Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve şiddete maruz kalan kadınların sağlık kurumlarından nitelikli hizmet alması için yürütülen ‘Şiddete Maruz Kalan Kadınlara Yönelik Sağlık Hizmet Mekanizmalarının Güçlendirilmesi’ Projesinin Koordinatörü Ayşe Tek, sağlık birimlerinin şiddet gören kadınlar için ‘kurtarıcı’ rol oynayabileceğine dikkat çekerek, sağlık sistemi için açıkladıkları 10 önlem maddesinin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Platformu Üyesi, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV) tarafından ‘Şiddete Maruz Kalan Kadınlara Yönelik Sağlık Hizmet Mekanizmalarının Güçlendirilmesi Projesi’ kapsamında sağlık sektörü ve kadına yönelik şiddet alanında çalışan uzmanlarla kadınlara ulaşmak üzerine çalışmalar yürütülüyor. Proje, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) tarafından Avrupa Birliği’nin finansal desteğiyle uygulanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan projesi kapsamında yürütülüyor. Projenin Koordinatörü Ayşe Tek, “Kadına yönelik şiddet dünya üzerinde ve ülkemizde en yaygın insan hakkı ihlallerinden biri ve önlenmesi gereken bir halk sağlığı sorunu. Dünyada her 3 kadından 1’i eş ya da yakın partneri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılıyor” dedi.
Proje kapsamında 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde başlatılan #ŞikayetimVar kampanyasında; kadınlara sağlık sistemindeki haklarını ve şiddetin kadın sağlığına olan etkilerini anlatmak amacıyla farkındalık oluşturulması hedeflendi. Kampanya süreci boyunca 450 bin kişiye ulaşıldı. Ayrıca TAPV Akademi sayfasında kadına yönelik şiddetin sağlık sonuçlarını ele alan online öğrenme modülü oluşturuldu.
Farkındalık çalışmaları
Proje Koordinatörü Ayşe Tek, sağlık sisteminin kadına yönelik şiddetle mücadeledeki güncel durumunu sahada uygulama yapan uzmanların gözünden görebilmek için 2023 yılında bir araştırma yaptıklarını belirterek, CİSÜ Platformu Kadın+ Sağlığı Çalışma Grubu ile bir politika belgesi hazırladıklarını dile getirdi. Tek, AB Delegasyonu, UN Women, Türk Kadınlar Birliği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu gibi kilit roldeki kurumlara lobi ziyaretleri düzenlediklerini belirterek, şunları söyledi:
“Adli tıp, aile hekimleri, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, halk sağlığı uzmanları, doktorlar, hukukçular gibi kadına yönelik şiddet alanında çalışan profesyonellerin meslek örgütleri, kadın örgütleri, yerel yönetimler ve kamu kurum çalışanlarıyla iki çalıştay düzenledik. Çalıştaylarımız ve çalıştay raporlarımız aracılığı ile 150'den fazla uzmanla bire bir konuşarak işbirliği yaptık. Sosyal hizmet uzmanları, psikologlar ve sağlık çalışanlarına yönelik web seminerimize 200’ün üzerinde alan çalışanı katıldı. Bu seminerimizi TAPV Akademi’de Uzmanlar İçin Şiddet ve Sağlık Eğitim Modülü’ne dönüştürdük ve yaklaşık bin kişiye ulaştık. Uzmanların bu alanda kadın odaklı bir perspektif kazanması için çalışmalarımıza devam ediyoruz.”
Tek, 2014 Türkiye’de Aile İçi Şiddet Araştırması’na göre her 10 kadından 5’inin duygusal şiddete, her 10 kadından 4’ünün fiziksel şiddete, her 10 kadından birinin ise cinsel şiddete maruz bırakıldığına dikkat çekerek, ‘Sağlık sisteminin kadına yönelik şiddet vakaları ile ilgili uyması gereken ilkeler ve kriterler uluslararası ve ulusal mevzuatlarda belirtilmiştir ancak, her kadına yönelik şiddet vakasında bunun bire bir hayata geçirilerek müdahale edildiğini söylemek çok zor. Bunu aşmak için, kadına yönelik şiddet vakalarında toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın odaklı bir yaklaşımı sağlık sisteminde geliştirmek çok önemli." dedi.
Şiddete maruz kalan kadınlar için 10 önlem
Proje kapsamında kadına yönelik şiddetin önlenmesi için 10 öneride bulunuldu:
1. Şiddete maruz bırakılan kadınlarla çalışan tüm sağlık çalışanları düzenli olarak toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddete ilişkin nitelikli bir mesleki eğitim almalı.
2. Tıp fakülteleri ile ebelik, hemşirelik gibi sağlık çalışanları yetiştiren bölümlerin eğitim müfredatlarında tıp ve sağlık hukuku, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele eğitimleri eklenmeli.
3. Aile hekimlerinin şiddet yaşayan kadınları destekleyebilmesi için yapısal sevk/yönlendirme algoritmasını bilmesi kadar kurumlar arası iş birliği ve aile hekimlerinin desteklenmesi sağlanmalı.
4. Aile hekimlerinin güvenliği belirlenirken bölgesel farklılıklar dikkate alınmalı.
5. Sağlık çalışanlarına dönük şiddet vakalarının artışı nedeniyle hem kadınlar açısından hem de sağlık çalışanları açısından koruyucu-önleyici düzenlemeler yapılmalı.
6.Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle ilgili eğitim alan kolluk görevlisi hastanede bulunmalı.
7. Şiddete maruz bırakılan kadın hastaneye eriştikten sonra kadının mahremiyet hakkının ve mesleki güven ilişkisinin gözetildiği bir odada görüşme yapılmalı.
8. Sosyal hizmet uzmanı ile temas kurarak koruyucu-önleyici bir müdahale planının ortaya çıkarılması sağlanmalı.
9. Cinsel şiddet vakaları odağında pilot uygulama olarak ortaya konulan, Kadın Tıbbi Destek Merkezleri nitelikli olarak tüm şehirlerde yaygınlaştırılmalı.
10.Psikolog, sosyal hizmet uzmanı gibi doğrudan travma odaklı çalışan meslek elemanları bu birimlerde 7-24 bulunmalı.
Hibya Haber Ajansı