enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,3061
EURO
37,1912
ALTIN
3.018,65
BIST
8.885,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
15°C
Pazartesi Çok Bulutlu
15°C
Salı Çok Bulutlu
14°C
Çarşamba Az Bulutlu
16°C

Otomotiv sektör raporu

Otomotiv sektör raporu
14.09.2023 00:14
7
A+
A-

2023 Ağustos ayına ilişkin Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verileri yayımlandı. Ağustos ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %87,7 artarak 66.131 adete, hafif ticari araç satışları %55,1 artarak 20.323 adete, toplam otomobil ve hafif ticari araç satışları ise %78,9 artarak 86.454 adete yükseldi. Ocak – Ağustos döneminde otomobil satışları %64,3 artarak 582.419 adete, hafif ticari araç satışları %66,4 artarak 172.863 adete yükseldi. Toplam otomobil ve hafif araç satışları ise %64,7 artarak 755.282 adet oldu. Eylül 2021’den itibaren kur ve kredi faizlerinde oynaklık, fiyatlamada zorluklar ve stok problemleri gibi sebepler yüzünden 2021 yılının son çeyreğinde düşüşte olan binek otomobil satışlarına Aralık 2021’de hafif ticari araç segmenti de katılmıştı. 2022’nin ilk yarısında ise Rusya – Ukrayna Savaşı adeta dünyaya damgasını vurdu ve kur ve kredi faizlerinde oynaklık, fiyatlamada zorluklar ve stok problemleri gibi benzer sebepler nedeniyle azalış daha da artarken, binek otomobil satışları yılın ilk yarısını zor geçirmişti. Yılın ikinci yarısında ise düşük faiz nedeniyle otomotiv sektörünün canlandığına şahit olmuştuk. Coronavirüs pandemisiyle birlikte birçok alışkanlığın değiştiğine de şahit olduk. Pandemi sürecinin uzaması, kapalı ortamlarda fazla kalınmaması, sosyal mesafe kuralları, ülkeler arası kapanmalar ve sokağa çıkma yasaklarının olması gibi daha önce alışık olmadığımız birçok şeyin hayatımıza girdiğini gördük. Virüsün hızlı yayılması sonrasında coronavirüs pandemisi ile birlikte bireylerin toplu taşımlardan ziyade şahsi araçlara ağırlık vermesine ek olarak geçen yıldan başlayan küresel enflasyon dolayısıyla döviz bazında yükselme eğilimi, yurt içi enflasyondan korunma iç güdüsü, ikinci el fiyatlarındaki yüksek değerleme ve seçim öncesi kurun sabit kalması ile otomotiv sektöründeki canlılık ivmesi 2023’te rekorlarla sektöre etki etti.

2023 yılında; Talebin öne çekilmesi, Kurdaki oynaklığın satışlara yansıtılması, Çip krizinin azalması, gibi faktörler ile otomotiv sektöründe rekor satışlar geldi.

Talebin öne çekilmesi

Talep enflasyonu ile birlikte enflasyonun gelecekte daha da artacağını beklentileri sonrasında ileride alınması planlanan ürünler bugünden alınmaya başlandı. Stoklanmaya yönelme ve talebin hızlı artması otomotivde sektörüne yansımış durumda.

Kurdaki Oynaklığın Satışlara Yansıtılması,

Faiz indirimlerine rağmen KKM’nin açıklanması sonrasında kur tarafında bir geri çekilme izlesek de Rusya— Ukrayna savaşının etkileri, global taraftaki faiz artımları ile dolara olan talebin artması ve yurt içi dinamikler kaynaklı olarak kur tarafı yönünü yukarı çevirdi. Seçim sürecinin ardından da kura müdahale edilmeyip kendi dinamiklerine göre hareket etmesi ardından 2023’te %50’ye yakın artan kur sepeti sonrasında BİST’te ihracatı yüksek, satışları dövize endeksli ve kurdaki yükselişi satışlarına yansıtabilen sektörler ön plana çıktı. Bu sektörlerin başında da otomotiv sektörü geliyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi enflasyonun yukarı gitme beklentisi ile talebin öne çekilmesine bağlı satışlar arttı. Özellikle kur artışı enflasyonu fazlasıyla tetiklerken üretim tarafında maliyetlerin artması, vergi zamları gibi sebeplerden de satış fiyatlarında yukarı yönlü revizyonlara gidildi. Kurun satışlara yansıtılması ile öne çekilen talebin satışları artırması kar marjlarını yükseltti.

