Bu yılın ilk 11 ayında Çin’de yeni kurulan yabancı sermayeli işletme sayısı yüzde 36,2 oranında artarak 48 bin 78’i buldu. Uzmanlar, küresel ekonomik büyümenin yavaşladığı ve jeopolitik rekabetinin giderek kızıştığı bir dönemde, Çin piyasasının yabancı yatırımcılar için cazibesinin daha da arttığını, “Çin’e yatırım yapmanın” çağın ana eğilimi olmaya devam ettiğini savunuyor.
Bazı gelişmiş ülkelerin Çin’e yaptığı yatırımlar artıyor. Bu kapsamda İngiltere, Fransa, Hollanda, İsviçre ve Avustralya’nın Çin’e yaptığı yatırım sırayla yüzde 93,9, yüzde 93,2, yüzde 34,1, yüzde 23,3 ve yüzde 14,3 oranlarında arttı.
“Yabancı sermaye Çin’den çekiliyor” iddiası temelsiz
Bu artışlar, bazı Batılı medya kuruluşları tarafından sürekli ortaya atılan “yabancı sermaye Çin’den çekiliyor” iddiasının tamamen bir safsata olduğunu kanıtlıyor.
Bu yılın ilk 11 ayında Çin’in fiilen değerlendirdiği yabancı yatırım 1 trilyon 40 milyar 330 milyon yuanı buldu. Bu sayı, yüzde 10 düşüş gösterdi. Bu düşüşe rağmen, Çin’in fiilen değerlendirdiği yabancı yatırım hacmi yüksek bir seviyede seyrediyor.
Reform ve dışa açılma politikasıyla geçen 45 yılda Çin’in fiilen değerlendirdiği yabancı yatırım sürekli olarak yüksek seviyede korundu, özellikle son birkaç yıl içinde Çin, dünyada yabancı yatırımları en çok değerlendiren ülke olma statüsünü korudu.
Öte yandan, Uluslararası Para Fonu, Asya Kalkınma Bankası gibi çok sayıda uluslararası kuruluş, Çin’in ekonomik büyümesine dair tahminlerini yükseltti.
Uluslararası Para Fonu’nun Çin’deki baş temsilcisi Steven Barnett basına verdiği demeçte, Çin’in 2023 yılında küresel ekonomik büyümeye sağlayacağı katkı oranının üçte bir olacağını tahmin etti. Analistler, Çin’de bir dizi yeni politikanın hayata geçirilmesiyle birlikte, önümüzdeki aylarda Çin’in fiilen değerlendirdiği yabancı yatırımla küresel ekonomik büyümeye sağlayacağı katkı oranının daha da artabileceğini savunuyor.
Dev bir pazar, gelişmiş altyapı, istikrarlı endüstri ve tedarik zincirleri
Çin’e yatırım yapmak, fırsatlardan faydalanmak anlamına geliyor. Çin, dev bir pazarın yanı sıra, elverişli altyapı tesisleri, istikrarlı endüstri ve tedarik zincirleri, açıklık ve inovasyona dayalı gelişme ortamı ve yeterli insan kaynaklarına sahip bir ülke. Tüm bunlar, yabancı işletmelerin ticari faaliyetlerine güvence sağlarken, onlara bol kazançlar sunuyor.
Son beş yılda Çin'in doğrudan yabancı yatırım getiri oranı yüzde 9,1'e ulaşarak dünyadaki diğer ekonomilerden çok daha yüksek oldu. Deutsche Bank Grubu'nun raporu, yabancı sermayenin Çin'e yatırım yapmayı bırakmadığını gösteriyor. Diğer yandan Çin'deki Amerikan Ticaret Odası dâhil olmak üzere bir dizi yabancı sanayi kuruluşuna göre, Çin pazarı yabancı sermayeli şirketler için sadece bir "seçenek" değil, "mutlaka sahip olunması gereken" bir pazar.
Giderek daha fazla yabancı şirketin Çin'e yatırım yapması ve Çin'de kök salması ne anlama geliyor? Bu, Çin ekonomisinin toparlanmaya ve gelişmeye devam ettiğini, Çin'in hâlâ küresel yatırımlar için en gözde destinasyonlardan biri olduğunu gösteriyor.
Hibya Haber Ajansı