Tüketici fiyatları enflasyonu ekim ayında da yükselmeye devam ederek dönemsel bazda %3,54’lük artış (piyasa beklentisine paralel, bizim beklentimiz %4,6’nın altında) kaydetti ve yıllık bazda da eylüldeki %83,45’ten ekim ayında %85,51 seviyesine geldi. Merkez Bankası’nın orta vadeli hedefi olan %5’in 17 katından daha yüksek olan bu oranın bu yıl ve 24 yıllık tarihsel seriler içindeki olası zirve olarak değerlendiriyoruz. Baz etkileriyle beraber, beklenmedik ters rüzgar etkisi görülmezse, enflasyon önümüzdeki aylarda yıllık oranlar itibariyle düşmeye başlayacaktır Bu kapsamda da yılsonunda enflasyon oranını son gerçekleşmelerin getirdiği hesaplamalarla %75,7 olarak görüyoruz.
Manşet ve çekirdek TÜFE ile TCMB politika faizi karşılaştırması. Kaynak: TCMB, TÜİK, Bloomberg, Tera Yatırım
Enflasyonun alt kalemlerine bakacak olursak; ana harcama gruplarındaki bütün kalemlerde aylık bazda artış olmuştur. Gıda ürünlerinde fiyat artışları yıl içinde %99,1 ile neredeyse iki katına çıkarken, nakliye maliyetleri %117,2 arttı. Çekirdek enflasyon bazında baktığımız zaman da bütün göstergelerde katılığı teyit eden geniş tabanlı yükselişler olduğu görülmektedir. İşlenmemiş gıda, enerji, alkollü içecekler, tütün ve altını hariç tutan B göstergesi yıllık %77 artarken, enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç olan C göstergesi de %68,1’den %70,5 seviyesine yükseldi.
ÜFE tarafında emtia fiyatları dünyada talepte daralma olasılığıyla beraber bir geri çekilme içinde ve bu maliyetler tarafına rahatlama sağlayabilir. Petrol ve metal fiyatlarında, savaş dönemi devam ederken talepte kaymalar ve yavaşlamalar kaynaklı gerilemeler gördük. Yeniden fiyat atakları söz konusu olmazsa, işleyecek baz etkilerinin de yardımıyla 2023 içinde bu alanda çift hanelere gerileme olduğunu görebiliriz. ÜFE’deki gerilemenin TÜFE’ye kıyasla daha kolay gerçekleşebileceğini düşünüyoruz.
Manşet enflasyondan daha yüksek artış gösteren kalemler olarak giyim ve ayakkabı %8,34, gıda ve alkolsüz içecekler %5,09, ev eşyası %4,38 ile öne çıkmaktadır. Ağırlığı yüksek olan diğer gruplarda konut %2,57 ve ulaştırma %2,19 aylık artışlar göstermiştir. En düşük aylık artış ise %0,36 ile eğitim grubunda meydana gelmiştir.
Ana harcama grupları ve manşet TÜFE karşılaştırması. Kaynak: Bloomberg, TÜİK, Tera Yatırım
Enflasyonda muhtemel zirve görülmüş olsa da, çekirdek enflasyon rakamları hala çok yüksek, bu da altta yatan eğilimlerin iyileşmesinin uzun zaman alabileceğini gösteriyor. ÜFE’nin %157,7 düzeyinde olması, üretici maliyetlerinin tamamının henüz fiyatlara yansımadığını ortaya koymaktadır. Mevcut resim, önümüzdeki dönemlerde baz etkisine bağlı olarak enflasyondaki kısmi değişimi gösteriyor ancak TL’de herhangi bir değer kaybı yaşanması durumunda beklenti bandını yükselteceğini de hatırlatalım. Bunun enflasyon üzerinde önemli bir etkisi olabilir ve çekirdek enflasyon eğilimleri nedeniyle enflasyondaki gerileme çok yavaş olabilir. TÜFE’nin resmi beklentilere göre daha kademeli yavaşlayacağını ve en önemli şeyin çekirdek enflasyon ve buradaki katılık olduğunu düşünüyoruz.
Gıda tarafında hala tarım tarafındaki arz kaynaklı riskler ön planda. Bu konuda geniş iyimserlik için Rusya ve Ukrayna savaş koşullarının ilk etapta ortadan kalkması lazım. Tahıl koridorunun açılmasına ilişkin yeniden olumlu gelişmeler görüyor gibi oluyoruz, ancak bu taraftaki durum halen çok kırılganlık sergiliyor. Gıda tarafındaki tek sorunun savaş olmadığını, iklim ve çevre koşullarından dolayı son dönemlerde rekolte kaybının da önemli bir etken olduğunu ve küresel gıda fiyatlarını yükselttiğini belirtmeliyiz. İç piyasada da elbette TL’nin değer kaybı tarımsal girdi konusunda ekstra maliyet unsuru yaratıyor.
Talepte kayda değer düşüş görülmezse uluslararası bazda enflasyon konusunda olumsuz eğilim sürebilir. Dünyada ve Türkiye’de çok kısa sürede hızla artan enflasyon oranları söz konusu oldu ve enflasyon konjonktürü direkt olarak fiyatlama ve tüketici davranışlarını da bozduğundan dolayı kendi kendini yaratan bir döngü oluşturabiliyor. Bu da bozulma yönündeki hareketlerin çok daha kolay gerçekleşebileceğini gösteriyor. Bu elbette ayrıca ele alınması gereken bir konu ve dünyada para otoriteleri hızlı faiz artışları yaparak tüketici davranışlarını sert şekilde kontrol altına almak istiyorlar.
Türkiye yıllık enflasyonu. Kaynak: Bloomberg, TÜİK, Tera Yatırım
Merkez bankası perspektifinden bakacak olursak; enflasyon katlanarak hızlanmaya devam etmesine rağmen TCMB son üç toplantısında 350 baz puan faiz indirimine gitti. Politika faizinin %10,5 olması ile %85,5 olan Ekim enflasyon düzeltmesini yaptığımızda, -75% gibi bir reel orana ulaşıyoruz, ki bu gelişmekte olan piyasa emsallerimiz içindeki en düşük ve standart dışı banda işaret ediyor. Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ekonomide daha fazla büyüme, milli gelir, istihdam ve üretim hedefliyor. Merkez Bankası da, Kasım toplantısı için benzer bir şekilde 150 baz puan daha faiz indirimine sinyal veriyor.
Dünyada da enflasyon oranları çok kısa sürede yükselmekle birlikte, Türkiye için konuşulan enflasyon oranları geçen yılın sonlarında %20’lerdeyken, 500 baz puanlık bir önceki gevşeme döngüsünden sonra başlayan lira değer kaybından gelen devirlerle takip eden aylarda hızlandı. Şu anda ise %85 üzeri enflasyon oranlarını konuşmaktayız. TCMB’nin devam eden faiz indirim döngüsünün lirayı zayıflatmaya devam edebileceğini ve enflasyonu besleyebileceğini düşünüyoruz. Buna karşılık, seçimlere doğru gidilirken gevşek kalmasını beklediğimiz para ve maliye politikalarında mevcut perspektifin ve büyüme orjinli yaklaşımın korunmaya devam etmesini bekliyoruz.
Kaynak: Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı