Çin-Avrupa Birliği (AB) Zirvesi 7-8 Aralık günleri arasında Çin’in başkenti Beijing’de düzenlenecek. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel de zirvede yer alacak. Bu, Çin ve AB arasındaki iş birliğinin sürdürüleceğini gösteriyor.
Beijing'e kısa bir süre önce ziyarette bulunan AB Komisyonu İç Pazardan Sorumlu Üyesi Thierry Breton, Çinli yetkililerle yapılan görüşmelerin yapıcı olduğunu belirtti. Breton, "Çin ve AB arasındaki ekonomik ilişkiler, 5G teknolojisi ve tedarik zinciri iş birliği gibi konularda fikir alışverişinde bulunduk. Ancak, bazı konularda farklı görüşlerimiz oldu. Özellikle, Çin tarafı AB'nin Çin menşeli elektrikli araçlara yönelik devlet sübvansiyonlarına ilişkin soruşturmalarından endişe duydu." dedi.
Breton'un açıklamaları, Çin-AB ilişkilerinin karmaşıklığını yansıtıyor. Son yıllarda, ABD'nin Çin'e karşı başlattığı ticaret savaşı, COVID-19 salgınının dünya çapında yayılması, Rusya-Ukrayna ve Filistin-İsrail çatışmalarının şiddetlenmesi gibi olaylar, Çin-AB ilişkilerini test etti. AB, Çin'i "sistematik bir rakip" olarak tanımlayarak, riskleri azaltma politikası uygulamaya başladı.
Çin ve AB arasında bazı uluslararası konularda farklı görüşler olmasına rağmen, bu durum iki taraf arasındaki ilişkilerin gelişmesini engellemedi. 2023 yılının ilk dokuz ayında, Çin ve AB arasındaki ticaret hacmi 556,1 milyar avroya ulaştı. Son 20 yılda, Çin-AB ticaret hacmi dokuz kat, AB'nin Çin'e yatırımları üç kat arttı ve Çin'in AB ülkelerine yaptığı yatırımlar 100 milyar doları aştı. Ekonomi ve ticaret alanlarında birbirlerini tamamlayan Çin ve AB, bu iş birliğinden fayda sağlamaya devam ediyor. Örneğin, Almanya'nın Münih kentinde üretilen lüks otomobiller Çin'de popüler olurken, Avrupalı tüketiciler Çin'in Shenzhen kentinde üretilen akıllı telefonları tercih ediyor.
Diğer yandan, “Kuşak ve Yol” inisiyatifinin Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde uygulanmaya başlamasıyla birlikte, Çin-Avrupa yük treni seferleri hızla arttı. Bugüne kadar, Çin'den Avrupa'ya 81 bin yük treni seferi yapıldı ve bu trenler, 25 Avrupa ülkesindeki 217 şehre ulaştı. Çin-Avrupa yük trenleri, küresel tedarik zincirinin korunmasına ve küresel ekonominin gelişmesine önemli katkılar sağladı.
AB ülkeleri de Çin pazarının geliştirilmesine büyük çaba gösterdi. 2022 yılında, COVID-19 salgınının yayılmasına rağmen, AB ülkelerinin Çin'e yaptığı yatırımlar hızlı bir şekilde artış gösterdi. Birçok Avrupalı şirket, politikacıların önerdiği “riskleri giderme” politikasının uygun olmadığını düşünüyor ve Çin pazarını güvenilir, verimli ve istikrarlı olarak görüyor. Örneğin, Alman kimya devi BASF, Çin'in Guangdong eyaletinde entegre bir üretim üssü kurmak için 10 milyar avro değerinde bir yatırım planlıyor. Bu, şirketin bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük yurtdışı yatırım projesidir.
2023 yılı, Çin ve AB arasındaki kapsamlı stratejik ortaklık ilişkilerinin kuruluşunun 20. yıl dönümüne işaret ediyor. Gerçekler, Çin ve AB arasındaki ilişkilerin gelişmesinin her iki tarafın ortak çıkarlarına uygun olduğunu gösteriyor. AB, dış etkilerden bağımsız olarak Çin'e yönelik politikalarını yeniden değerlendirmeli. Çin ve AB arasındaki istikrarlı ilişkiler, karışık dünya düzenine belirli olumlu unsurlar ekleyecek ve dünya barışı ile refahının korunmasına katkıda bulunacak.
Hibya Haber Ajansı