Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Bandırma’da Altılı Masa’nın açıkladığı mutabakat metnini değerlendirdi.
Mutabakat metninde “tarikat” ve “cemaat” kavramlarının bir sefer bile geçmediğini söyleyen Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, “AK Partili yıllarda “tarikatlar ve cemaatlerin devlete sızma girişimleri ayyuka çıkmıştır. Cemaat ve tarikatların devlete sızma girişimleri sonucunda Türk Devleti, hain darbe girişimi ile karşılaşmıştır. Biz Zafer Partisi olarak, tüm cemaat ve tarikatları devlet kurumlarından tasfiye edeceğiz derken dün bildirilerini yayınlayan Altılı Masa’nın yayınladığı mutabakat metninde “tarikat” ve “cemaat” kavramları tek bir sefer bile geçmemektedir. Altılı Masa’nın kurmaylarına soruyorum. Sizi, “tarikat ve cemaatleri devletten çıkaracağız” demekten alıkoyan şey nedir? Said-i Nursi denen adamın müridi olan ortağınız Demokrat Parti Başkanı mı? Türkçe olimpiyatlarında boy gösterip cemaatlerin devlete sızmasına göz yuman diğer ortaklarınız Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu mu?” diye konuştu.
Zafer Partisi’nin bir diğer milli duruşu da sığınmacı politikasındadır ve Türk halkı bunu gayet açık şekilde görmüştür diyen Ümit Özdağ, “Zafer Partisi kurulmadan önce “girişimcilik dersi verenler”, “gönüllü giderler” diyenler, “Uluslararası Hukuka aykırı” diyenler, Zafer Partisi kurulduktan ve Türk halkına gerçekleri anlattıktan sonra bu pozisyonlarını görünürde değiştirmek zorunda kalmışlardır. Ancak, ne kadar samimi daha doğrusu samimiyetsiz olduklarını mutabakat metinlerinde görüyoruz. Altılı Masa’nın hazırladığı mutabakat metninin 239. sayfasında aynen şu ifadeler yer alıyor: “Göçmen ve sığınmacıların” bir de “göçmen” diye bir şey yok. Bunlar göçmen değil. Bunlar sığınmacı ve kaçak. Siz daha devlet hukuku kavramlarına hakim değilsiniz.” dedi.
Sığınmacıları vatanlarına yollayacak güya Altılı Masa neden birden Türkçe öğrenmelerine bu kadar önem verdi diyen Ümit Özdağ, sözlerine şöyle devam etti:
“Eğitim çağındaki tüm çocuklarının eğitime erişimini sağlayacak, bu konuda hızlandırılmış̧ kurslar ve takviye dersler alınmasını sağlayacak bir mekanizma geliştireceğiz. Sığınmacıların Türkçeyi öğrenmeleri amacıyla bu konuya odaklanan nitelikli eğitim materyalleri, müfredat ve ders programı hazırlanmasını sağlayacağız.” Madem geri yollayacaksınız neden entegrasyon planlarından bahsediyorsunuz? Sizi entegrasyoncu politikalara zorlayan şey nedir? Entegre etme isteğinizin arkasında stratejik göç mühendisliğinin ağababaları olduğunu bilmediğimizi mi zannediyorsunuz? ABD’ye, Avrupa Birliği’ne hoş görünmek için Türk milletine yalan söyleyerek sözde yollayacağız diyorsunuz ama öte yandan saydığınız bütün önlemler entegrasyon önlemleri. Bunların kimseyi geri göndermeye niyeti yok.”
Altılı Masa’nın mutabakat metninde “KHK’dan kaynaklanan mağduriyetlere son vereceğiz” denilerek açıkça Devletin FETÖ’ye geri verileceğini söylemektedir diyen Özdağ, “Zafer Partisi ile Altılı Masa arasındaki bir diğer fark da KHK’lılar hususudur. Zafer Partisi, ihraç edilen FETÖ’cüleri getirmek şöyle dursun, devletin içinde kalan FETÖ artıklarını da teker teker tespit edip derhal ihraç edeceğiz. FETÖ, PKK’dan daha tehlikelidir. FETÖ, terör örgütü olmanın ötesinde bir casusluk örgütü. Bir casusluk örgütü olarak bize içeriden ihanet etti ve ihanet etmeye devam ediyor. FETÖ son haçlı seferidir. FETÖ, Hristiyan dünyasının Türklüğe karşı son bin senede ortaya koymuş olduğu en güçlü ve en etkili araçtır. En büyük ihanet şebekesidir.” ifadelerini kullandı.
