AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi’ndeki toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.
Çelik, konuşmasında şunları aktardı:
“Tabii burada hem önümüzdeki bir takım vatandaşımızla buluşma noktasında vatandaşımıza daha çok ulaşma noktasında ortaya koyulacak stratejiler bir takım karşı propagandaların nasıl bertaraf edileceğine dair çeşitli arkadaşlarımızın çalışmaları. Bunlar genel kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. Tabii bu bağlamda bütün bu birimlerin çalışmalarının yanı sıra teşkilatların çalışmaları da çok önemli. Göz bebeğimiz teşkilatlarımız yaz boyunca hiç durmadılar. Onların çalışmalarının da değerlendirilmesi söz konusu oldu.
Çeşitli alanlarda yapılacak çalışmalar reformlar düzenlemelerle ilgili arkadaşlarımızın yaptığı çalışmalar çeşitli uzman arkadaşlarımızın görüşleri tabii ki alındı. Bir de tabii 2023 de yapılacak seçimlere dönük olarak seçim beyannamesinin AK Parti cumhur ittifakının seçim beyannamesine bizim yapacağımız katkının AK Partinin yapacağı çalışma aynı zamanda daha önce beyannameyle birlikte bir manifesto ortaya koymuştuk. Ona dönük olarak bizim kendi birimlerimizin yapacağı çalışmalar bu çerçevede değerlendirildi. Tabii ki her parti kendi içerisinde bu çalışmaları yapıp daha sonra Cumhur İttifakı’nın ortak stratejisi de bu şekilde oluşturulmuş oluyor. Yaz döneminin bitmesiyle genel başkanımızın başkanlığında ilk toplantımızı bu çerçevede gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bundan sonra da düzenli olarak seçime kadar bu toplantıları yapmaya devam edeceğiz.
Soru-Bu toplantının yapılması basına yansıması sonrası seçime henüz 10 ay varken acaba bir erken seçim mi olacak sorusunun sorulmasına da sebep oldu seçim takvimi ile ilgili bir değişiklik var mı.?
“Seçim takvimi ile ilgili bir değişiklik yok seçim zamanında yapılacak. Bununla ilgili erken seçim ve benzeri spekülasyonların hiçbirinin ne bir temeli var ne de bir manası var. Nihayetinde bir yıldan az kalmışsa seçimlere bu hazırlıkların yapılması gayet normal. Hatta biz bazı çalışmaları yeni bir seçimden çıktıktan hemen sonra 4-5 yıl sonraki seçim için hemen başlatırız. Kendi içerisinde bu şekilde bir çalışma ritmi birimlerin yapacağı şeyler düzenlenir. Nihayetinde milletimizin önüne koyulacak politikalar seçim zamanındaki belgelerin çalışılması açısından şimdiden başlanması son derece makul bir şey. Bizim parti olarak geleneğimiz de bu şekilde dolayısıyla herhangi bir şekilde erken seçim olması söz konusu değil. Seçimler zamanında yapılacak. Zamanında yapılacak seçimlere dönük olarak şimdiden bu takvimin başlamış olması son derece normal.”
Soru-Zamanında yapılacak ama seçim takvimine baktığımızda Kurban Bayramı’na denk gelen bir süreç var bunun öncesinde de hac mevsimi olması dolayısıyla çok vatandaşın hac görevini yerine getirecek olması söz konusu bu da göz önüne alındığında seçimlerin biraz daha öne alınması ihtimaller dahilinde mi.?
Bununla ilgili bir değerlendirme yapılmadı. Bununla ilgili bir gündem olmadı. Partide bu tür toplantılar yaptığımızda sizde de bir hareketlilik oluşuyor seçimlere dönük bir şey mi var diye. Bu zamanında yapılacak seçimlere dönük olarak yürütülecek çalışmalar temelinde hem birimler bağlamında hem de bahsettiğim seçim beyannamesi bağlamında bir toplantı olarak gerçekleşti. Bugünkünün gündemi bu.
Soru-Sonraki toplantının tarihi belli mi?
O tabii MYK toplantılarımız var MKYK toplantılarımız var burada birimler çalışmalarını uygunlaştırdıkça çeşitli komisyonlar kurulup da bunlar mesafeler aldıkça sunumlar hazır hale geldikçe bu yapılacak.
Soru-Seçim beyannamesine ilişkin ortak bir çalışma olduğunu söylediniz AK Parti ayrı bir beyannamesi MHP ayrı bir seçim beyannamesi mi yoksa ortak bir seçim beyannamesi mi?
“Ondan bahsetmedim ben benim bahsettiğim şu nihayetinde bu çalışmalar neticesinde cumhur ittifakının ortak stratejisi seçimlere dönük olarak yapılacak. Her partinin yapacağı katkılar da zaten her seçimin tabiatı gereği ortaya çıkmış oluyor. Orada her parti kendi seçim beyannamesini hazırlıyor zaten onunla ilgili bir şey değil. Sonuçta her toplantıda nihayetinde cumhur ittifakının nasıl daha güçleneceği nasıl daha seçimlere dönük olarak çalışmalarda başarılı olacağını da her parti kendi içerisinde değerlendiriyor.”
