Özel'in konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Bugün yaşadığımız eşitsizliği, 1940'larda Kamer Genç'in hikayesini görünce, Cumhuriyet'in kazanımlarının ne olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz. Kamer Genç'i rahmetle anıyorum.
Milletin derdi yaşam derdi, geçim sıkıntısı. Biz milletin derdiyle dertlenmeye devam edeceğiz. Ülke her konuda kötü yönetiliyor, en büyük problem mutfakta.
Ayın sonunun gelmemesi, maaşların yetmemesi… Yurttaşlarımız kötü ekonomi yönetiminin aldığı kararlar sonucunda her gün biraz daha yoksullaşıyor. En büyük sıkıntıyı emeklilerimiz çekiyor.
Tayyip Erdoğan, 2024 yılını emekliler yılı ilan etmişti. Ama 2024 iktidarın emeklilerle dalga geçtiği yıl haline dönüştü. En çok rahat etmesi gerekenler en büyük sıkıntıda.
Yıllarca bu ülkeye hizmet ettiler ama gün geldi emekli oldular. Rahat etmeleri lazım ancak rahat edemiyorlar. Her geçen gün daha kötüye gidiyorlar. Kim yüzünden; birincisi TÜİK yüzünden.
TÜİK, güya hepimiz adına adil bir şekilde sahadan istatistik toplayacak, belirlediği enflasyona göre emekliye, çalışana zam verilecek. TÜİK, enflasyonu yüzde 64 olarak açıkladı
Gerçek enflasyon hesaplandığında yüzde 127. Memur emeklisine yüzde 49'a, en düşük emekli maaşına yüzde 33 zam yapıldı.
6 aylık enflasyon yüzde 37'ken, emeklilere yüzde 33 zam çıktı. Emeklinin cebinden nasıl para çalındığını görüyoruz. En düşük emekli maaşı 7 bin 500 liraydı. 2002 yılında asgari ücretin yüzde 147 lirasıydı.
Olması gereken 25 bin liraydı. Bugün asgari ücret 17 bin lira. Buradan bütün emeklilere sesleniyorum; bu açlık ücretini, sefalet ücretini kabul etmeyin. Bu hafta grubumuzun üzerinde duracağı hedef 17 bin liradır. En düşük emekli maaşı bir asgari ücret olana kadar mücadele edeceğiz.
Milletin derdi DEM değil, zam zam zam. Bin lira, iki bin lira seyyanen zammı kabul etmiyoruz, 7 bin liralık zammı alana kadar bütün emeklileri mücadeleye davet ediyorum.
Ülke her konuda kötü yönetiliyor. En kötüsü mutfaktaki, cüzdandaki yangın, ayın sonunun gelmemesi, borçla eski borçların kapatılmaya çalışılması hatta döndürürülememesi. Bugünlerde en büyük zorluğu emeklilerimiz çekiyor. 2024 Tayyip Bey'in emeklilerle dalga geçtiği alay ettiği bir yıla dönüştü.
Buradan emeklilere sesleniyorum bu açlık ücretini, bu yoksullluk ücretini kabul etmeyin. En düşük emekli maaşı 17 bin olana kadar mücadele edeceğiz. Erdoğan ve Bahçeli'ye sesleniyorum; milletin derdi DEM değil, zam zam zam… 7 binlik zammı alana kadar bütün emeklileri mücadeleye ve direnişe davet ediyorum.
Ey Recep Tayyip Erdoğan eğer bu pislikten şahsen sorumlu olmadığını söylemek istiyorsan getir soruşturma önergesini Soylu hakkında imzalayalım, Meclis soruştursun AYM, Yüce Divan sıfatıyla bu kişiyi yargılasın dedik. Bakın bunu yapmıyorlar.
Soylu dönemiyle hesaplaşmayı kapalı kapılar ardında kendi yöntemleriyle yapıyolar. Hukuk devletinde kapalı kapılar ardından hesaplaşma olmaz. Bakan ise hesabı Yüce Divanda verecek.
Recep Tayyip Erdoğan hem bu uluslararası suçlular için hem Ayhan Bora Kaplan, Süleyman Soylu, Ankara'daki eğlence merkezleri ve devletimize emanet edilmiş kimsesiz çocuklar üzerinden, önümüzdeki dönemde altından kalkamayacağınız o rezaletler ortaya dökülmeden evvel ya Süleyman Soylu'nun gereğini yaparsın ya da bu pislikten rezaletten bizzat sorumlusun.
İddialar gerçekse durum çok vahim, iddialar yalansa durum çok vahim. Bu kurumda hızlı bir tahkikat yapılması lazım. AK Parti'nin vesayet savaşlarının bu kurumda devam etmesi, itibar kaybetmesidir.
Bu kurumu bu hale getirirseniz, yurtdışındaki muhataplarının ciddiye alınmasının önüne geçersiniz. Anlayış değişmediği için ne kriz bitiyor ne sıkıntılar bitiyor. 5 yılda 4 kez başkan değiştiren, kadrolar 'laf dinlemeyen' diyenler baş sorumludur."
Hibya Haber Ajansı