Türkiye’nin gündeminden çıkana kadar konuyu gündemde tutmaya devam edeceklerini aktaran Özdağ, "Bu ziyaret sırasında Adliyeye gideceğim. Adliyede bir dava açacağım. Diyarbakır’da 12 km’lik bir bulvara kayyım vali tarafından terörist vatan haini Şeyh Sait’in isminin verileceği duyuruldu. Bu konuda yürütmenin durdurulması kararı alınmasını isteyeceğim. Bu konu Türkiye’nin gündeminden çıkana kadar konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz." dedi.
Birkaç gün önce gazeteciliği şüpheli ama istihbaratçılığı kesin olan Fuat Uğur adlı zat bir tweet atarak benim Erzurum ziyaretim sırasında Şeyh Sait meselesini kaşıyabileceğimi ifade etmiş. Biz, Türkiye’nin her yerinde ne söylüyorsak Erzurum’da da Hakkari’de de Sinop’ta da onu söyleriz. Şeyh Sait, Abdullah Öcalan bunlar Türkiye’nin her yerinde vatan haini ve teröristtir. İçişleri Bakanını, Erzurum Valisini göreve çağırıyorum. Fuat Uğur karanlık ilişkileri olan bir zattır. Bu yapmış olduğu açıklama Erzurum’da bir provokasyon hazırlığının göstergesi olabilir. Bundan dolayı Erzurum’da herhangi bir provokasyona imkan verilmemesi için güvenlik güçlerinin kendilerine düşen görevi yerine getirmeleri gerektiğini ifade etmek istiyorum.
"Milli Eğitim Bakanı’nın Meclis’te yapmış olduğu konuşmada tarikat ve cemaatleri milli eğitime sokmaya devam edeceği doğrultusunda suç itirafıdır." açıklamasını yapan Ümit Özdağ şunları dile getirdi:
"Onlar çocukların dağa gitmesini engelliyor diyorlar. Tarikat ve cemaatlerin işi midir çocukların dağa gitmesini engellemek? Sen Milli Eğitim Bakanı olarak ne yapıyorsun? Bu kabul edilebilir değildir. FETÖ’cüler dağa gitmediler ama Genel Kurmayı bastılar. Özel Kuvvetleri bastılar. Meclis’i bombaladılar. Siz ecdadın, Osmanlı’nın devlet bilincinin on binde birine bile sahip değilsiniz. 600 sende Osmanlı bir kez tarikat ve cemaatleri devlet işlerine müdahale ettirmemiştir. Müdahale etmeyi düşünen tarikatları ya sürmüş ya da kılıçtan geçirmiştir. Devlet ciddiyet ister. Milli Eğitim bakanı gayri ciddi bir adamdır. Bütün kariyeri önü açılarak ideolojik nedenlerle hak etmediği yerlere getirilmiş, hak etmediği şekilde profesörlük unvanı almış, hak etmediği şekilde rektörlüğe getirilmiş ve hak etmediği şekilde Milli Eğitim Bakanlığına getirilmiş bunları da hep tarikat ve cemaatlerin desteğiyle sağladığı için bugün Türk çocuklarını ne idüğü belirsiz tarikat ve cemaatlerin eline teslim etmeye çalışmaktadır. Gençlik buna direnecektir. Direnmeye de başlamıştır. İlkokul, ortaokul, liseleri siyaset alanınıza çevirmeye çalışmayın. Şundan emin olun ki bu Milli eğitim Bakanı Türkiye’de hukuk devleti kurulduğu gün mahkeme önünde hesap verecektir."
Hibya Haber Ajansı