Mobil araçlar yaygınlaşarak hayatın olmazsa olmaz unsurları haline gelirken dünya çapında 5 milyarı aşkın internet kullanıcısı olduğu tahmin ediliyor. Bu durum yabancı dil bilme ihtiyacını tetiklerken Preply tarafından yayımlanan veriler, dünyada iki dil bilen insan sayısının 33 milyona ulaştığına işaret ediliyor. Ana dili İngilizce olmayan dünya genelindeki birçok ebeveyn, çocuklarını geleceğe erken yaşta hazırlamak için ortalama 10 yaşına kadar ikinci dil olarak İngilizce öğrenmesini sağlıyor. Türkiye’de bu yaş 7’ye kadar iniyor ve aileler çocuklarının İngilizceye ana dili kadar hâkim olmaları için çift dilde eğitim veren okulları tercih ediyor. 25 yıllık deneyimiyle geliştirdiği çift dilli eğitim programı Bilingual Learners’ı hayata geçiren İzmir merkezli Eraslan Okulu ise çift dilde eğitimi anaokulundan başlatarak öğrencilerinin geleceğine şimdiden yatırım yapıyor.
İki dilli yetişen çocukların çok yönlü düşünme ve analiz etme yeteneğinin de geliştiğine dikkat çeken Eraslan Okulu Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nur Canbaz, konuyu şu sözlerle değerlendirdi: “İş dünyası başta olmak üzere bilim ve akademinin de içinde olduğu birçok alan hızla küreselleşiyor. Bu küreselleşme beraberinde ortak dil kullanımını ortaya çıkarıyor. Eraslan Okulu olarak uluslararası projelere imza atmış akademisyenlerle birlikte geliştirdiğimiz çift dilli eğitim programımız Bilingual Learners ile çocukların anaokulundan başlayarak İngilizceyi ana dili seviyesinde kullanabilmelerine kapı aralıyoruz. Bu sayede hem öğrencilerimizi erken yaşta geleceğe hazırlıyor, hem de eğitimde sınırları kaldırıyoruz.”
Anaokulu öğrencilerine çift dilli öğretmenler
Tasarladıkları programla birlikte çocukların anaokulundan başlayarak iki dilde eğitim aldıklarını belirten Nur Canbaz, “Eraslan Bilingual Anaokulunda öğrencilerimize gün boyunca aynı anda iki öğretmen eşlik ediyor. Bilingual Program öğretmenlerinden biri yalnızca Türkçe, diğeri ise öğrencilerle yalnızca İngilizce iletişim kuruyor. Sınıf ortamında öğrencilerin kendilerini tercih ettikleri dilde rahatlıkla ifade edebilmeleri ve öğretmenleriyle bağ kurabilmeleri ilk amacımız. İki dilli eğitim ortamına uyum sağlayan öğrencilerimizin dili alaşımlı kullanmak anlamına gelen Translanguaging tekniğine başvurduğunu gözlemliyoruz. Translanguaging aşamasına geçen öğrencilerin arasında akran iletişimi ve akran öğrenmesi hızla artarken, öğrenciler her iki öğretmenin de farklı birer dil kullandığı idrak ediyor. İlerleyen süreçlerde öğrencilerimizin İngilizce konuşan öğretmenleriyle İngilizce, Türkçe konuşan öğretmenleriyle de Türkçe iletişim kurmaya başladığını gözlemliyoruz.
Bir başka deyişle, öğrencilerimiz henüz anaokulu çağında iki dil arasında geçiş yapabiliyor ve iki dilde düşünebiliyorlar. En önemlisi de her öğrencinin öğrenme stiline uygun dersler tasarlıyoruz. Farklılaştırılmış öğretim teknikleri kullandığımız bu ekosistemde öğrenciler, istasyonlara ayrılabiliyor ve kendilerine en uygun alanlarda kazanımlarını pekiştirebiliyorlar. Gerek istasyonlarda gerekse de bireysel ve ekip projelerinin her aşamasında iki dil kullanıyorlar. Bu sayede öğrencilerimiz çift dilde bir okul yaşantısı sürüyorlar.” ifadelerini kullandı.
Öğrenciler ilkokulda iki modüllü ve yine çift dilde sisteme geçiş yapıyor
Programlarının ilkokul seviyesindeki akademik eğitim dilinin İngilizce ve Türkçe olduğunun altını çizen Eraslan Okulu Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nur Canbaz, “İlkokul eğitim programımızı, okul yaşantısını iki dille sürdürmek temelinde inşa ettik. 2 modüllü bir sistem oluşturduğumuz programımızda ilk modül 1 ve 2. sınıfları, 2. modül ise 3 ve 4. sınıfları kapsıyor. 1. modüle başlayan öğrencilerimiz matematik, bilim ve hayat bilgisi derslerini iki dilde alırken 2. modülde ise öğrencilerimiz bu derslere çift dilli öğretmenleri ile devam ediyor. Bu sayede her iki modülde de bilgi, kavram ve terminolojileri okuma yazma süreci başta olmak üzere iki dilde öğreniyor ve disiplinler arası proje çalışmaları, gezi, tiyatro, belirli gün ve hafta etkinliklerini hem ana dillerinde hem de İngilizce olarak bütünsel şekilde yürütüyorlar.” dedi.
Ortaokul dersleri İngilizce akademik içeriklerle destekleniyor
Ortaokul programlarının çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin öğretmenlerle ortak çalışmaları sonucu oluşturulduğunu aktaran Nur Canbaz, ilkokulda başlayan çift dilli akademik yaşantının ortaokulda daha yoğun bir akademik içerikle desteklendiğini ve yerini İngilizce matematik, İngilizce fen bilimleri ve İngilizce sosyal bilgiler derslerine bıraktığını söyleyerek sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Ortaokulda içerik ve dil bazlı eğitim anlamına gelen CLIL tekniğiyle öğrencilerin akademik kazanımları her iki dilde ölçme ve değerlendirmeye alınıyor ve bireysel gelişimleri için düzenli geri bildirim veriliyor. Öğrenciler, ardından College Board üyesi olan ve akademik dilin İngilizce ve Türkçe kabul edildiği Eraslan Lisesine geçiş yaparak üniversiteye hazırlanıyorlar.”
Lisede üniversite dersleri alıyorlar
Lise seviyesindeki derslerin akademisyenler tarafından yürütüldüğüne dikkat çeken Nur Canbaz, “Amerika Birleşik Devletleri’nde üniversiteye hazırlık sürecini geliştirmek için 1900’lerde kurulan ve lise öğrencilerine üniversiteye başlangıç dersleri alma fırsatı sunan College Board üyeliğine sahip lisemizde öğrencilerimiz 10. sınıftan itibaren dil yeterliliklerine göre Advanced Placement (AP) programıyla lisans düzeyinde derslere katılabiliyorlar. Advanced Placement, dünya üzerinde 3300 seçkin üniversite ve Türkiye’de Koç, Sabancı ve Özyeğin gibi üniversitelerin tanıdığı bir program. AP programı sayesinde öğrencilerimiz, kariyerlerine giden yolu henüz üniversiteye başlamadan çizmiş oluyor.” şeklinde konuştu.
Eraslan High’da öğrenciler ayrıca liseye başladıkları andan itibaren kendilerine teknik ve küresel bakış açısı sunan ekonomi, felsefe, girişimcilik, yapay zekâ, uluslararası ilişkiler, sanat tarihi, psikoloji gibi seçmeli derslere katılıyorlar ve entelektüel donanımlarını artırıyorlar.