Soru-Suriye konusu
“Hiçbir şekilde şimdiye kadar olduğu gibi herhangi bir devletle herhangi bir şekilde onun toprak bütünlüğüne dönük onun güvenliğine dönük negatif bir yaklaşımımız olup bir sorun yaşamadık. Biz başta etrafımızdaki devletler olmak üzere hepsinin toprak bütününün egemenliğinin korunması gerektiğini düşünüyoruz. Herhangi bir yerde bir bölünme bir iç savaş bir çatışma tabii ki istemiyoruz. Şimdiye kadar da Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunduğumuzu defalarca ifade ettik. Ve burada çözümün savaş yoluyla değil siyasi bir çözüm olması gerektiğini de ifade ettik. Tabii bu karşılıklı olarak orada şartların olgunlaşması muhaliflerin bugün karşı karşıya kaldığı zulüm mekanizmalarının ortadan kalkması ve büyük uzlaşmanın ortaya çıkması.
Onla ilgili olarak da anayasa süreci güçlü bir şekilde işlesin demiştik. Anayasanın yavaş gitmesinden ya da aksamasından duyduğumuz rahatsızlığı da dile getirmiştik. Dolayısıyla bu bağlamda bunlar yerine geldikten sonra siyasi ilişkinin kesilmesine yol açan şartlar ortadan kalkmış olur. Ama tabii o şartlar ortadan kalkmadan herhangi bir şekilde siyasi diyalog olması, siyasi iletişim olması söz konusu değil. Burada AK Parti ile MHP arasında bir çelişki yok. Burada söylenen şu orada kendi halkını katletmeye başladığı andan itibaren bu ilişkiler kesildi. Burada da şunu söyledik, biz herhangi bir şekilde başkalarının yaptığı gibi vekalet savaşlarını kışkırtarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü ya da egemenliğini, devlet mekanizmalarını ve devlet yapılarını hedef alan bir tutum içerisine girmedik. Burada hep baştan beri söylediğimiz Suriye’nin içerisindeki çözüm siyasi olmalıdır.
Cenevre süreci, Astana süreci gibi süreçler güçlü bir şekilde işletilmelidir. Anayasal çalışmalar oradaki mevcut çatışma ortamını ortadan kaldıracak uzlaşmanın ortaya çıkması bu tabii ki bizim sadece dememizle değil. Oradaki tarafların da demesiyle bugün binlerce mensubu öldürülmüş muhaliflerin ortaya anlamlı bir tablo çıktığını bir uzlaşma zemini çıktığını düşünmesiyle ancak olur. Yok rejim aynı tutumunu sürdürecek sadece muhalifler tutum değiştirecek gibi bir şeyi hiç kimse kabul etmez. Bu zaten mevcut katliamların onaylanması anlamına gelir bunu zaten kimse söylemiyor kimse bu şekilde bir yaklaşım içerisinde değil. Baştan beri söylediğimiz şudur etrafımızdaki devletler ne kadar güvenli olursa biz bunu kendi güvenliğimize katkı sayarız.
Başka devletler gibi kendi güvenliğimizi etraftaki devletlerin sabote edilmesinde aramayız etrafımızdaki devletler ne kadar refah içinde olursa bunu refahımıza katkı sayarız. Etrafımızda güçlü devlet yapılarının olması önemli ama Bir yerde bir rejim sistematik olarak halkını katlederken bunları konuşmadan bir uzlaşma tablosu ortaya çıkmadan zalim ve mazlum bunlar uzlaşsın demek gibi bir tablonun içerisinde zaten değiliz. Baştan beri söylediğimiz herkesin kabul edeceği uygulanabilir bir anayasal sürecin işlemesi herkesin kabul edeceği bir siyasi çözümün ortaya çıkmasıyla olur. Yoksa sadece muhalefetten bazen söylüyorlar işte rejimle diyalog kuracağız. Tamam rejimle diyalog kurdun rejim de diyor ki ben bunları yapmaya devam edeceğim buna meşru bir devletin meşru bir yapının Türkiye Cumhuriyeti gibi köklü bir devletin göz yumması mümkün müdür?
Bütün bir süreci baştan alırsak bugüne nasıl gelindiği ortadadır. Katliam görüntüleri ortadadır dolayısıyla Türkiye burada meşruiyetin tarafındadır. Tabii ki siyasi çözüm orada olsun istiyoruz ama bu tarafların rıza göstereceği bir çözüm olmalıdır. Siyasi ilişkilerimizi kesmemize yol açan zaten o siyasi diyalog olacaktır. Bu şartlar ortadan kalkmadan herhangi bir siyasi diyalogdan bahsetmek söz konusu olamaz.”
Hibya Haber Ajansı