enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,2047
EURO
36,7511
ALTIN
2.955,98
BIST
9.626,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
12°C
İstanbul
12°C
Hafif Yağmurlu
Salı Çok Bulutlu
14°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
11°C
Perşembe Yağmurlu
9°C
Cuma Hafif Yağmurlu
10°C

TEMA Vakfı, bu yıl da Erozyonla Mücadele Haftası’nda etkinlikler düzenleyecek

TEMA Vakfı, bu yıl da Erozyonla Mücadele Haftası’nda etkinlikler düzenleyecek
16.11.2022 13:20
82
A+
A-

TEMA Vakfı, bu yıl Erozyonla Mücadele Haftası etkinliklerini “Biyolojik Çeşitlilik, Biyolojik Çeşitlilik Kaybı ve Nedenleri” teması çerçevesinde gerçekleştirilecek.

Erozyonla Mücadele Haftası kapsamında düzenlenecek etkinlikleri ise; çevrim içi webinar, hafta kapsamında uzun yıllardır gerçekleştirilen geleneksel Toprak Yürüyüşü, stant çalışmaları ve biyolojik çeşitlilik hakkındaki temsilci sunumları oluşturuyor.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, toprağın karasal biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan en temel doğal varlığımız olduğunu hatırlatarak “Toprak, karadaki tüm canlıların yaşamını sağlayan ve iklimi düzenleyen bir doğal varlıktır. Böcekler, mantarlar, kuşlar, sürüngenler, memeliler gibi karadaki tüm tüketici canlı gruplarının yaşamı bitkilere bağlıdır. Bitkilerin yaşamı ise; kökleriyle tutunabileceği toprağa, topraktaki suya, besin elementlerine ve toprak canlılarına bağlıdır. Başta azot olmak üzere topraktaki çok sayıda besin elementini bitkiler için kullanılır hale getiren topraktaki canlılardır. Hatta bitkilerin hastalıklara karşı dirençli, sağlıklı olmasını sağlayan da toprağın erozyona karşı direncini artıran da toprak canlılarıdır. İçinde canlıların bulunmadığı toprak üretken değildir, ölüdür. Sağlıklı bir kaşık toprakta dünyadaki insan sayısından fazla canlı bulunur. Toprak canlılarının en yoğun olduğu kısım ise; organik maddenin en yüksek olduğu üst topraktır.  Ne yazık ki erozyon, onların yaşam ortamı olan üst toprağı alıp götürüyor. Erozyonla birlikte topraktaki biyolojik çeşitlilik ve biyolojik aktivite de giderek azalıyor. Bu nedenle, erozyonla mücadele sadece toprak üretkenliğinin ve sağlığının korunması değil, üzerinde yaşattığı bitkilerin ve diğer canlıların yani biyolojik çeşitliliğin de korunması anlamına geliyor” dedi.

Her yıl ülkemizde 648 milyon ton toprağın erozyona uğradığını, bunun da 1 hektar toprakta 8.24 ton toprağa eşdeğer geldiğini belirten Ataç, “Dünya ortalamasının 2.08 ton/hektar olduğu dikkate alındığında ülkemizde görülen erozyonun dünya ortalamasının 4 katı olduğu görülüyor. Gıdamızı ürettiğimiz tarım topraklarımızın %39’unda, meraların ise %54’ünde erozyon görülüyor. Gıda üretiminin giderek çok daha önem kazandığı dünyamızda topraklarımızın sağlığının, üretkenliğinin korunması için tarım arazilerinde, çiftçilerimizin erozyona karşı alabilecekleri önlemler hakkında bilgilendirilmeleri ve erozyon kontrol çalışmaları yapmaya teşvik edilmeleri gerekiyor. Ayrıca, erozyonla bozuluma uğramış tarım toprakları ve meralarda restorasyon çalışmalarının yapılması gerekiyor” diye konuştu.

Biyolojik çeşitliliğin korunabilmesi için korunan alanların da artırılması gerektiğini kaydeden Ataç, “Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi kapsamında belirlenen, 2020 yılına kadar karasal ekosistemlerin %17’sinin ve denizel ekosistemlerin %10’unun koruma altına alınmasını öngören Aichie hedeflerine büyük ölçüde ulaşılmakla beraber, bunun tek başına yeterli olmadığı biliniyor. Ülkemiz sahip olduğu zengin biyolojik çeşitliliğe rağmen doğal ekosistemlerin muhafazası ve sınırları dahilindeki tüm biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik eylemler bakımından 180 ülke arasında 178. sırada yer alıyor” diyerek, korunan alanların ülke alanına oranının %8.9 olduğunu bildirdi. 

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.