Dünyanın önde gelen birçok profesyonel ekonomik kuruluşu, COVID-19 salgınıyla mücadele tedbirlerini iyileştiren Çin’in dünya ekonomisinin canlanmasına daha büyük güç katacağını savundu.
Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Borge Brende kısa süre önce yaptığı açıklamada, Çin’de salgınla mücadele önlemlerinin ayarlanmasının Çin ve dünya ekonomisine fayda getireceğini söyledi. Uluslararası Para Fonu (IMF), 2023 yılında hızlı büyüyen Çin ekonomisinin küresel ekonomik gelişmeler için en önemli olumlu unsur olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra, Morgan Stanley, Goldman Sachs, HSBC, Barclays Bankası ve Fransa Natixis dahil uluslararası finansal kuruluşları, 2023 yılında Çin’deki ekonomik büyümeye yönelik beklentilerini yükseltti.
Geçen bir yıl içinde salgının, Rusya-Ukrayna çatışması gibi jeopolitik krizlerle iç içe geçtiği, küresel enerji, gıda ve finansman alanlarında krizlerin yaşandığı, bazı ülkelerin yüksek enflasyona karşı faizi aşırı bir şekilde artırdığı bir dönemde, dünya ekonomisinin gerileme baskıları her geçen gün artıyor. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi çok sayıda finansal kuruluş küresel ekonomik büyümeye yönelik beklentilerini düşürdü. Dünya Bankası, 2023 yılında küresel ekonomik büyümenin yüzde 1.7’ye ineceğini, ABD dahil gelişmiş ekonomilerin yıl içerisindeki artış hızının yüzde 0.5’e düşeceğini tahmin ediyor.
Küresel ekonomik gerileme baskılarının sürekli arttığı bir dönemde uluslararası toplum, Çin ekonomisine umutlu bir tavırla yaklaşıyor. Yabancı ülkelerin bazı ana akım medya kuruluşları, Çin’in ülkesinde salgınla mücadele tedbirlerini gevşetmesini “2023 yılında en önemli ekonomik gelişme” olarak değerlendirdi. Dünya Bankası, 2023 yılında Çin ekonomisinin yüzde 4.3 oranında büyüyeceğini öngördü. Dünya Bankası yayınlanan “Çin ekonomik brifingi” raporunda, Çin’in ekonomik büyümeye yoğun politika desteği sağlayacağını kaydetti. Morgan Stanley, Morgan Chase ve Goldman Sachs Çin’deki ekonomik büyüme beklentisini sırasıyla yüzde 5.4’e, yüzde 4.3’e ve yüzde 5.2’e yükseltti.
Oysa, uluslararası toplumun Çin ekonomisine umutlu ve olumlu bir tavırla yaklaşması, Çin’in geçen uzun süre içinde küresel tedarik zinciri ile küresel endüstri zincirinin korunmasında oynadığı önemli rol ile sıkıca bağlantılı.
Birincisi, geçen 3 yıl içinde Çin, salgınla küresel mücadele için önemli katkılar sağladı. Çin şu ana kadar, 153 ülke ve 15 uluslararası örgüte milyarlarca yardım malzemesi sağlarken, 120’den fazla ülkeye 2 milyar 200 milyon doz aşı gönderdi. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus 14 Ocak’ta Çin Devlet Sağlık Komisyonu Başkanı Ma Xiaowei ile yaptığı telefon görüşmesinde, Çin hükümetinin salgınla mücadele için harcadığı çabaları yüksek takdirle değerlendirdi.
İkincisi, geçen 10 yıl içinde Çin’in küresel ekonomik büyümeye sağladığı ortalama katkı oranı yüzde 38.6’yı buldu. Bu sayı, G7 ülkelerinin toplamını bile aştı. Çin artık dünya ekonomisini hızlandıran en güçlü motorlardan biri haline geldi. Çin Devlet İstatistik Bürosu tarafından verilen en son bilgilere göre, Çin’in 2022 yılındaki gayri safi yurtiçi hasılası, yüzde 3 oranında artarak, 121 trilyon yuanı aştı. Birçok iç ve dış olumsuz unsurun etkisine rağmen, Çin ekonomisinin yine de iyi performans gösterebilmesi, kolay bir iş değil. Bu, küresel ekonomik güveni büyük boyutta yükseltti. IMF, 2023 yılında Çin’in küresel ekonomik büyümeye sağlayacağı katkı oranının yüzde 30 olacağını tahmin etti.
Çin’in 2022 yılında dış ticaret alanında gerçekleştirdiği ilerleme, Çin ekonomisinin önemli bir halkası. Çin Devlet Gümrük İdaresi tarafından verilen en son bilgilere göre, 2022 yılında Çin’in mal ticaretinin ithalat-ihracat hacmi, yüzde 7.7 oranında artarak 42.07 trilyon yuanı buldu. Çin, mal ticareti açısından ard arda 6 yıldır dünya birinciliğini korudu. Çin’in ASEAN ülkelerine, “Kuşak ve Yol” güzergahındaki ülkelere ve Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklığı Anlaşması(RCEP) ülkelerine gerçekleştirdiği ithalat-ihracat hacmi sırasıyla yüzde 15, yüzde 19.4 ve yüzde 7.5 oranında arttı. BM Ticaret ve Kalkınma Raporu’na göre, Çin’in ithalat-ihracat hacmi, dünya ticaretinin yüzde 20’ini oluşturdu. Çin ayrıca, 140’tan fazla ülkenin başlıca ticari ortağı konumundadır. Tüm bunlar, çetin dış ve iç meydan okumaların yaşandığı bir dönemde, Çin’in küresel ticaretin gelişmesi, küresel endüstri zinciriyle tedarik zincirinin istikrarının korunması için dev katkı sağladığını kanıtladı.
Üçüncüsü, Çin ekonomisinin son aylarda iyiye doğru ilerleme eğilimi, yabancı ülkelerin işletmelerinin Çin’e olan güvenini daha da pekiştirdi. Çin Ticaret Bakanlığı, 2022 yılında Çin’in fiilen kullandığı yabancı sermayenin yüzde 8 oranında artarak, 189 milyar 130 milyon ABD Doları’nı bulduğunu açıkladı. AB, “Kuşak ve Yol” güzergah ülkeleri ile ASEAN ülkelerinin Çin’e yaptığı yatırımlar, sırasıyla yüzde 92.2, yüzde 17.2 oranında ve yüzde 8.2 oranında arttı. Çin Ulusal Ticareti Geliştirme Kurumu’nun yaptığı ve Çin’de faaliyet gösteren 160 yabancı işletmeyi kapsayan bir anketin sonucuna göre, ankete katılan işletmelerin yüzde 98.7’si, Çin’de yatırımı artırmaya devam edeceklerini kaydetti. Öte yandan, Çin’in salgınla mücadele tedbirlerini iyileştirmesi, küresel turizmin canlanmasına da büyük fırsatlar getirecek.
Çin’de salgın durumunun sürekli iyileştirilmesi ile üretim ve yaşam düzeninin normale dönmesinin hızlanmasıyla Çin’in ekonomik dinamizmi ve potansiyeli daha da güçlenecek, küresel ekonomik canlanmaya daha büyük güç katılacak.
Kaynak Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı