Özel’in konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Yeni bir üye kampanyasını başlatıyoruz. Hep birlikte baba ocağının kapılarını ardına kadar açıyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olmayan, ancak ilgi duyan gençlere buradan sesleniyorum. Gelin bu partiye kaydolun, siyaset yapın. Size çok ihtiyacımız var.
Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 104’üncü kuruluş yıl dönümünü birlikte kutladık. Birileri aksini söyleyip tarihi bir gaf yapmış olsa da bu Meclis, belki de dünyada tek sandıkla, demokrasiyle kurulmuş meclistir. Bu ülke meclisten sonra kuruluş ülkedir. Bu Meclis, savaşı yürütmüş meclistir. Cumhuriyet’i ilan etmiş meclistir. Biz de Atamızın vasiyetine uygun olarak ilk kongremiz olan Sivas Kongresi’nden bu yana millet iradesine saygılı olduk, saygılı olmaya da devam edeceğiz.
Zengin ve adil bir Türkiye’yi inşa etmenin yolu ve önümüzdeki görev üç alanda adaleti sağlamaktan ibarettir. İlki, hukukun üstünlüğüyle yönetilen bir ülke ve mahkemelerdeki adalet. İkincisi eşit haklar, eşit yurttaşlık için sosyal adalet. Üçüncüsü de adil gelir paylaşımıyla ekonomik adalet. Biz bu ülkeye, bu adalet gelene kadar, getirene kadar mahkemedeki adaletten herkes memnun olana kadar, sosyal adalet her yurttaş Kürt’ü, Türk’ü, Alevi’si, Sünni’si, bu ülkede yaşayan herkes kendini eşti yurttaşlar olarak okuyana değil, hissedene kadar ve kimsenin hakkını kimsede bırakmadan bu ülkede ekonomik adaleti sağlayıp önce açlığı sonra da yoksulluğu bitirene kadar çalışacağız ve mücadele edeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti, bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir ama bu ülkede eğer devlet olacaksa yani insanların canı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sadece vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak.
Anayasaya uymak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur.
1 Mayıs, Taksim’de kutlanması gereken, hak olan işçi bayramıdır. 1 Mayıs’ta işçiler, Taksim’e çıkmak, Taksim’de kutlamak, kanlı 1 Mayısların yasını, matemini gelecekteki güzel günler için mücadeleyi orada yaşamak istiyor. Bir zamanlar, Taksim 1 Mayıs’a yeniden açıldığında övünenler, şimdi yasaklıyor, izin vermiyor, Taksim’e gitmek isteyenlerin karşısına dikilip kendisi de bir emekçi olan kamu personeli olan polise kanunsuz emirler veriyorlar.
Yargı Taksim 1 Mayıs’ta açık olsun derken hala Taksim’i 1 Mayıs’ta kapalı tutmak; bir kompleksten, evhamdan, vehimden, boşa kaygıdan başka bir şey değil.
Özgüvenle, işçilere inanarak, güvenerek Taksim’i 1 Mayıs’a açın. Kontrol noktalarında polisin yanında DİSK, üzerimize düşerse CHP birer görevlisiyle kontrol noktasından başlayarak tansiyonu düşürerek, içeriye bir tek 1 Mayıs dışı pankart sokmayarak ve orayı bir karnaval, şölen, kutlama, bayrama yakışan kanlı 1 Mayısların yasına, matemine yakışan bir şekilde kutlanmasına izin vermek ve 1 Mayıs’ın salimen Taksim’de kutlanmasını sağlamak bugünkü iktidarın kendi için yapabileceği en doğru iştir.
Taksim’i 1 Mayıs’a açın, 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin.
22 yılın sonunda bugün Türkiye’de 1 milyondan fazla atanmayan öğretmen var. Bu atanmayan öğretmenlere hiç sıkılmadan kusuru üstlerine atarak ve kendilerini masumlaştırarak ‘atanamayan’ öğretmenler diyor. O gün 68 bin varsa Ecevit’in atamadığı, bugün Erdoğan’ın atamadığı 1 milyon 100 bin atanmayan öğretmen vardır.
Hatay’a sahip çıkacağız. Hatay’ı asla yalnız bırakmayacağız. Önümüzdeki haftalarda Hatay’da belediyeyi ve iktidarı nasıl takip edeceğimizi, nasıl yapıcı, net, sert bir muhalefet yapacağımızı, nasıl Hatay’da bundan sonra gelecek seçimi de öyle küçük farkla değil, Hatay’ı yüzde 60’la almaya buradan ant içiyorum, söz veriyorum.”
Hibya Haber Ajansı