Çip Krizi

Otomobillerden, beyaz eşyaya, akıllı diş fırçalarına kadar birçok alanda kullanılan çiplerin üretiminin küresel talebi karşılayamaması sonucunda ortaya çıkan çip krizi uzun yıllardır hayatımızda. Neredeyse 2016 yılında başlayan ve kısmi de olsa devam eden bu kriz sonrasında üretici firmalar, akıllı telefon ve akıllı ev teknolojilerine öncelik vermiş ve sektöründe tedarik zincirlerinin bozulması, sipariş iptalleri, bazı markaların elektrikli otomobil projelerini rafa kaldırması gibi sonuçlar ortaya çıkarmıştı. 2016’da ABD’nin Çin’e ambargo (Dünya’da en çok çip üreten iki ülke ABD ve Çin’dir) koyması ile çip kriz süreci ayyuka çıktı. Araştırmalara göre ortalama bir otomotivde 1.000’den fazla çip kullanılıyor. Pandemi ile başlayan jeopolitik gerginliklerle artan tedarik zincirine ek olarak arz/talep bozuklu hiç şüphesiz sektörü etkiliyor. Fakat bu yıl içerisinde çip krizinin artık azaldığını, mikroçip ve hammadde tedarikinde yaşanan sorunların 2022’de karşılanamayan otomotiv talebinin bir kısmının 2023’e karşıladığını düşünüyoruz.

Otomotiv üretimi

Toplam otomotiv üretimi, 2023’ün 8 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre % 13 artarak 943.609, otomobil üretimi de % 21 yükselişle 599 .915 adete yükseldi .Yılın 8 aylık döneminde otomotiv ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre adet bazında %11 arttı. Bu dönemde otomobil ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre % 26 artarken, ticari araç ihracatı ise % 8 geriledi. Traktör ihracatı da 2022 yılının aynı dönemine göre % 13 artarak 13.088 adet oldu.

Dünyada otomotiv pazarı

2022 yılında Dünya’da otomobil ve hafif ticari araç pazarı toplamı 81,5 milyon olan 2021’in altında 81,0 milyon olarak gerçekleşti. 2023 yılsonu ve 2024 yılı için pazar tahminleri ise sektörün dünya genelinde güçlü seyrinin devam edebileceğine işaret ediyor. LMC Automotive Temmuz ayı tahminlerine göre otomobil ve hafif ticari araç pazarı toplamı 2023’te 2022’ye göre %6,77 artarak 86,5 milyar, 2024’te ise 2023’e göre %4,4 artarak 90,3 milyar olarak gerçekleşecek.

2023 yılının ilk yarısında Türkiye ihracatının %16,1’ini oluşturan otomotiv sektörünün ana odağında Avrupa ülkeleri yer alıyor. AB bölgesi 2023 yılının ilk yarısında %69,2’lik payı ile Türkiye otomotiv ihracatında ilk sırada yer aldı. İlk 2 sırada ise Almanya, Fransa gibi Batı Avrupa ülkeleri yer alıyor. Batı Avrupa’da ise otomobil ve hafif ticari araç pazarının 2023 yılında 2022’ye göre %9,38, 2024 yılında ise 2023’e göre %11,45 büyümesi bekleniyor. Türkiye otomotiv sektörünün güçlü gelen üretim ve ihracat verilerindeki güçlü gidişat ve sektörün hedef coğrafyası olan Batı Avrupa’daki otomobil ve hafif ticari araç pazarında dünya ortalamaları üzerindeki büyüme beklenmesi olası iç talep daralması ihtimaline karşı sektörün ön planda kalma olasılığını güçlendiriyor.

Risk olarak ön plana çıkan durum ise resesyon endişeleri. Avrupa’da PMI verilerinin eşik değerin altında kalması ile resesyon ihtimallerinin güçlenip, Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülke olan Almanya’nın büyüme verileri son iki çeyrekte negatif gelirken teknik resesyonla mücadele ediliyor. Bu durumun devam etmesi ihracatı olumsuz etkileyebileceği gibi ihracatın ithalatı karşılayamama oranında dolayı da cari açığı artırabilir.

Yeni hikaye elektrikli araçlar mı?

AB’ye üye ülkeler 1990’ların başından bu yana küresel ısınma başta olmak üzere çevre koruma konularına diğer gelişmiş ülkelere kıyasla hem ekonomik hem de sosyal destek vermektedir. Paris Anlaşması’nın uygulanmasına yönelik adımlar anlamında AB ülkeleri diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ilerisinde olması, Aralık 2020'de güncellenmiş ve geliştirilmiş Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkılar belgesi ile AB ve Üye Devletleri, ortaklaşa hareket ederek, sera gazı emisyonlarında 1990 yılına kıyasla 2030 yılına kadar en az %55'lik bir net azalmaya yönelik bağlayıcı bir hedef taahhüt etmişlerdir. AB, pandemi ile ilgili müdahalesinin bir parçası olarak elektrikli mobilitenin yaygınlaştırılmasını hızlandırdığı görülmektedir. Aralık 2020'de AB Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planı’nın açıklanmasını takiben ulaşım sektörünün bu planlara uyum sağlaması için gereken bir dizi AB direktifi ve düzenlemesi ivedilikle hazırlanmaktadır:

Bunlar;

· CO2 emisyonları otomobiller ve kamyonetler için performans standartları, Alternatif Yakıtlar Altyapı Yönergesi, Binalara ilişkin Avrupa Enerji Performansı Direktifi, Piller Yönetmeliği, AB Kirletici Emisyon Standardı.

AB Komisyonu’nun yayınladığı Sürdürülebilir ve Akılı Ulaşım Stratejisi başlıklı çalışmaya göre Avrupa'nın 2050 yılına kadar iklime zarar vermeyen bir kıtaya dönüşmesi için ulaşımla ile ilgili sera gazı salınımları %90 oranında düşürülmesi ön görülmektedir. Bu hedefe ulaşmak için, 2030 yılına kadar araç stokuna en az 30 milyon elektrikli otomobil ve 80.000 sıfır emisyonlu tır yer alacak, Otonom araç teknolojileri yaygınlaştırılacak, 500 kilometreyi aşmayan planlı toplu ulaşım seyahatlerinin karbon salınımı sıfıra indirilecek.

Neden gelecek elektrikte?

Benzin ve dizelin litre fiyatlarındaki artış bu yakıtlarla çalışan otomobillerin kullanım maliyetlerini yükseltiyor.

Elektrikli araçların ise hem doğaya olan zararı düşük, hem de maliyet olarak baktığımızda benzin ve dizelli araçların gerisinde kalıyor. 2023 yılının Ağustos ayında yapılan araştırmaya göre bir aracın yıllık tüketim maliyeti hesaplandı. Benzinli bir aracın tüketim maliyeti yıllık 50.000 TL’yken evde şarj edilen elektrikli bir aracın maliyetiyse 7.000 TL. Diğer yandan karbon salınımının olmaması, çevreci ve geri dönüşüm sağlayabilmesi de avantajlar arasında yer alıyor.

Elektrikli araçların avantajları

· Düşük Bakım Maliyeti: Motorları daha az parçaya sahiptir ve bu parçalar daha az sıklıkla değiştirilir olması tasarrufların azaldığı bir dönemde cebi koruyacaktır.

· Düşük Enerji Maliyeti: Elektrikli araçlar, benzin veya dizel yakıtına göre çok daha ucuz bir enerji kaynağı olan elektrikle çalışır.

· Düşük Emisyon: Elektrikli araçlar sadece elektrikle çalıştığı için benzin veya dizel yakıtı kullanmadıklarından dolayı çok daha az karbondioksit ve diğer zararlı emisyonlar üretmesi, çevre kirliliğini azaltır.

· Yüksek Performans: Benzin veya dizel motorlarına göre daha yüksek güç ağırlık oranına sahiptir.

· Sessizlik: Özellikle dizel motorların yaptığı gibi gürültü çıkarmazlar.

Elektrikli Araçların Dezavantajları

· Yetersiz Şarj İstasyonları: Elektrikli araç teknolojisine yeni geçilmesinden kaynaklı olarak elektrikli araçlar

için yeterli ve sık şarj istasyonlarının olmaması en önemli dezavantaj olarak ön plana çıkıyor.

· Kısa Sürüş Mesafesi: Elektrikli araçlar benzin veya dizel araçlara göre daha kısa bir menzile sahiptirler.

Otomotiv Sektörüne İlişkin Riskler

•Sıkı Para Politikaları ve Krediye Erişim

•Vergi Artışları ve Yakıt Fiyatlarındaki Artış

ODD tarafından açıklanan verilerde Otomobil ve Hafif Araç Ticari Araç Pazarı rakamları güçlü korunumunu sürdürse de 2023 yılı boyunca her ay büyüyen pazar, Ağustos ayında Temmuz ayına göre %23.1 daraldı. Seçim sonrası enflasyonlar mücadele kapsamında uygulanan yeni ortodoks politikalar otomotiv sektöründe iç talebi baskılayarak sektör için risk oluşturabilir. Ekonomi yönetiminin değişmesi sonrasında iç talepteki büyüme kredi kartları, bireysel kredi, taşıt kredisi ve ikinci konut kredisinde sadece faizleri artırarak değil, bankalar üzerinden kredi verme iştahını keserek de kredi büyümesi hedefleniyor. Bu da hem cari açığın hem de enflasyonun düşürülmesi adına iç talebin kısılacağı anlamına geliyor. Ekonomi yönetiminin iç talebi yavaşlatma ve kredi musluklarını kısma hedefleri ve artan faizler sonucunda taşıt kredilerine erişim azalması beklenebilir.

Temmuz ayında Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre akaryakıtta ÖTV tutarları artmıştı. Buna göre 95 oktan kurşunsuz benzinde litre başına 2,53 lira olan ÖTV miktarı 7,523 liraya, 98 oktan kurşunsuz benzinde litre başına 2,65 lira olan ÖTV miktarı 7,89 liraya çıktı. Motorinde ise litre başına ÖTV miktarı 2,06 liradan 7,06 liraya, LPG’de 1,78 liradan 5,78 liraya yükseldi. EPDK’dan alınan verilere göre yılbaşında litresi 19,5 TL olan 95 oktan kurşunsuz benzin Eylül başı itibariyle %88 lik artışla 36,8 TL’ye yükseldi. Yılbaşında 22 TL olan motorin ise %72’lik artışla 37,9 TL’ye yükseldi. Yakıt fiyatlarındaki yükseliş otomobil tarafındaki iç talep için bir risk oluşturmakta.

Elliot Analizine Göre Şirketler

DOAS

DOAS, 60 Haftalık ve 200 günlük HO’nın üzerinde işlem görüyor olması hissenin orta ve uzun vadede yükseliş trendinde olduğunu işaret ediyor. Hisse’de RSI’ın haftalık grafikte 70 ref seviyesinin üzerinde hareket ediyor olması orta vadeli yükseliş ihtimalini arttırmakta. Hissede, Elliott dalga analizine göre 3. ve 4. Dalga hareketlerinin tamamlanmasının ardından 5. Dalga yükselişi devam etmekte olup, hisse 235 ana direncini kırmasıyla birlikte orta vadede yeni bir yükseliş trendi başlamasının ardından kısa vadede 300 fiyat seviyesi hedef olmakla birlikte Elliott analizine göne 5. Dalga hedef seviyeleri orta vadede 376 ve 540 fiyat seviyelerini işaret etmektedir. Beklentimiz yukarı yönde 275 fiyat seviyesinin kırılmasıyla kısa vadede 300 seviyesi hedef haline gelirken orta vadede ise 376 ve 540 fiyat seviyelerinin hedef olması yönündedir.

FROTO

 FROTO, 60 ve 200 günlük HO’nın üzerinde işlem görmesini yükselişin devamı için olumlu karşılaşıyoruz.Hisse’de CCI İnd günlük grafikte 100 seviyesini kırma çabası hissenin relatif olarak güçleneceğinin sinyalini veriyor. Hisse’de günlük grafikte Elliot analizine göre 4. Dalga düzeltmesinin tamamlanmış olmasıyla birlikte P Osc .’ün sıfır referans seviyesinin üzerinde artma eğiliminde olması 5. Dalga hedef seviyesine ulaşma ihtimalini arttırırken 5. Dalga hedefi olarak 1280 ve 1550 fiyat seviyeleri görülmektedir. Beklentimiz yukarı yönde 930’un kırılmasıyla birlikte Elliott 5. Dalga hedefi olan 1280 ve 1550 fiyat seviyesinin görülmesi yönündedir

TOASO

TOASO 200 ve 60 günlük HO’nın üzerinde işlem görüyor. Hisse’de günlük grafikte CCI İnd. 100 ref seviyesini kırmak üzere olması hissede yükseliş trendini destekliyor. Hisse Elliott dalga analizinde 4. düzeltme dalgasının onaylanmasının ardından yeni başlayan 5. yükseliş dalgasında ilk hedef olarak 420,00 fiyat seviyesini gösterirken orta vadede ikinci fiyat seviyesi ise 510,00’ü işaret etmektedir. Beklentimiz yukarı yönde 288,00 fiyat seviyesinin kırılmasıyla birlikte ilk aşamada 420,00’nin görülmesi yönünde.

KARSN

KARSN, mevcut piyasa koşullarında 200 ve 60 günlük HO’nın üzerinde işlem görmesi hisseyi orta vadede cazip hale getiriyor. -Hisse Elliott dalga analizinde 3. Dalga yükselişinin tamamlanmasının ardından 4. Dalga düzeltmesinin de tamamlanıyor olmasıyla birlikte , 5. Dalga hedefleri 18,00 ve 24,50 fiyat seviyelerini işaret etmektedir, P. Osc’nin sıfırın üzerinde olması 5. Dalga yükselişini teyit etmektedir. Beklentimiz yukarı yönde 13.00 direnç seviyesinin yukarı yönde kırılmasıyla ilk aşamada 18,00 fiyatının görülmesi yönündedir, devamında ise Elliott 5. Dalga hedefi olan 24,50 fiyat seviyesinin görülmesi yönündedir.

TTRAK

TTRAK, 60 ve 200 günlük HO’nın üzerinde işlem görmesini yükselişin devamı için olumlu karşılaşıyoruz. Hisse’de RSI İnd aşırı alım bölgesine yaklaşıyor olması ve CCI İnd. günlük grafikte aşırı referans değerlerin yakınında hareket ediyor olması olması rölatif olarak güçleneceğinin sinyalini veriyor. Hisse’de haftalık grafikte Elliot analizine göre 2. Dalga düzeltmesinin tamamlanmış olmasıyla birlikte P. Osc.’ün sıfır referans seviyesinin üzerinde artma eğiliminde olması 3. Dalga hedef seviyesine ulaşma ihtimalini arttırırken 5. Dalga hedefi olarak 1.350 fiyat seviyesi görülmektedir.

Kaynak: İnfo Yatırım

 

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.