Birkaç aydır para politikasını sabit tutan Merkez Bankası’nın artan enflasyona ve dünyadaki parasal sıkılaşma hareketlerine rağmen faiz oranlarını değiştirmesini beklemiyoruz. Ekonomik koşullar itibariyle parasal gevşeme alanına sahip olmayan Merkez Bankası’nın, ekonomi yönetimi ve siyasi otoritenin daha yüksek büyüme oranları için düşük faiz politikası adaptasyonunda devam etmek istemeleri itibariyle sıkılaşma yapma ihtimalinin de olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla Haziran ayında %78,6’ya yükselen enflasyona rağmen, Merkez bankası birkaç aydır dokunmadığı faiz oranlarında yine aktif olmayacak ve faizleri sabit bırakacaktır.
Türkiye diğer gelişen ülkelerin reel faiz seviyeleri karşılaştırması… Kaynak: Bloomberg
Ekonomik koşulların zorlayıcı etkileri devam ediyor. 24 yılın en yüksek seviyesindeki enflasyona rağmen, %14 seviyesinde tutulan politika faizi nedeniyle, enflasyona göre düzeltilmiş faiz -%64,6 ile gelişmekte piyasalardaki en düşük orana doğru derine dalmış durumda. Liranın bu yıl genelinde sarf etmiş olduğu değer kaybının önemli kısmı politika faizinin enflasyonun altına düşürülmesinden sonra geldi ve enflasyon beslenmeye ve faizler sabit tutulmaya devam edildikçe lira tasarruf tutmanın cazibesi azaldı ve liranın enflasyona yenilmesi anlamında fark açıldı. Liranın, gevşek olan faiz tamponundan dolayı dışsal risk faktörlerine de duyarlılığı yüksek seviyededir. Enflasyon beklentileri piyasada %70 bandına doğru gelmiş durumda ve biz de yılsonunda %70,1 enflasyon oranı beklentisi içindeyiz. Lira değer kaybettikçe enflasyon besleneceği, enflasyon arttıkça da lira tasarruflarından daha da uzaklaşılacağını düşünüyoruz ve çift taraflı sarmal etkisiyle yüksek kalmaya devam edecek bir enflasyon öngörüsündeyiz.
Ekonomi yönetimi bir genel uygulama içinde liraizasyon sağlama, faiz oranlarını düşük tutma ve büyüme odaklı ekonomi stratejisine bağlı kalmayı tercih ediyor. Bu uygulama kapsamında da faiz oranlarını yükseltmek yerine, lirayı desteklemek için gelire dayalı tahvillerin getirilmesi, bazı kredi kanallarının daraltılması ve ihracatçıların döviz gelirlerini satmaya teşvik edilmesi gibi alternatif tedbirler alınmaktadır. Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, yakın zamanda faiz oranları ile enflasyon arasında bağlantı kurmaya yönelik geleneksel ekonomik kurama karşı çıkarak faiz oranlarının yükseltilmeyeceğini, aksine faizlerin daha düşük olabileceğine dair değerlendirmelerini yinelemişti.
Ekonomi yönetimi ve siyasi idarenin daha yüksek büyüme oranları sağlanması faizlerin düşük kalmasını talep ettiklerini biliyoruz. Yeni ekonomi modeli olarak adlandırılan bu perspektifteki zorlanma, liranın değer kaybının durdurulamamış olması, dünya üzerindeki emtia fiyat hareketlerinin cari açığı artırması ve gelişen ülkeler aleyhine seyreden portföy hareketleri mevcut konsept açısından faydalı olmamaktadır. Ana politika faizinin kullanılmadığı her türlü önlemde, lira hareketinin stabilleşmesinin sadece belli bir süre için sağlanabildiğini görüyoruz. Dünyanın geri kalanında kötüleşen enflasyon görünümü ve yükselen faiz oranlarıyla birlikte politika gevşemesi açısından da bir hareket alanı olmadığını düşünüyoruz.
Bu değerlendirme ve risklerin yoğunluğuna rağmen, biz Merkez Bankası’nın planında herhangi bir faiz artırımı olmadığını değerlendiriyoruz. Merkez Bankası’nın yılın son evresine kadar ana politika faiz oranında değişiklik yapmasını beklemiyoruz.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı