Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir, düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Mersin’in Mezitli ilçesinde polisevine yapılan saldırısını Saadet Partisi olarak lanetlediklerini ifade eden Tekir, “Bu hain saldırıda şehit olan kahraman polisimiz Sedat Gezer’e Allah’tan rahmet, ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza da acil şifalar niyaz ediyorum. Aziz milletimizin ve polis teşkilatımızın başı sağ olsun.” dedi.
Tekir, 2023 yılı seçimlerinin tarihin en önemli dönüm noktalarından biri olacağının altını çizerek, “Çok hassas bir süreci yaşıyoruz. İçerde ve dışarda her türlü provokasyona karşı azami dikkat göstermemiz, uyanık olmamız gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte bilerek veya bilmeyerek, toplumsal fay hatlarını tetikleyecek söylem ve eylemlere karşı teyakkuz halinde bulunmalıyız.” diye konuştu.
“Biz Saadet Partisi olarak kurulan tuzakların, sergilenmek istenen oyunların farkındayız.” ifadesini kullanan Tekir, “Milletimizin de farkında olmasını istiyoruz. 85 milyon insanımızın huzur, güven, düzen ve kazanç bulacağı ve Cumhuriyetimizin 2. yüz yılına yaraşır müreffeh, demokratik, adil, ve hakkı üstün tutan bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmenin metanet ve kararlılığı içinde olmalıyız.” dedi.
“Yoksulluk, madde bağımlılığını tetikliyor”
Tekir, uyuşturucu bağımlılığı konusuna da değinerek, “İstanbul’da yaşanan ve hepimizi derinden sarsan bir olaya da temas etmek istiyorum. Bu vahşet, ülkemiz ve insanımız için önemli tehlikelerden birinin uyuşturucu madde bağımlılığı olduğunu gösteriyor.” şeklinde konuştu.
Uyuşturucu madde bağımlılığının, Türkiye’de ciddi bir problem olmaya başladığını belirten Tekir, “Kullanma yaşı çocuk denecek düzeylere kadar düşmüş ve yaygın şekilde kullanılır hale gelmiş bulunmaktadır. Uyuşturucu şebekeleri ise hedef kitle olarak yoksulluğun, işsizliğin, çaresizliğin, ilgisizliğin ve eğitimsizliğin pençesindeki gençlerimizi alıyor.” ifadesinde bulundu.
“Gerçek ‘beka sorunu’ yüksek enflasyondur”
Tekir, Türkiye’deki yüksek enflasyonun toplumun huzurunu yok ettiğini vurgulayarak, “Yüksek enflasyon ne yazık ki, sadece ayda bir değişen istatistiki rakamlardan ibaret değildir. Yüksek enflasyon; derinleşen ve kronik hale gelen yoksulluk demektir; temel ihtiyaçların giderilememesi, toplumsal huzurun tahribata uğraması demektir; böylece ülkenin sosyal, ekonomik ve politik istikrarsızlık anaforuna yakalanması demektir.” diye konuştu.
Yüksek enflasyonun ülke için bir beka sorunu olduğunu söyleyen Tekir, “Yüksek enflasyon; hayatın her alanında kalitenin düşmesidir, insanca yaşama standardının yok olmasıdır, verimliliğin düşmesidir. Bizim, Saadet Partisi olarak ısrarla ‘insanca yaşam’ vurgusu yapmamızın nedeni de budur.” dedi.
“İktidardakilerin tek motivasyonları bir 5 yıl daha o koltuklarda oturabilmek”
Tekir, IMF’nin verilerine göre 2022 yılı sonunda, Türkiye’nin dünyada en yüksek enflasyona sahip dördüncü ülkesi olacağını hatırlatarak, açıklamasına şöyle devam etti:
“Merkez Bankası ise enflasyonla mücadeleyi terk etmiş, enflasyon anketine katılanları yeniden belirlemenin çabası içindedir. İktidar, sorunları etkili şekilde çözmek yerine, sadece görünmez kılmaya çalışıyor; sorunları sis perdesinin arkasına itmeye, hasır altı etmenin telaşı içinde. Tek amaçları, zaman kazanmak. Tek motivasyonları, seçimleri kazanmak. Bir 5 yıl daha o koltuklarda oturabilmek.”
“Sorunlarımız mevcut iktidar ile asla çözüme kavuşmaz”
Türkiye’nin aşırı borçlanmasının uzun vadeli bir tehlike olduğunu belirten Tekir, “Ülkemizde kamu borç stoku hızla büyümeye, faiz yükü de buna paralel olarak hızla artmaya devam ediyor. 2021 aralık ayı sonu itibariyle 2 trilyon 747 milyar TL olan Merkezi Yönetim borç stoku, ağustos sonu itibariyle 3 trilyon 651 milyar TL’ye yükselmiş bulunuyor. Maalesef bu miktarın 2 trilyon lirası faizlerden oluşmaktadır. Yani, anaparadan daha fazla bir faiz giderimiz var. Sorunlarımız mevcut iktidar ile asla çözüme kavuşmaz.” dedi.
“Seçime kadar ekonomik problemlerimiz daha da derinleşecek”
Tekir, 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimlerine değinerek, “ Bu seçim sürecinde, büyük ihtimalle iktidarın, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal sorunları çözmeye ilişkin kararlı ve sonuç alıcı adımları atması söz konusu olmayacaktır. Aslında, bu adımları atma niyetleri olmadığı gibi takatleri de kalmamış durumdadır. İktidar, problemleri çözme yerine, mevcut ekonomik ve sosyal sorunları daha da ağırlaştıracak, daha da çözümsüz hale getirecek gibi görünmektedir. Önümüzdeki seçim döneminde bunları göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Seçime kadar kamu harcamalarında büyük artışlar yaşanacağı yönünde iddialarda bulunan Tekir, şu ifadeleri kullandı:
“Son alınan kararlarda bunu net olarak görebiliyoruz. Kamu bankaları öncülüğünde ucuz krediler arz edilecektir. Aralık ve ocak aylarında baz etkisiyle enflasyonun artış hızında nispi bir azalma olacak, iktidar da bunu ‘enflasyon düştü’ diye pazarlayacaktır. Sonra da bunu halka başarı olarak takdim edecektir. Maaş ve ücretlere büyük zamlar yapılacak, ama bu zamlar ücret-fiyat artışı sarmalı nedeniyle gün be gün eriyecektir. Seçim öncesinde bazı mal ve hizmet fiyatlarının sabit tutulması ya da çok az artırılmasına yönelik piyasa dışı uygulamalar yapılabilecektir.”
“İktidara ve ülkemizin problemlerine çözüm üretmeye talibiz”
Tekir, iktidara ve Türkiye’nin problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler üretmeye talip olduklarını belirterek, “Mevcut ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için hem Saadet Partisi olarak gece gündüz gayret ediyor, hem de 6’lı masa etrafında bir araya gelen siyasi partilerle uyum içerisinde çareler üretmeye çabalıyoruz.” diye konuştu.
Hakkı üstün tutan adil bir düzen kurulması gerektiğini söyleyen Tekir, “Her şeyden önce hukukun üstünlüğü hakim kılınmalı, adalet sisteminin bağımsızlığı ve tarafsızlığı tesis edilmelidir. Kurum ve kurallar işler hale getirilmeli ve yapısal reformlar bir bir hayata geçirilmelidir. Sürdürülebilir ve uzun vadeli iktisadi politikalar inşa edilmelidir. Ekonomide öngörülebilirlik sağlanmalı, iş ve siyaset dünyasında güven ortamı tesis edilmelidir.” dedi.
Tekir, Saat Partisi olarak uzlaşı ve istişare kültürünü her alana yayıp büyük uzlaşıyı sağlayacaklarını ifade ederek, “Kamu yönetiminde liyakati yeniden hayata geçireceğiz. Erdemli bir toplum meydana getireceğiz. Para üzerinden para kazananları değil, üretenleri ve alın teri dökenleri destekleyeceğiz. Hakkaniyeti esas alacağız.” şeklinde konuştu.
Hibya Haber Ajansı