Tüketici fiyatları enflasyonu eylül ayında yükselmeye devam ederek dönemsel bazda yüzde 3,08’lik artış (piyasa beklentisi yüzde 3,15’e paralel, bizim beklentimiz yüzde 3,8’in bir miktar altında) kaydetti ve yıllık bazda da ağustostaki yüzde 80,21’den eylül ayında yüzde 83,45 seviyesine geldi. Merkez Bankası’nın gevşeme döngüsü devam ederken, bu oranın enflasyondaki yukarı yönlü riskleri sonlandırmadığını ve ekim döneminde gerek gevşek politika uygulamalarının, gerekse de yurtiçi/yurtdışı fiyat döngülerinin enflasyonu beslemeye devam edeceğini düşünüyoruz. Bu kapsamda enflasyonun ekim ayında da bu zirve gerçekleşmesine oldukça yakın bir seviyede olmasını bekleriz. Yılsonunda ise enflasyonun yüzde 73,5 seviyesinde olabileceğini düşünüyoruz. Son Eylül enflasyon gerçekleşmesi ile birlikte, enflasyona göre düzeltilmiş politika oranı, emsaller arasında açık ara en düşük olan -yüzde 71,5’e düşmüş durumdadır.
Enflasyonun alt kalemlerine bakacak olursak; ulaşım, gıda ve mobilya fiyatları ile kamu hizmetleri ücretlerindeki artışlar etkili olmakla beraber ana harcama gruplarındaki bütün kalemlerde aylık bazda artış olmuştur. Bu kalemlerde elektrik ve doğalgaz zamlarının ilk etkilerinin yanı sıra, gelecek aylardaki gecikmeli etkilerin de devrede olmasını bekleriz. Gıda enflasyonu yıllık bazda yüzde 90,25’ten yüzde 93,05’e yükselmekle beraber aylık bazda fiyat artışlarının biraz beklenenin altında gerçekleştiğini görüyoruz. Gerek gıdada girdi ve arz kaynaklı riskler, gerekse de mevsim değişimi itibariyle gelecek ayın göstergelerine daha fazla yansıyacak bir gıda enflasyonu olabileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle bu kalemde yukarı riskler devam edecektir. Süt piyasasındaki gelişmelerin de, gıdada peynirden ete kadar geniş bir mal grubu üzerinde etkili olmasını bekliyoruz. Zamlardan kaynaklı etkiler gıda enflasyonunu yüksek tutmaya devam edecektir.
Çekirdek enflasyonda yükseliş devam etmekte, Eylül ayında C göstergesinde yüzde 68,1 seviyesine gelmiş durumdayız. Çekirdek enflasyon göstergelerinde görülen kazanımlar, manşete yakın aylık artışlarla enflasyon yapışkanlığının arttığını gösteriyor. Temel mal ve hizmetler tarafında son enerji zamlarının girdi etkilerini ve döviz kurlarındaki gelişmelerin de yayılım etkisini gözlemlemek durumunda olacağız. ÜFE’de de yükseliş yüksek montanda devam ediyor. Eylül ayında aylık bazda yüzde 4,78 artan ÜFE, maliyet baskısının halen devam ettiğini göstermekte ve tüketici enflasyonunda gecikmeli etkilere zemin oluşturmaktadır. Yıllık bazda ise ÜFE’de böylece yüzde 151,5 ile yeni bir zirve kaydedilmiştir. ÜFE’nin alt ayrıntıları itibariyle bu artışların enerji ve taşımadan kaynaklı elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme gibi kalemlerden geldiği görülmektedir.
Manşet enflasyondan daha yüksek artış gösteren kalemler olarak konut yüzde 9,99, eğitim yüzde 6,99, iletişim yüzde 3,40 ve çeşitli mal ve hizmetler yüzde 3,19 ile öne çıkmaktadır.
Politika faizi ve enflasyon oranları arasındaki ayrışımın derinleşmesi. Çekirdek gösterge, işlenmemiş gıda, enerji, alkollü içecekler, tütün ve altını kapsamaz. Kaynak: Bloomberg, TCMB, TÜİK, Tera Yatırım
Artan enflasyon geniş tabanlı olmakla beraber, enflasyonda yapışkanlık endişelerimizi de teyit eden bir yapıda gerçekleşmektedir. Aynı zamanda Avrupa’da yaşanan enerji krizi, Fed’in küresel anlamda faiz oranlarına etki eden agresif politikası, EURUSD paritesinin gerilemesinin cari açığı derinleştirici etkisi gibi durumlar bizim enerji, döviz gibi unsurlardan maruz kalacağımız enflasyon etkisinin üzerine koyacaktır, bu nedenle ilerleyen aylarda baz etkisinden kaynaklı oran gerilemesinden çok enflasyon yapısında sorun yaratan unsurların üzerine yoğunlaşma olması gerektiğine inanırız. Eylül ayının çok yüksek gerçekleşmesine rağmen, beklentilerimizin altında kalmasında henüz tam anlamıyla yansıma göstermemiş enerji zamları ve ay sonu ile ay ortalaması fiyatlarının zam yansımaları itibariyle farklı olmasını gösterebiliriz. Girdi maliyetlerinin son zamlardan sonra artması ile beraber hem direkt etkileri ekim ayında göreceğiz, hem de gecikmeli yayılım etkilerinin sonraki dönem enflasyon oranları üzerine yansıdığını göreceğiz. Ürün fiyatlarındaki yüksek değişkenliğin devam edeceğini düşünürüz.
Türkiye yıllık enflasyonu. Kaynak: Bloomberg, TÜİK, Tera Yatırım
Merkez bankası perspektifinden bakacak olursak; gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının sıkılaştırma perspektifine tezat görüntü devam etmektedir. Ağustos ve Eylül aylarında toplam 200 bps faiz indirimi yapılarak politika faizi %12’ye düşürüldü. Güncel politika metninden aldığımız referans, enflasyonla mücadele kurgusunun liraizasyon stratejisine dayandığını ve ana politika perspektifinin de büyüme odaklı olduğunu teyit etmektedir. Ekonomi karar alıcılarının heterodoks politika uygulamasına inancı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yılsonuna kadar tek haneli faiz talebini dikkate alarak Merkez Bankası’nın 20 Ekim PPK’sı ve sonrasında faiz indirimlerine devam edebileceğini, bunun varış noktasının ise ucu açık olabileceğini düşünüyoruz. Gevşek politika döngüsünün döviz kuru üzerinden enflasyon üzerindeki etkilerini halen bir pesimist unsur olarak değerlendiriyoruz.
Kaynak: Tera Yatırım- Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı