Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Aydın, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün 27 Temmuz Çarşamba… Maalesef son günlerde peş peşe acı haberler alıyoruz…
Toplantımıza, son aylarda terörle mücadele operasyonlarında şehit düşen kahramanlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum.
Terörle mücadele kararlılıkla sürdürülmeli ve kayıplarımızı en az indirecek tüm tedbirlerin yanında, terörle mücadele politikaları da bütüncül bir yaklaşımla ve ciddiyetle ele alınmalıdır.
Duhok Saldırısı
Değerli arkadaşlar; terörle mücadelede nihai başarı için bölgemizin tamamının huzur, refah ve barışa kavuşması elzemdir.
Sözün burasında, geçtiğimiz hafta Duhok’ta yaşanan menfur saldırıda hayatını kaybeden sivillere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.
Bölgede gerilimin tırmanmasına sebep olan ve provakasyonlara gebe olan bu olay tüm yönleriyle ve de bir an evvel aydınlatılmalıdır.
Irak makamları başta olmak üzere bölgede tüm ilgili makamlar Türkiye’nin çağrısına icabet etmeli, gerçeklerin gün yüzüne çıkması için her türlü adım atılmalı, iş birliği yapılmalıdır.
Hem ülkemiz hem bölgemiz hem de İslam alemi yeni stres testlerine icbar edilmemelidir.
Var olan problemlerimiz daha fazla zaman kaybedilmeden çözüme kavuşmalı ve yeni problem başlıklarına sebebiyet verilmemelidir.
Unutulmamalıdır ki; bölgemiz bugün her zamankinden daha çok huzura, barışa, karşılıklı diyalog ve iş birliğine ihtiyaç duymaktadır.
Erdoğan’ın Önceliği ve Tercihi Ne?
Muhterem arkadaşlar, kıymetli basın mensupları;
Biz muhalefette bulunan bir siyasi parti olarak sorumluluğumuzu yerine getiriyor, iktidarı uyarıyor ve çözüm yolunu gösteriyoruz.
Fakat iktidar, iktidar olma sorumluluklarını ne yazık ki yerine getirmiyor.
Uyarılarımıza kulak tıkıyor, problemlerimize çözüm olacak adımları atmak yerine; her geçen gün bu problemleri daha da derinleştiren ve artık kronik hale getiren yanlış politikalarında inat ediyor.
Ak Parti, iktidar partisi olduğunu; Sn. Erdoğan da 20 yıldır tek başına iktidarda olduğunu ve bugün de Cumhurbaşkanı sorumluluğunu omuzlarında taşıdığını unutuyor.
Soruyoruz ve hakikaten merak ediyoruz:
Sn. Erdoğan, en son ne zaman Ak Parti’nin Genel Başkanı olarak değil de Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak hareket etti?
Maalesef Sn. Erdoğan, 85 milyonun Cumhurbaşkanı olmak yerine, bir siyasi partinin genel başkanı ve bir ittifakın da büyük ortağı olmayı önceliyor, bilerek ve isteyerek bunu tercih ediyor…
Ak Parti’nin Ekonomi Karnesi
Fakat sorumluluklarını her ne kadar hatırlamak istemeseler de, karnesi kötü olan öğrenci misali türlü bahaneler uydurup, hatta çeşiti yöntemlerle bunu gizlemeye çalışsalar da 20 yıllık karneleri ortadadır.
“2 kere 2 kaç eder?” sorusuna; “Alırsam 3, satarsam 5 eder.” cevabını vermeyi adeta karakter edinen bu iktidara bir kere daha “2 kere 2’nin 4 ettiğini” hatırlatıyoruz!
İşte Ak Parti’nin ekonomi karnesi:
1.Ders: Enflasyon
Enflasyon kontrolden çıktı. Hiperenflasyona doğru koşuyoruz.
Haziran’da ÜFE: %138,31; Tarımda ÜFE ise: %148,90 oldu.
Bu iki oran, aynı zamanda önümüzdeki günlerde tüketici enflasyonunun çok kısa sürede üç haneye erişme tehlikesinin sinyallerini vermektedir.
Sn. Erdoğan, iyileşme için şimdilerde bu kez de 2023 Şubat-Mart’ını işaret etse de, çok açıktır ki, bu anlayışla o tarihte girecekleri bütünleme sınavında da bu dersi ve-re-mez-ler!
2.Ders: Bütçe
İktidarın hazırladığı bütçe altı ayda çöp oldu. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir bütçe büyüklüğünde daha ek bütçe yapıldı. Bütçe açıkları ise katlanarak artıyor.
2006 yılında 4,6 milyar lira olan bütçe açığı, 2021 yılı gerçekleşmelerine göre 201,5 milyar liraya çıktı. Yani 15 yılda bütçe açığı yaklaşık 60 kat arttı!
2022 yılı için bütçe açığı hedefi ise 278,4 milyar lira!..
3.Ders: Cari Açık
Cari açık durdurulamıyor. Türkiye’nin dövize karşı kırılganlığı her geçen gün daha da artıyor.
İhracat rakamlarındaki artışlar Ticaret Bakanı tarafından paylaşılıyor. Ama ithalattaki rekorlar hiç konuşulmuyor.
Tıpkı tüm derslerden sınıfta kalan bir öğrencinin, beden eğitiminden diğerlerine nazaran iyi puan almasıyla övünmesi gibi….
Bakınız; 2022 Mayıs ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %15,3 artarken, ithalat %43,5 oranında arttı. Mayıs ayı dış ticaret açığındaki artış ise %155,2 oldu.
Bu İktidar, Faiz Lobisinin Türkiye Bayiiliğini Üstlenmiş
Muhterem arkadaşlar; karneye göz atmaya devam ediyoruz…
4.Ders: Döviz Borcu
Önümüzdeki bir yılda vadesi gelen dış borç tutarı yaklaşık 182 milyar dolar.
Döviz rezervlerini tüketmiş Merkez Bankası ise mermisi tükenmiş bir şekilde, gelen bu tehlikeyi savunmasız bir şekilde sadece seyrediyor.
5. Ders: Ülke Kredi Risk Primi
Ülkenin borçlanma maliyetini ve yurt dışı finansal piyasalardaki kredibilitesini etkileyen ülke kredi risk primi (CDS) her geçen gün yeni bir kötü seviyeyi aşıyor.
CDS, Mart 2022’de 660 baz puan, Haziran 2022’de 817 baz puan, 1 Temmuz 2022 848 baz puan ve Temmuz ayı bitmeden de 900 baz puanı geçti.
Böylece dolar bazında yıllık %12 gibi astronomik bir faiz oranı ile borçlanmak zorunda kalıyoruz.
Merkez Bankası politika faizini %14’te tutunca faize karşı mı olmuş oluyorusunuz? İşte kaynaklarımız faiz yoluyla oluk oluk yurt dışına aktarılıyor. Öyle görülüyor ki siz, “faiz lobisinin Türkiye bayiiliğini” üstlenmişsiniz adeta!
İktidarın Karnesi Vahim, Bahaneleri ise Daha Vahim
Muhterem arkadaşlar, kıymetli vatandaşlarımız;
İşte gördüğünüz gibi iktidarın karnesi hiç de iç açıcı değildir.
Sadece bu başlıklar dahi gösteriyor ki; “ekonominin kitabını yazdıklarını” iddia edenler, herhangi bir ekonomi kitabının tek bir satırını dahi okumamış, okuyanlardan da hiç ama hiç ders almamış!
Ve öyle anlaşılıyor ki; okumaya da niyetleri yok.
Çünkü ne acıdır ki, iktidarda bulunanlar “bilmediklerini bilmiyorlar”, vahim olan şey de budur zaten!
Ekonomi başlığının diğer derslerine ve tarımdan sağlığa, dış politikadan eğitime diğer konu başlıklarındaki karnelerine bugün burada göz atmaya vaktimiz yok…
Çeşitli vesilelerle karnenin diğer bölüm ve derslerine de göz atacağız ve göreceğiz ki; 20 yıllık Ak Parti iktidarı, birçoğunda ya devamsızlık yapmış, ya derse hiç girmemiş ya sınavda boş kağıt vermiş ya da sıfır çekmiş…
Karneleri vahim, buldukları ve çokça uydurdukları bahaneleri ise daha vahim…
Artık Bu İktidarın Tasdikname Alma Zamanı Gelmiştir
Fakat artık bu iktidara milletimiz tarafından tasdikname verilme zamanı gelmiştir…
İnsanımız, bu başarısız iktidarın sürekli olarak sınıfta kalmasına bahane üretmesinden bıkmış, usanmıştır.
Sürekli olarak önümüzdeki dönem derslerine iyi çalışacağının ve başarılı olacağının sözünü verip de bir türlü sözlerini tutamayan bir iktidarla artık kaybedecek vaktimiz yoktur…
Ülke ve millet olarak kaynaklarımızı, yıllarımızı, enerjimizi ve umudumuzu tüketen bu iktidara mahkum değiliz…
Biz Saadet Partisi olarak dersimizi iyi çalıştık, aksatmadan çalışmaya da devam ediyoruz.
Liderimiz merhum Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın hocalığını ise zaten milletimiz gayet iyi bilmektedir.
Tertemiz kadrolarımızla, ülkemizin ihtiyacı olan politikalarımızla biz hazırız…
Sorumluluklarımızı kuşandık, milletimizin desteğiyle iktidara yürüyoruz…
Hiç Kimse Karamsarlığa Kapılmasın; Türkiye, Büyük Bir Ülkedir
Kıymetli vatandaşlarımız;
Hiç ama hiç ümitsizliğe ve karamsarlığa kapılmayın, bizlere güvenin…
Sınıfta kalan bu iktidarın geride bıraktığı enkaza bakıp; “nasıl olur da düzelir bunca problem?” diye düşünmeyin..
Bizler ülkemizin problemlerini de, bunların nelerden kaynaklandığını ve hızlıca nasıl çözüme kavuşacağını da gayet iyi biliyoruz.
Bilgi, birikim ve tecrübemizle, ortak akıl ve istişareye önem veren bir anlayışla ülkemize rahat bir nefes aldıracak, insanımızın yüzünü güldürecek adımları tek tek kararlı bir şekilde atacağız..
Türkiye, büyük bir ülkedir. İmkan ve kaynaklarıyla da büyük bir potansiyele sahiptir.
Yeter ki, ehliyet ve liyakat sahibi insanlar iş başına gelsin ve doğru bir yaklaşımla, samimiyetle gayret gösterilsin…
Yeter ki, “önce ben, sonra yakın çevrem, daha sonra partim, en son ülkem” diyen anlayış son bulsun!
85 Milyonun Kazanç, Düzen ve Güven Bulacağı Yeni Bir İklim
Bizim milletimize sözümüz var: Bu anlayışa birlikte son vereceğiz!
Milletimiz kararlıdır: Bugüne kadar hep kendilerine söz verip ama sürekli olarak sözünde durmayanlara bu kez oy vermeyerek; bu anlayışa son verecektir.
İnsanımız, sürekli konuşan ama aslında hiçbir şey söylemeyenlerden yorulmuştur.
Zaman; insanımıza “hiç karşılığında her şeyi yaptıran” bu düzene son verme zamanıdır!
Şimdi zaman; hep birlikte 85 milyonun kazanç, düzen ve güven bulacağı yeni bir iklimi inşa etme zamanıdır…
Bu duygu ve düşüncelerle, basın toplantımıza katılımınız için teşekkür ediyor, sizleri ve ekranları başında bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımızı muhabbetle selamlıyorum.”
Hibya Haber Ajansı