Türkiye’nin önümüzdeki bir yılda ödemesi gereken dış borcunun 226,3 milyar dolara çıktığını aktaran Öztrak, "Buna 2024 yılında beklenen 35 milyar dolar cari açık eklendiğinde, önümüzdeki yılda finansman ihtiyacı 260 milyar doları aşacak. Türk Lirası değer kaybettikçe bu borçları ödemenin maliyeti de artıyor." dedi.
Öztrak, Merkez Bankası döviz rezervlerinin kısa vadeli dış borçları karşılamakta yetersiz olduğunu ve son bir yılda, her 100 dolarlık kısa vadeli dış borç stokuna karşı, kasada bulunan para 85 dolardan 79 dolara düştüğünü, Türkiye’nin dış borçlarını ödeme kapasitesi her geçen gün azaldığını belirtti.
Uluslararası kuruluşların önümüzdeki 10 yılı değerlendiren raporlarını açıklayan Öztrak "Dünyada artan jeopolitik riskler ve iklim risklerinin yanında finansal koşulların daha sıkılaşması ihtimali, ve doların güçlenmesi sonucunda bize benzer ülkelerin borç ödeme maliyetlerinin artmasını; bunun neticesinde ortaya çıkabilecek borç krizini önemli bir risk olarak sayılıyor." ifadelerine yer verdi.
Zayıflayan ulusal para birimlerinin enflasyonu artırması karşısında, Merkez Bankalarının para politikasında sıkı duruşu sürdürmeye zorlanmasının, Türkiye'ye benzer ülkelerde büyüme açısından bir başka önemli risk unsuru olarak görülmekte olduğunun altını çizen Öztrak, "Bu yıl için bizde ekonomi yönetimi; 35 milyar dolar dış açık, 2 trilyon 652 milyar lira da (GSYH’nin yüzde 6,4’ü) bütçe açığı hedefliyor. Ancak küresel risk analistleri bizim gibi “ikiz açık” veren ülkelerde “sermaye kaçışı” ihtimalini önemli bir risk olarak görüyorlar." açıklamasını yaptı.
Bütün bu risklere rağmen, mevcut hükümetin yaptığı bir hazırlığın olmadığının altını çizen Öztrak şunları kaydetti:
"Aksine ülkenin yetersiz tahkimatını da yerel seçimlere kadar tüketme niyetindeler. Yerel seçimlerden sonrası ise tufan… Dayanılmaz bir hayat pahalılığı, işsizlik ve dışlanmışlık… Mart sonundaki seçimler bu zulme dur demek, bu beceriksiz yönetimden kurtulmak için önemli bir fırsat."
Hibya Haber Ajansı