Zafer Partisi’nin kurulmasından kısa bir süre önce, 6 Mayıs 2021’de partimizin kurucu kurmaylarıyla birlikte Rize-İkizdere’de yapılması planlanan taşocağı madeni inşaatını durdurma mücadelesi veren İkizderelilere destek vermeye gittik. Tüm vurguncularla hesaplaşacağımızı belirttik diyen Özdağ, “17 Temmuz 2021 Tarihinde kabul edilen orman vasfını yitirmiş orman arazilerinin turizm bakanlığına devri yasasına 14 milletvekiliyle onay veren İyi parti, dün yayınladıkları mutabakat metninde “Yanan orman yerlerinde yeni ormanların orman bilimi çerçevesinde yeniden yetişmesini sağlayacak, buralarda kesinlikle başka bir faaliyete izin vermeyeceğiz” maddesine imza atmıştır. Türk milleti sizin ne kadar samimiyetsiz olduğunuzu böylece bir kez daha görmüş oldu.” dedi.
Parti programımızın 248. Sayfasında “Kıbrıs-Doğu Akdeniz” başlığı altında “Kıbrıs’ın tarihine ve kültürüne, Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin bekasına ve güvenliğine en uygun hal tarzının KKTC’nin bağımsız bir Türk devleti olarak devamını ve tanınmasını sağlayacağımızı” açıkça beyan etmiş bulunmaktayız diyen Özdağ, sözlerine şöyle devam etti:
“Terminolojik hata mutabakat metninde “KKTC’nin ve Kıbrıslı Türklerin kazanılmış haklarını koruma ve iki toplumun egemen siyasi eşitliğini sağlama hedeflerini gözeteceğiz” şeklinde yer almıştır. Bu madde, tarihi ve terminolojik bir hatadan çok Kıbrıs Türklüğüne ve Doğu Akdeniz’deki Türk varlığına açık bir ihanettir. Kıbrıs’ta KKTC’de bütün Türk aydınları bu bildiride Kıbrıs’ta yayınlanan KKTC ile ilgili yayınlanan hususlara isyan ediyorlar. Dün akşam eskiden Genel Kurmay Başkanlığı’nda Kıbrıs dairesinde çalışmış amirallerle görüştüm. Rahmetli Denktaş’ın askeri danışmanlığını yapmış amirallerle görüştüm. Hepsinin ortak olarak söyledikleri şey bu bir ihanet belgesidir ve değiştirilmelidir.”
Altılı Masanın yayınlanan bildirisinde Zafer Partisi programından epeyce bir alıntı yapılmış olduğunu söyleyen Ümit Özdağ, “Köy okullarını açacağız, Türk bayrağımız köylerde dalgalanacak, İstiklal Marşı’mız köylerde okunacak, atanamayan öğretmenlerimiz köylerimize atanacak. Andımız’ı okuyacağız. Köy nüfusu taşımalı eğitim nedeniyle göç etmek zorunda kalmayacak demiştik. Göç etmeyen köy nüfusun tarımsal üretimi çeşitli kalemlerde desteklenecek çiftçilerimize sosyal güvenlik ve alt yapı hizmeti sağlayacağız. Bunun sonucunda Türkiye’de Tarımsal üretim tekrar ayağa kalkacaktır demiştik. Biz bu açıklamayı yaptıktan sonra MEB, Mayıs 2022’de aldığı kararla köy okullarını tekrar açma girişiminde olduğu duyurdu. Altılı Masa dün açıklanan mutabakat metnin de “Kapatılan köy okullarını yeniden açacak, taşımalı eğitim uygulamasına son vereceğiz” demiş. Günaydın arkadaşlar. Aramıza hoş geldiniz.” diye konuştu.
Ülkemizdeki en gerçeklerden birisi de “Kadına Şiddet” ve “Kadın Cinayetleri”dir. Biz, Zafer Partisi olarak, kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini caydırıcı ceza sistemini uygulamaya koyacağız diyen Özdağ, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi doğru bulmuyoruz. İktidara geldiğimiz gün derhal İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamaya koyacağımızı temin ediyoruz. Ancak Altılı Masa’nın yayınladığı mutabakat metninde “İstanbul Sözleşmesi” ifadesi yer almamaktadır. Tekrar soruyorum, “Meral Hanım, Kemal Bey acaba İstanbul Sözleşmesi’nin konulmasına kimler karşı çıktı?” Tarikatlar ve cemaatler İstanbul Sözleşmesi’ni istemedikleri için mi koyamadınız?” dedi.
Hibya Haber Ajansı