İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ve S&P Global’in açıkladığı verilere göre; Ağustos ayında imalat PMI 46,9’dan 47,4 seviyesine yükseldi. Son açıklanan veriler, üst üste altıncı ay eşiğin altında kalarak, her ne kadar Ağustos’ta iyileşme olsa da sektörde ivme kaybının devam ettiğini gösterdi.
PMI verisinin ayrıntılarına bakacak olursak; üretimdeki yavaşlama hafifledi ancak yeni siparişler belirgin şekilde ivme kaybetti. Zorlu piyasa koşulları ve yüksek fiyatlar nedeniyle üretimdeki düşüş eğilimi devam ediyor görünüyor. Yetersiz talep ve artan fiyatlar ile küresel ekonomideki zayıflık ise, siparişlerdeki düşüşün ana nedenleri oldu. Buna paralel olarak, yeni ihracat siparişleri de Avrupa talebinde düşüş nedeniyle zayıflamaktadır. Enflasyonist baskılar zayıflarken, hammadde, nakliye ve enerji maliyetlerinin yüksek seyri, asgari ücretteki artış ve Türk lirasının değer kaybetmesi gibi faktörler girdi maliyetleri ve satış fiyatları üzerinde halen yukarı yönlü baskı uygulamaktadır. Bununla birlikte, enflasyon oranları girdi fiyatlarında son 31 ayın, nihai ürün fiyatlarında ise son 18 ayın en ılımlı düzeylerine geriledi. İstihdam ise artmaya devam etti. İstihdamın artmaya devam etmesi ve artış hızının son üç ayın en yüksek seviyesine ulaşması anketin görece olumlu gelişmesi oldu.
Üreticiler, mevcut girdi stoklarının üretim gereksinimlerini karşılamak için büyük ölçüde yeterli olması nedeniyle Ağustos ayında girdi alımlarını azalttıklarını bildirdi. Satın alma şirketleri ise tedarikçilerin malzeme temininde yaşadıkları zorluklar nedeniyle teslimat sürelerinin uzamasıyla karşılaşmaya devam etti. Satışlardaki yavaşlama, nihai ürün stoklarındaki artış trendinin dört aya ulaşmasını sağladı. Stoklardaki artış Eylül 2015’ten bu yana en yüksek hızda gerçekleşti.
PMI Üretim Endeksi Kaynak: TÜİK, İstanbul Sanayi Odası, S&P Global, Bloomberg
Gelen veriler, iktisadi yönelim anketlerinin de benzer şekilde ortaya koyduğu gibi çok net bir yavaşlama eğilimine işaret etmektedir. Girdi maliyetlerindeki stres biraz azalır gibi olsa da, yeni açıklanan elektrik ve doğalgaz zamları çok ciddi biçimde yeniden yukarı yönlü baskı yapacaktır. Dışarıda da başta enerji olmak üzere hammadde kalemlerinde yukarı yönlü fiyat baskılarının yeniden artması riski bulunmaktadır. Öte yandan, Türk üreticileri ve ihracatçılarını genel anlamda zorlayacak şartların iki ana eksende oluştuğunu görmekteyiz. Bunlardan birincisi, Avrupa ve dünya pazarlarında yavaşlamadır. İkincisi ise, ücretler, elektrik, doğalgaz ve diğer maliyetler etkisidir. Bu unsurlar hem potansiyeli, hem de fiyat rekabetini olumsuz yönde etkiliyor. Dünyada petrol fiyatları gerilerken bile bizde girdi maliyetlerinin yükselmesi küresel pazarlarda da fiyat indirmemizi engelliyor, dolayısıyla oluşan dengeleri ihracatımız açısından da olumsuz olarak değerlendiriyoruz.
Genel talep koşullarındaki yavaşlama, cari durumu açıklarken aynı zamanda ilerleyen dönemlerde de bu kanaldan bir yavaşlama gelebileceğine işaret ediyor. Sanayinin son dönemde hem maliyetler, hem de finansmana erişimde zorlanma anlamında bazı sıkıntıları olduğu görülmektedir. Son makro ihtiyati tedbirler kredilerin yatırım ekseninde oluşmasını dolayısıyla ticari tarafın ağırlıklanmasını amaçlamakla beraber sektörün finansmana erişimi anlamındaki olası pozitif etkilerini izlemek durumundayız. Sanayicinin maliyetleri konusunda ise, son yapılan enerji zamları da sübvansiyonların kullanılma eşiğinin düşük olduğunu ve mevcut sübvansiyonlar olmasa idi daha yüksek maliyet ve fiyat etkilerinin ortaya çıkabileceğine işaret etmektedir. İkinci yarıda sanayi yatırımı, üretim ve tüketim ekseninde görünümü değiştirecek bir perspektif değişikliğine gitmezse ekonomide yavaşlama etkisi ağır basacaktır.
Kaynak: Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı