ABD Hazine tahvilleri, Fed’in faiz oranlarını artırma arayışında ne kadar agresif olabileceğine dair ipuçları için yakından izlenecek olan ve merakla beklenen gelecek enflasyon verileri öncesinde daha zayıf ama gergin bir tonda günü bitirdi. UST 2Y %3.25’e yükselirken, çok izlenen 10Y %2.78’e yükseldi. Getiri eğrisinde öne çıkan 2s10’lar, 30 yıldan fazla bir sürenin en en açık seviyesi olarak yaklaşık ~ 50bps’ye daha da derinleşti. Tahvil getirileri, son zamanlarda güçlü istihdam verilerinin, Fed’in muhtemelen faiz artırım çabalarını duraklatmasıyla ilgili daha önceki piyasadaki vızıltıları bir anlığına gölgede bırakmasıyla yükseldi. Bu arada, dikkatlerin Temmuz TÜFE verileri açıklamasına geçmesini bekliyoruz.
Fed, Eylül ayında politika faizini 75 baz puan artırmaya ve hatta terminal faizi de artırmaya hazırlanıyor. Fed faiz oranlarını artırmaya devam edecek. Aktif MBS satışları veya terminal faiz oranının yükseltilmesi gibi faiz adımının boyutundan daha büyük etki yaratacak adımlar veri bazlı yaklaşımın gelişimine bağlı olacaktır. Merkez bankaları çantalarında yeni araçlar ve planlar bulundurmak zorunda. Stagflasyondan bahsedilen bir ortam, politika belirleme için zorludur ve enflasyon ile büyümeden hangisine öncelik vereceğinize ve hangi politika seviyesinde denge kurulabileceğini iyi analiz etmeniz gerekir.
ABD ekonomisinin resesyonda olduğu konusu biraz tartışmalı, çünkü alt katmanlarda yatan ayrıntılar bunu sağlamıyor. Şirketler 2Ç22’de nispeten güçlü finansal tablolar açıkladılar, istihdam piyasası son derece sıkı işaretler vermeye devam ediyor ve sanayi aktivitesi ile talep devam ediyor. Fed’in sorunu enflasyonun geriye dönük durumu veya cari seviyelere ile alakalı değil, daha çok enflasyonun altında yatan nedenlerle alakalı. Bu da açıkçası yapışkan kalemlerin asıl belirleyici etkiyi göstereceğini ortaya koymaktadır. WTI petroldeki gerileme enflasyonun gerilemesi açısından olumlu olacaktır. Güçlü ücret verileri ve artan hizmet enflasyonu şu anda Fed’in agresif düzlemde kalmaya devam etmesinin asıl nedenleridir. Bu nedenle TÜFE verisinin manşet bazda gerileme işaret etmesinden çok, petrol fiyatlarından bağımsız bir gerileme sağlaması şart. Biz manşet enflasyon gerilese bile, çekirdek göstergelerin bir süre inatçı bir şekilde katı kalmaya devam edeceğini değerlendiriyoruz.
ABD Hazinesi, borçlanma programında uzun vadeli tahvillerin ağırlığını 103 milyar dolardan 98 milyar dolara indirdi. TIPS’de enflasyon koruma tahvilleri arttı. Ayrıca geçmiş ihraçlarda geri alım uygulayarak aktif ihraçlarda likiditeyi artırmayı hedefliyor.
İthalat ve konut sektöründeki gerileme Çin’in genel ekonomik büyümesini alçalttığından dolayı, PBOC’nin gevşeme rotasında kalması daha olası görünmektedir. Ancak bu durum Fed’in politika faizini artırdığı bir ortamda FX ve tahvil piyasalarını etkileyen bir unsur olacaktır. Yatırımcılar ülkenin sıfır Kovid politikasına sıkı sıkıya bağlı kalmasından ve Pekin ile ABD’li düzenleyiciler arasında bir tartışmadan korkarken, Çin’in kurumsal tahvil piyasası da emlak sektöründe bir temerrüt dalgası tarafından vurulmaktadır
Türk varlıklarına bakacak olursak; Türkiye’nin borcunu beş yıl süreyle temerrüde karşı sigortalamanın maliyeti, liranın dolar karşısında dar aralıkta dalgalanmasıyla Haziran’dan bu yana en düşük seviyeye geriledi. Türkiye’nin beş yıllık kredi temerrüt swapları, geçen ay 14 yılın en yüksek seviyesi 900bps’ye ulaştıktan sonra bu hafta düşerek 711’i test etti. Döviz 17.9608’e geriledi. 10 yıllık dolar cinsinden tahvilin getirisi, Haziran ayından bu yana en düşük seviye olan %9,6’ya geriledi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ağustos ayında 2 yıl ve 6 yıl vadeli tahvillerle iç borçlanma programını sürdürmüştür. Hazine, 6 yıl vadeli tahvil ihalesinde 2,16 milyar TL net satış gerçekleştirirken, bu ihalede dönemsel faiz oranı %12,24 oldu. 2 yıl vadeli tahvil ihalesinde 1,14 milyar TL’lik satış gerçekleşti. Bu ihalede bileşik faiz oranı %21,44 oldu.
Yapı ve Kredi Bankası, Aralık ayındaki 1 milyar dolarlık Tier-2 sermaye benzeri borcunu, piyasa koşulları iyileşmedikçe kendi kaynaklarıyla geri ödemeyi planladığını söyledi: “Küresel koşullar yeni bir ihraç için uygun değil ancak olası yeni fırsatları değerlendirmek için piyasaları yakından takip ediyoruz”. Bankanın finansal sonuçlar sunumuna göre, Yapı Kredi’nin Haziran ayı sonu itibarıyla 10 milyar ABD doları döviz likiditesi bulunmaktadır
Küresel durgunluğun etkilerinin merkez bankalarını zorlayabileceği, parasal sıkılaştırmanın kısalabileceği, emtia fiyatlarındaki ve petrol fiyatlarındaki düşüşün de Türkiye ekonomik parametrelerine yardımcı olabileceği düşünülmektedir. En önemli etki geçen hafta Sn. Erdoğan ile Putin arasındaki Soçi görüşmesinden geldi. Ülkenin brüt rezervlerine katkı sağlayacağı düşünülen Rusya’dan beklenen finansmanın yanı sıra Türkiye ile Rusya arasındaki rubleye dayalı enerji ticaretinin yanı sıra iki ülkenin yerel para birimlerinde ticaret yapma fikri kritik bir noktada bulunuyor. Rosatom’un Akdeniz kıyısındaki bir elektrik santralinin inşası için Türkiye merkezli yan kuruluşuna bir para transferinden zaten destek aldığından, dış finansman şimdiden geliyor gibi görünüyor. Artı Türkiye, Ukrayna, Rusya, AB ve ABD ile ilişkilerinde dengeli bir çizgide kalmaya çalışıyor.
Türk parası değer kaybediyor, rezerv tamponları gevşek, Merkez Bankası faiz oranlarını yükseltmek istemiyor ve enflasyon %80’e ulaştı. CDS’nin yükselen statüsü, geçen yıldan bu yana 300-400 aralığından 700-800 aralığına doğru bir hareket olduğundan, ülkenin dış borcunun çevrilmesini zor ve maliyetli hale getiren bir durum yaratıyor. Türk şirketlerinin AğustosAralık döneminde dış borç geri ödemelerinin ardından yeni borçlanmalar yapması ve bankaların sendikasyon yenilemelerinde bu risk maliyetinin azalması elbette kısmi bir rahatlama yaratıyor. Ama 700 CDS’ye yakın hala çok yüksek.
Brüt rezervlere yapılan katkının bir süre para biriminin değer kaybetmesine karşı bir savunma kalkanı görevi görmesi olasıdır. Öte yandan Türkiye, enerji işbirliği açısından kışın doğalgaz sorunu yaşamak istemiyor.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı