Ekonomideki toplam talebin enflasyona etkisi anlamında perakende satışlar, bu haftanın önem atfedebileceğimiz verilerinin başında geliyor. Otomobil ve gaz hariç perakende satışlar, yüksek fiyatların isteğe bağlı harcamaları kısmasından dolayı reel olarak baskı altında kalabilir. Nominal bazda ise artış oranlarının yüksek enflasyon etkisinden nemalandığı görülmektedir.
Verilerin ekseriyetine bakacak olursak; manşet perakende satışlarda bir önceki aya göre %0,9 artış görülürken, trendin daha net bir görünümünü veren bir ölçü olan çekirdek (otomobil, benzin, inşaat malzemeleri ve gıda hizmetleri hariç) satışlarda %1 ve doğrudan büyüme hesabını etkileyen kontrol grubunda da %1’lik artışlar görülmekte. Bu haliyle veriler, genel anlamda beklentilerin üzerinde ve enflasyon etkisi açısından da olumlu bir tablo sunmuyor.
Alt kalemlere bakacak olursak; Pompa fiyatları Nisan’da düşerken bu da benzin satışlarında keskin bir düşüşü desteklemiş görünüyor. Motor yakıtında perakende satışlar Nisan ayında %2,7 gerilerken, kabaca Covid öncesi seviyesiyle aynı seviyede. Gıda fiyatlarının da bir yıl öncesine göre neredeyse çift haneli artmasına rağmen, Nisan ayında gıda harcamaları %0,2 gerilemiş durumda. Nisan ayı verileri, otomotiv satışlarının ise %2,2 arttığına işaret ediyor. Benzin fiyatları toplam satışları düşürürken, bu otomobil satışlarındaki sağlam bir artışla dengelenmiş görünüyor. Covid’e duyarlı hizmetlerden restoranlarda, tüketici talebi mallardan uzaklaşmaya devam ettikçe sağlam artış momentini destekler şekilde %2’lik artış gözleniyor. Hizmetlere yapılan harcamalar yaza doğru artmaya devam edecek, bunda da özellikle seyahat talebi ve Amerikalıların Paskalya gibi tatillerde artırdıkları talep çerçevesinde uçak biletleri gibi kalemler etkili olacak. Pandemik rotasyon göstergeleri olarak bir dönem önemle izlediğimiz alışveriş merkezlerinde %1,1, online satışlarda ise %2,1 artış söz konusu. Diğer bazı kalemlerden inşaat ve spor malzemelerinde de sırasıyla %0,1 ve %0,5 düşüş gözleniyor.
Pandemi sırasında iki yıllık aşırılığın ardından mal talebi yumuşamış ve enflasyon etkisini ağırlıklı olarak hizmete kaydırmış durumda. Çin’in Kovid karantinası ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı nedeniyle tedarik zinciri darboğazları kötüleşirken, mallara yönelik düşük talep, enflasyonun daha da yüksek seviyelere tırmanmasını engelledi. Tüketim mallarına olan talep, yüksek fiyatların harcamaları kısıcı etkisi itibariyle düşüş momentumunda olmayı sürdürebilecektir. Bu da normal şartlar altında çeşitli tüketim malı kategorilerinde devam eden fiyat ılımlılığı ve hatta deflasyon şansı için iyiye işaret. Mobilya, ev aletleri ve eğlence ürünleri gibi mallara yönelik tüketici talebindeki pandemi sonrası ılımlılık, hizmet sektörüne akışı ise çok yoğunluklu şekilde yönlendirdi. Bu arada, reel ücretlerin yükselmediği bir ortamda gelir yelpazesinin alt ucunda olan tüketiciler süpermarkette ve benzin istasyonunda ödeme yapmak için kredi kartlarına ve tasarruflara yönelirken, enflasyon daha fazla isteğe bağlı ürüne yapılan harcamaları kısıtlıyor.
Fed açısından; petrol fiyatlarının beslediği genel enflasyona ve katı hizmet enflasyonuna yönelik durumu ağırlıklandıran momentum nedeniyle talebi kısma motivasyonu devam edecektir. Bu da Fed’in sıkılaşma döngüsünden geri adım atacak bir durumda olmadığını gösteriyor. ABD’de tüketiciler halen harcama yapıyor ve talep enflasyonuna kredi ve tasarrufla katkıda bulunuyorlar. Talep kaynaklı enflasyonu kısma konusunda, Fed 50 bps’lik artışları sürdürecektir.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı