Sıcak işgücü piyasası nihayet dönüyor mu? Eylül ayı istihdam raporundaki kilit soru bu. Düşük işsizlik başvuruları, firmaların mevcut işçileri elinde tuttuğunu gösteren açık iş pozisyonu verileri ve işini kaybedenlerin hızla yenilerini bulabildiği bir işgücü piyasasına işaret eden alt göstergeler koşulların halen sıkı olduğunu gösteriyor. Bunun yanında, ISM gibi sektör göstergeleri ve firmaların artan finansman maliyetleri ile resesyon çevresindeki operasyonel belirsizlikler bu momentumun artık hız kaybetmesi gerektiğini gösteriyor.
Eylül ayı istihdam raporunun ayrıntılarında piyasa 255K’lık bir artış bekliyor. Ağustos ayında %3,7 olan işsizlik oranının, Eylül’de de aynı kalması öngörülüyor. Hane halkı anket verileri ve mevcut %62,4 olan katılım oranı ile hesap edildiğinde 200K üzerinde artış işsizlik oranını düşürür, zayıf ISM göstergeleri ile klasik Eylül sapma oranı ile indirgediğimizde aşağı yukarı 100-150K gelecek bir istihdam artışında işsizlik oranı da %3,7’de (revizyon olmazsa) sabit kalacaktır. Katılım oranının da aynı kalması bekleniyor. Pandemiden önce işgücü katılımı %63 üzerindeydi, 10 yıllık ortalama oran ise %62,6 seviyesinde. Değişen işgücü yapısı, emeklilik yaşına gelenler, yaşlanan nüfus, işgücü arzındaki sıçramanın normal sınırlara yaklaşması gibi nedenler itibariyle havuzun muhtemelen şok genişlemesi beklenmeyecektir.
Eylül raporunun anket dönemi, okula dönüş işe alım dönemi ile örtüşmektedir. Mevsimsel ayarlama sorunlarından kaynaklanabileceğinden, verilerdeki herhangi bir büyük sıçraman çok fazla sinyal göndermez ve tek başına bir gösterge olarak ele alınmaz. Beklentiden çok sapan bir veri görme olasılığımız da var elbette. Mevsimsel olarak yarı zamanlı çalışan insanlar Temmuz ve verilerinde yukarı etki oluşturmakla beraber, Eylül ayında okula dönüş nedeniyle eksilmeler olabilir. Ancak pandemiden sonra yarı zamanlı çalışanlara ekonomik nedenleri de katmak gerekecektir, dolayısıyla bu alanda da hesaplama çok boyutlu ele alınmalıdır. Bu rakamın son iki ayki eğiliminin nasıl kırılacağı da önemli.
Fed açısından bakacak olursak; belirleyici faktör işgücü piyasasıdır. Büyük şirketlerden işe alımların dondurulması veya işten çıkarılmaların olması ve ekonomik nedenlerle yarı zamanlı çalışan insan sayısının artmasıyla birlikte küçük çatlaklar ortaya çıkmaya başlayabilir. Ancak iş fırsatları hala tarihsel olarak yüksek seviyelerdeyken, işçiler halen iş değiştirmeyi kolay bir şekilde yapabiliyorlar. Düşen verimlilikle birlikte bu durum, kısa vadede ücretler üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturacaktır. Bu, Fed’in küresel ekonomik zayıflığa rağmen faizleri yükselmeye devam edeceği anlamına geliyor.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı