CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki hapis cezasının Yargıtay tarafından onanması kararına karşı CHP 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması yaptı. CHP İzmir İl Başkanlığı’nda yapılan basın açıklamasına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer kararın hukuken ve vicdanen kabul edilemez olduğunu kaydederek, “Bu ülkenin daha fazla demokrasiye ihtiyacı olduğuna inanıyoruz” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Yargıtay tarafından hapis cezası onanan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na destek olmak için 81 ilde eş zamanlı düzenlenen basın açıklamasına katıldı. CHP İzmir İl Başkanlığı’nda yapılan açıklamada CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir milletvekilleri Tacettin Bayır, Kamil Okyay Sındır, Sevda Erdan Kılıç, Özcan Purçu, Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, il yönetim kurulu üyeleri, CHP ilçe başkanları, örgüt üyeleri de yer aldı.
Hak ve adalet arayışımız sürecek
21 Mayıs’ta yapılacak Maltepe Mitingi’nde de karara tepki göstereceklerini dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bu ülkenin daha fazla demokrasiye ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Hak, adalet arayışından vazgeçmemek gerek. Bugün bu kararı vermiş olanlar güçlü oldukları için değil aksine zayıf olduklarından bu kararı verdiler. Biz adaleti savunmak için umut ve vicdanı örgütlemeye devam edeceğiz. Umut ve vicdan demokrasinin olmazsa olmazıdır. Canan Kaftancıoğlu’nun yaşadıkları anlatmaya çalışmak istediklerimizin somutlaşmış halidir. Hukuken ve vicdanen yanlış buluyoruz. Bu durumu kabul etmiyoruz. 21 Mayıs’ta İstanbul Maltepe’de duymayan kulakların duymasını sağlayacağız” diye konuştu.
Çare millettir, demokrasidir
Ülkenin hukuk ve adaletin katledildiği karanlık, despotik bir dönemden geçtiğini belirten CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, “Tek adam rejimi tarafından yaratılan bu karanlık dönemde, İstanbul İl Başkanımız, yol arkadaşımız Canan Kaftancıoğlu’na, Yargıtay tarafından verilen onama kararı, aynı zamanda Türkiye’de hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının ve en temel anayasal hak ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığının kanıtıdır. Saray rejimi başta İstanbul olmak üzere, hala kaybettiği belediyelerin hazımsızlığını yaşıyor. Bu hazımsızlığın, yerel seçimlerden sonra, iktidarını kaybedeceği korkusuna dönüştüğünü görüyoruz ve yaşıyoruz. Saray rejimi, iktidarını kaybedeceği korkusuyla toplumun her kesimindeki despotik baskılarını giderek artırıyor. Ancak biliyoruz ki korkunun ecele çaresi yok. Çare millettir, demokrasidir, sandıktır” dedi.
Hukuksuzluğun muhatabı tüm Türkiye’dir
Halkıyla dalga geçen, gündelik, popülist politikalarla varlığını çaresizce sürdürmeye çalışan saray rejiminin iktidarını kaybetme korkusunun Canan Kaftancıoğlu’na verilen ceza ve siyaset yapma yasağı ile vücut bulduğunun altını önemle çizen Yücel, “Yasaların, bilimin, sanatın, insan haklarının rafa kaldırıldığı bu karanlık ortamda, 2019 yılındaki Ağır Ceza Mahkemesi kararına nasıl şaşırmadıysak, Yargıtay kararına da şaşırmadık. Çünkü biliyoruz ki, kamuoyu vicdanını yaralayan ve adalete olan güveni bir kez daha sorgulatan bu kararın kaynağı hukuk değil, ucube saray rejimidir. Ülkemizde hukuk vesayet altındadır. Adalet yok edilmiş, anayasa rafa kaldırılmıştır. İstanbul İl Başkanımız, yol arkadaşımız Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen karar da, hukuk ve adalete göre değil, Sarayın vesayetçi rejiminin diliyle yazılmıştır. Bu karar, hukuksuz bir karardır. Millet adına verilmeyen bu karar, vicdan sahibi tüm kalplerde hükümsüz olacaktır. Ve bu hukuksuzluğun muhatabı sadece Canan Kaftancıoğlu değil, tüm Türkiye’dir ”diye konuştu.
“Durmayacağız, susmayacağız”
Bu kararı tanımayacaklarını söyleyen Yücel konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler, Canan Kaftancıoğlu’nun yol arkadaşları olarak, hukuksuz tüm kararları tanımadığımız gibi bu kararı da tanımayacağız. Yol arkadaşımız Canan Kaftancıoğlu’nun uğradığı hukuksuzluk ortadan kalkıncaya kadar, adalet yeniden tesis edilene kadar durmayacağız, susmayacağız. Zulmün, zorbalığın hesabı soruluncaya kadar tüm demokratik direncimiz ve gücümüzle bu haksızlığın karşısında dimdik duracağız. Şunu kimse unutmasın. Canan yüreklidir, Canan cesurdur, Canan bizimdir. Canan Türkiye’dir.”
Hibya Haber Ajansı