylerimizden satın alamazdık, vermezlerdi. Dedik ki, bu nesil bunları yaşamasın. Bu nesil bizim yaşadığımız sıkıntıları yaşamasın istiyoruz. Yaşamasın ki, çocuklar; iyi okuyun, düşünün, uygulayın ve neticeyi de alın. Öğrencilerimize 2003 yılından beri ücretsiz bu ders kitaplarını veriyoruz. Şu ana kadar 4 milyar kitabı ücretsiz dağıttık. Yardımcı kaynakları da ücretsiz dağıtmaya başladık. Ücretsiz dağıttığımız ders kitaplarıyla birlikte yardımcı kaynakları da öğrencilere ulaştıracağız. Sene sonuna kadar 100 milyon yardımcı kaynağı teslim ediyoruz.
Asım’ın Nesli gibi bir nesil için ülkenin tüm kaynaklarını seferber ediyoruz. Türkiye 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirecek. Milli teknoloji hamlesini sizlerle başarıya ulaştıracağız. TEknopark sayısını 5’ten 92’ye çıkardık. Ar-Ge kültürünü güçlendirdik. Türkiye ilk çeyrekte yüzde 7,3 büyüme kaydetti. İhracatımızın her ay rekor kırıyor olması bundan. İstihdam artıyor. Ar-Ge yapan gençlerimizle bu rakam daha da yukarı çıkacak. Uluslararası bilim olimpiyatlarında ülkemizi temsil eden gençlerimiz üstün başarılarla bizleri gururlandırıyor.
Uzay çalışmasını küçümsüyorlar, bunların böyle işlere vizyonu yetmez, bunlar dün İHA ile de alay ediyorlardı.
Yarışmaya katılan ve ödül alan evlatlarımızı, öğretmenlerini ve ailelerini tekrar tebrik ediyorum, Sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.”
Hibya Haber Ajansı