Shanghai İşbirliği Örgütü (SİÖ) Devlet Başkanları Konseyi’nin 22. Toplantısı 15-16 Eylül tarihlerinde Özbekistan’ın Semerkant kentinde düzenleniyor.
Söz konusu zirve, COVID-19 salgının ortaya çıkmasından bu yana SİÖ üye ülke liderlerinin gerçekleştirdikleri ilk yüz yüze görüşme oluyor.
Mevcut karmaşık uluslararası durum karşısında, zirve SİÖ’nün gelecekteki gelişimini teşvik eden önemli bir kilometre taşı olacak.
Bu yılki zirvede öne çıkan gündemlerden biri, SİÖ’nün ikinci kez genişletilmesidir.
SİÖ Genel Sekreteri Zhang Ming, kısa süre önce yaptığı konuşmada, SİÖ devlet başkanlarının zirvede İran tarafından daha önce sunulan, SİÖ’ye katılımda üstlenilecek yükümlülüklerle ilgili bir protokol ele alacaklarını, protokolün onaylanması halinde İran’ın prosedürlere göre SİÖ üyeliği için ilgili çalışmaları tamamlayacağını kaydetti.
İran’ın SİÖ’ne üye olarak kabul edilmesi beklenirken, zirvede Beyaz Rusya’nın SİÖ üyeliği için sunduğu başvuru da ele alınacak.
Ayrıca diğer bazı ülkeler de SİÖ’ne üye olma niyetlerini dile getirmişti.
SİÖ neden gittikçe daha fazla ülkeyi kendine çekiyor?
Bu soru genel olarak aşağıdaki nedenlerle cevaplanabilir:
-İlk olarak, SİÖ üye ülkeleri işbirliği ve ortak kazanca dayalı bir yolu geliştirdi. Rakamlara göre, 2021 yılında SİÖ üye ülkelerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 23,3 trilyon ABD Doları’nı bularak ilk kurulduğu zamana oranla 13 kat arttı.
-SİÖ üye ülkeleri arasındaki güvenlik işbirliğinde belirgin sonuçlar elde edilmişti. Son yıllarda, SİÖ üye ülkeleri, ortak terörle mücadele tatbikatı ve ortak siber terörle mücadele tatbikatı gibi etkinlikleri düzenleyerek terörle mücadele alanındaki koordinasyonu pekiştirip verimli sonuçlar kazandı.
-SİÖ, insanlığın ortak kaderinin uygulanmasına bir örnek oluşturdu. Üye ülkelerin farklı dinler, sosyal sistemler ve kültürel geleneklere sahip olmasına rağmen, tüm bunlar ülkelerin iyi komşu, iyi dost ve iyi ortak olmasını engellemedi.
Bazı Batı medya kuruluşları, SİÖ’nü “Doğu’daki NATO” olarak nitelendiriyor, ancak aslında iki örgüt arasında temel bir fark var. NATO, ABD’nin liderliğinde bir siyasi ve askeri ittifakken, SİÖ ise barış, işbirliği ve kalkınmayı hedefleyen bölgesel bir uluslararası örgüttür. Bloksuzluk ve üçüncü tarafa karşı olmama, SİÖ’nün belirgin bir ilkesidir.
Günümüzde uluslararası durumda derin ve karmaşık değişiklikler yaşamaktadır. Birçok ülke karşılıklı saygı, adalet ve karşılıklı yarara dayalı yeni tip uluslararası ilişkileri kurmayı temenni ediyor.
İşte böylece yeni tip uluslararası ilişkiler anlayışı, SİÖ’nün özünü oluşturmaktadır. Bu da SİÖ’nün ülkeleri ve bölgeleri, özellikle gelişmekte olan ülkeleri güçlü bir şekilde kendisine çekmesinin temel nedenidir.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı