ABD Philadelphia Orkestrası’nın Çin ziyaretinin 50’inci yıldönümü, 10 Kasım akşamı Çin’in başkenti Beijing’de bulunan Çin Devlet Tiyatrosu’nda düzenlenen bir konserle kutlandı. Batılı ve Çin müzik unsurlarını bir araya getiren “Tang şiirlerinin yankıları” adlı senfoni icra edildiğinde, Çin ve ABD halkları arasında yarım asır önce müzik üzerinden kurulan “dostluk köprüsü” kapsamında yeni bir sayfa açıldı.
Nitekim, son günlerde Çin ve ABD arasında gerçekleştirilen bir dizi temas ve diyalog, ikili ilişkilerde istikrarın korunması yönünde dünyaya olumlu bir sinyal verdi ve bu da Çin ve ABD devlet başkanlarının bu hafta San Francisco’da yapacakları zirveye olumlu bir atmosfer hazırladı.
San Francisco Zirvesi, Çin ve ABD devlet başkanlarının geçen yıl Bali adasındaki görüşmelerinin ardından düzenlenecek ilk yüz yüze görüşme olacak. İki taraf, Çin-ABD ilişkilerinin stratejik gelişim yönünün yanı sıra, küresel barış ve gelişmeyi ilgilendiren önemli konularda derinlemesine görüş alışverişinde bulunacak. Uluslararası toplum, Çin-ABD San Francisco Zirvesi’nin işbirliğine odaklanacağını ve verimli sonuçlar elde edileceğini umuyor.
İki ülke arasında bu önemli zirve kapsamında, Bali zirvesinde varılan görüş birliklerinin hayata geçirilmesi hayati önem taşıyor. Çünkü geçen bir yıl içinde Çin ve ABD arasındaki ikili ilişkilerin zorluklarla karşılaşmasının ana nedeni, bu görüş birliklerinin hayata geçirilmemesidir. ABD yönetimi, Çin’e yönelik yanlış algılamalarla hatalı bir Çin politikasını izledi. ABD yönetimi, geçen yılın ilk yarısında öncelikle “balon siyasi şovunu” sahneledi, daha sonra Çin’in Taiwan adasının lideri Tsai Ing-wen’in ABD ziyaretini kışkırttı ve yarı iletken alanında Çin’e karşı ihracat kısıtlamaları uyguladı. Çin ve ABD devlet başkanlarının Bali adasında vardıkları görüş birliklerine aykırı olan ABD’nin bu girişimleri, Çin’in çıkarlarını zedeledi ve Çin-ABD diyalog sürecini bozdu.
Haziran ayında ABD, Antony Blinken’in Çin ziyareti ile ABD-Çin ikili ilişkilerini iyileştirme niyetini gösterdi. ABD’nin Çin’e yönelik kısıtlamaları haksızlıktır. Çin ile işbirliği olmadan iklim değişikliği ve ABD ekonomisinin toparlanması gibi bölgesel ve küresel sorunlar çözülemez. Buna rağmen, ABD tarafı yine de Taiwan konusunu manipüle etmeye, Çin’in Taiwan adasına silah satmaya ve “ulusal güvenlik” kisvesi altında Çin’e baskı yapmaya çalıştı. Geçen ay ABD Ticaret Bakanlığı, Çin’e karşı yarı iletken ihracat kısıtlamasını daha da artırdı ve 13 Çin işletmesini yaptırım listesine dahil etti.
“Yeryüzü, ABD ve Çin’in eşzamanlı olarak gelişmeleriyle refaha kavuşmalarına izin verebilecek kadar geniştir.” Çin ve ABD, birbirlerine rakip olmak yerine ortak olmalı, sıfır toplamlı bir oyun oynamak yerine kazan-kazan işbirliği yapmalı. ABD tarafı, kısa süre önce sona eren 6. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na ilk kez hükümet adına katıldı. Fuara katılan ABD işletmelerinin sayısı tarihi bir rekor kırarak 200’ü aştı. Tüm bunlar, Çin ve ABD çıkarlarının ne kadar iç içe geçtiğini bir kez daha kanıtladı. Kaliforniya Valisi Gavin Newsom Çin ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, “Çin ne kadar başarılı olursa, biz de o kadar başarılı oluruz.” dedi.
Günümüzde küresel ekonomik toparlanma zayıflarken, jeopolitik çatışmalar güçleniyor, istikrarsızlık ve belirsizlik artıyor. Çin ve ABD ekonomileri, dünyanın üçte birini; nüfusları, dünyanın dörtte birini; ticaretleri ise dünyanın beşte birini oluşturuyor. Çin ve ABD’nin birbirlerine doğru bir şekilde yaklaşıp yaklaşmayacakları, insanlığın geleceğini belirleyecek. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Bali zirvesinde yaptığı konuşmada, Çin-ABD ikili ilişkilerine küresel genel vizyondan yaklaşılması gerektiğini vurguladı. Xi’nin bahsettiği küresel genel vizyon, uluslararası toplumun barış ve gelişme yönündeki ortak beklentisidir. Çünkü blok zıtlaşması ve “küçük çevre siyaseti”, tüm dünya ülkelerinden destek alamaz. “Tukidides Tuzağı” kaçınılmaz bir durum değildir. Çin tarafının, “Çin-ABD ikili ilişkilerinin temeli halklar arası dostluk, geleceği ise gençliktir” şeklindeki açıklaması, iki ülkede geniş yankı uyandırdı.
Çin ve ABD devlet başkanlarının San Francisco Zirvesi, Çin tarafının ikili ilişkileri düzeltme içtenliği ve küresel barış ve gelişme sorumluluğunu yansıtıyor. ABD tarafı ise, büyük devletler arasındaki rekabet yönünde eski zihniyetten ve iç siyasi parti rekabetinin olumsuz etkilerinden kurtulup, ulusal ve halk çıkarları doğrultusunda hareket ederek, dünyaya sorumlu bir tavır sergilemeli, Çin ile rasyonel ve gerçekçi bir diyalog kurmalı. ABD, içtenlik gösterip, taahhütlerini gerçek eylemlere dönüştürmeli ve Çin ile ikili ilişkilerini sağlıklı ve istikrarlı bir gelişme rayına oturtmalıdır.
Hibya Haber Ajansı